Eylül ayının sonuna gelmişken, iki çok önemli olayı hatırlatmak gerekiyor. Bunların ikisi de etkileri bakımından Türk ve İslam coğrafyalarında derin etkiler bırakmıştır.
12 Eylül 1980 darbesi,
Yaklaşık 60 yıl savaş görmemiş Türk milleti zorla gelişmekte olan ülkeler arasında yerini alabiliyordu. Yerlileşme ve millileşme çabaları sürekli sekteye uğrayabiliyor, bir türlü kendine yakışan yerlere ulaşamıyordu.
Cumhuriyetin ilanından hemen sonra Haliç' te silah ve mühimmat fabrikası kuran ŞAKİR ZÜMRE' yi hatırlayalım. Uçaklardan atılan bomba, denizaltılardan atılan aydınlatma fişeği, mayın el bombaları üreten fabrikadan Bulgaristan, Polonya ve Mısır'a ihracat yapılır. Fabrikasında 2 bin kişi çalışmakta iken, tam da şaha kalkılacakken NATO ve ABD güdümlü güçlerce engellenir. Daha sonra sadece soba ve guzine imalatına geriletilerek saf dışı bırakılır.
Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil vb. kahraman müteşebbislerin çabaları da benzer gerekçelerle baltalanır.
1965' lerde MİLLETİM UYAN sloganıyla MÜCADELECİLER bir gençlik hareketi olarak ortaya çıkar. Millet düşmanlarının, emperyalistlerin hile ve tuzaklarını deşifre ederler. Vatan bölme faaliyetlerine dikkat çekerler. Kıbrıs-Kudüs- Türkistan gibi Dış Türkler meselelerini gündeme getirirler.
"Mücadele Birliği; ülkemizde uzun bir fetret dönemi ve sonrasında oluşan (İslam) görünümü ve fakat gayri İslami unsurları bünyesinde taşıyan ve barındıran bir din anlayışı karşısında (Sahabe) (Tabiin) ve müçtehit imamların temsil ettiği çizgide yaşana gelen (Sahih bir İslam) anlayışını yaşayan, yaşama gayreti içinde bulunan ve yaşatmaya çalışan samimi bir topluluğun adıdır." (İbrahim Ayan, Bir gençlik hareketinin yürüyüşü, son sahife kapak yazısı)
Uyarılara kulaklarını tıkayan iktidar sahipleri, dertlere merhem olmak yerine yeni yaralar açılmasına zemin harcamışlardır. Uyanış hareketlerini ört bas etme amaçlı terör, şantaj, adam kaçırma, cinayet ortamı, hazırlanarak 12 Eylül 1980 ihtilaline ortam hazırlanmıştır. Saf, arı, duru İslam'ı savunanlar, takiyyeci müslümanlarca etkisizleştirilmiştir.
Turgut Sunalp, Necdet Calp ve ABD baskısıyla Turgut Özal'a parti kurma izni çıkarıldı. 1984 yılında kurulan Islahatçı Demokrasi Partisi programına "Diyanet İşleri Başkanlığına özerklik verilecektir'" ibaresinin çıkarılması karşılığında siyasete devam edebileceği seklinde uyarıldı. Yani 12 Eylül 1980 Darbesi "Diyanete dokunamazsınız diyordu. (Salim Demirezen anısı. Bir Gençlik hareketinin yürüyüşü Shf. 238)
Diyanetin özerk olmayıp vazifesini yerine getirememesi sonucunda indirilen din değil uydurulan din revaç bulmaya başlamıştır.
12 Eylül 1980 darbesinin en önemli sonuçlarından birisi Bilge Lider rahmetli Aykut Edibali öncülüğündeki uyanış hareketini engellemek olmuştur.
11 Eylül 2001
Bu tarih, dünya coğrafyasını, siyasetini, demokrasilerini değiştiren BOP projesinin hız kazanmasını sağlayan tarihtir.
Emperyalistlerin Ortadoğu'ya çöreklenmeleri için önceden hazırlanıp planlı saldırılarıyla Dünya Ticaret Merkezine uçaklarla çarpmalarıyla icraata kapı aralanmıştır. Bu yapmacık gerekçeyle Afganistan, Irak, Suriye, İran iç savaşlara ya da birbirleriyle savaşlara tutuşmuştur. Milyonlarca ölü-yaralı kimin umurunda. Nasıl olsa akan kan Müslümanların anlayışı devam etmektedir. 2010' lu yıllara gelindiğinde Arap Baharı aldatmacasıyla Tunus Fas, Libya, Mısır, Suriye, Irak gibi coğrafyalar kana bulanmış rejimler değiştirilmiş, bu arada ülkemizin güneyi tehditlere açık hale getirilmiştir. Ülkemiz mülteci akımına bilerek ve planlanarak uğratılmıştır.
Gerek, 12 Eylül gerekse 11 Eylül felaketlerine uğramamak için doğruya doğru, yanlışa yanlış demek, doğruların yanında yer alıp uyanık olmak şarttır.
Himmet KASAL
Yorumlar
Kalan Karakter: