Millet düşmanlarının ihanet planları hiç bitmez, süreklilik arz eder. Bu da bizim uyanık olmamızı, onlarınkinden hep bir adım önde hamleler yaparak oyunlarını bozmamıza vesile olmalıdır. Hemen akabinde OYUN KURUCU olmamıza kapı aralanacaktır.
Sadece dışarıdan değil, içimizde de sinsi emellerine hizmet edecek argümanları kullanırlar. Bu çoğu zaman askeri üsler, dinlenme tesisleri, ihanet odaklarına hizmet eden ajanlar olabildiği gibi, milli iradeyi çözecek eğitim, ahlak, töreyi anlamsızlığa sürüklemek, düşünen, araştıran, uyanmak isteyen beyinleri uyuşturan komplike faaliyetleri de kapsar.
Dikkat çekmek bakımından çevremizdeki bizi kuşatan ABD üsleri şöyledir;
- Bulgaristan’da 4, Romanya’da 4, Yunanistan’da 14, Suriye ve Lübnan’da 4’er, Irak’ta 6, Gürcistan’da 1, Güney Kıbrıs’ta 7.
- Yine CIA’in 19 Kasım 1980 tarihli belgesine göre Türkiye içindeki 26’sı tam faal 40 üs ve tesisin bulunduğu belirtilmiştir. Özellikle Kürecik radar üssü, İzmir Çiğli ve İncirlik üslerinin ABD için hayati değeri ayan beyan ortadadır.
Dıştan ve içten bu kadar kuşatılmışlık, bağımsız bir ülke olarak bazı kararları almamıza engel olmaktadır. Ortadoğu’ya şekil vermek isteyenlerin, aleyhimize olacak gelişmelere ya sessiz kalmamızı ya da bile bile zulme rıza göstermemize sebep olduğu gerçektir.
Kafkasya bölgesi ki burası Hazar Denizi’nden Karadeniz’e, kuzeyde Volgograd ve Dağıstan’ı, güneyde İran, Azerbaycan ile Doğu Anadolu’nun büyük bir kısmını içine alır. 1990-2025 arasında bu bölgelerdeki uçak ve helikopter kaza ve sabotajları geçmiş döneme göre 3 kattan fazla artmıştır. Milli güvenliğimiz açısından kayda değer ve kuşkulu bu durumlardan en çok zarar gören ülkemiz olmaktadır. Kafkasya’da etnik ve dini çatışmalar sürekli kaşınmakta, bu bölge HAVADA savaşlara sahne olmaktadır.
1980’lerden itibaren başımıza kuyruklu bela gibi takılan PKK terör örgütüyle mücadeleye maddiyatla ölçülemeyecek şehitler, gaziler, korucular, polis, asker, öğretmen, çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek 50binin üzerinde kayıp verdik. Bu uğurda milli kaynaklarımız harcanırken vatandaşımız enflasyon canavarının pençesinde yıllardır kıvrandı, hala da toparlanamadı…
Terörsüz Türkiye aldatmacası ile her seferinde devletimize verilen zarar artmaktadır. İhanetleri sabit Patrikhane meselesi de ANADOLU’nun bağrına Yeni Vatikan hançeri yerleştirme planıdır. BARIŞ, Allah’ın yeryüzünde istediği ve fert fert, toplum olarak insanlığın özlemidir. Bunun üstünü örterek savaşı ve zulmü öne çekenler de yaratılış gayesinin dışına çıkanlar da insanlardır. BARIŞ, yalnızca silahların susması değil, aynı zamanda ADALET’in tam anlamıyla yerini bulmasıdır.
Devletimizin içte ve dışta madden ve manen siyasal etkileşimden uzak kalmasının örtülü adı BOP’tur. Dikkatimizi ve uyanıklığımızı buradan başlatarak çıkış kapılarına ulaşmalıyız.
Düşmanın yüze gülmesi, sırt sıvazlaması, altına sandalye sürmesi hiçbir zaman hayra alamet değildir. Ajanlıktan 35 yıl hapse mahkûm birini elinden hemen kurtardım demesi de, Heybeliada PAPAZ okulunu aç demesi de, meşruiyet kazanırsınız demesi de, seçim hilelerini sen daha iyi bilirsin demeleri de boşuna değildir.
ABD ve Batılı ülkeler zenginliklerini hilafsız İslam ülkelerinden kaynak aktararak sağlıyor. Celladına âşık Körfez ülkeleri zalimlerin ticaret ortağı ve işbirlikçisi olmaktadır. Servetlerini İsrail’in koşulsuz destekçisi ABD ve İngiltere’ye aktararak silah ve mühimmatlarla Gazze’de, Suriye’de, İran’da, Mısır ve Libya’da kardeş kanının dökülmesine çanak tutmaktalar. Unutmayalım ki TÜRKİYE ne Suudi Arabistan’dır, ne de Körfez ülkelerinden biridir.
İman et, mücadele et, zafer Hakk’ın ve Hakk’a inananlarındır diye yola çıkan ERDEMLİLER, her zaman Yeniden Milli Mücadele’yi yenileyerek bu muştuya ulaşacaklardır.
Çepeçevre kuşatılsak da bazı hüsranlar yaşasak da kurtuluşun formülü, değişmez reçetesi ASR Suresi’nde Yaratıcımız tarafından belirlenmiştir.
İman edenler, salih amel işleyenler, Hakk’ı ve sabrı tavsiye edenler
kurtuluşun anahtarlarını yanında taşırlar. Vesselam.
Himmet KASAL
Yorumlar
Kalan Karakter: