Takıntı Hastalığından Kurtuluş Yöntemi

Değerli okurlarımız psikolojik rahatsızlıklar ve ruhsal hastalıkların giderilmesi için çeşitli ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Elbette doğrudur ve gereklidir. Ancak bazen sadece ilaç tedavilerinin de rahatsızlığı geçici olarak baskılayama faydası olduğu rahatsızlığı tamamen gidermediğini görüyoruz. Çokça görülen obsesif kompulsif bozukluk denilen bizim takıntı hastalığı olarak isimlendirdiğimiz rahatsızlık toplumda grip gibi yaygın bir hâl almaya başladı. Günümüz hayat şartları içerisinde kaygı yükünün artması beraberinde endişe ve korkuları da artırıyor. Tüm bunlar birikerek zamanla zihnimize kanca ile tutturulmuş bir takıntı gibi yerleşiyor. Peki, zihnimize ve aklımıza adeta kelepçelenmiş takıntı düşüncelerin kelepçelerini açıp onlardan kurtulabilir miyiz?  Merak etmeyin yapabiliriz. Öyle uzun seanslara ve yüksek ücretlere falan gerek yok. Bu yazdıklarımı iyi okuyup iyi uygulayın yeter. Sizin için maddeler halinde sıralıyorum.
1.    Takıntı hastalığının en etkili ilacı ona ehemmiyet vermemektir. Sen ona önem verdikçe o büyür ve şişer. Önem vermez ve dikkate almaz isen küçülür ve dağılır. Nasıl ki arılara iliştikçe insanın başına üşüşürler. Aldırmaz isen arılar dağılır ve senden uzaklaşır. 
2.    Gece gözüne ilişen sıradan bir ipi yılana benzetebilirsin. Hatta bu hayalin sebebiyle onu gerçek yılan zannederek kaçarsın. Hâlbuki o sadece basit bir iptir. Takıntılar da hayaller ile büyür. Onun üzerinde düşündükçe gözüne çok büyük görünür ve seni korkutup kaçıracak bir şekle girer. 
3.    Takıntı hastalığı aslına bir hayalken ona verdiğimiz dikkat sebebiyle hakikate dönüşür ve bizde kalıcı hale gelmeye çalışır. Onun zihnimizde ki misafirliğine uzun süre izin vermemeliyiz ki bizi oradan dışarıya atıp ev sahibi haline gelmesin. Onun için takıntı düşünceler gelince korkmamak onu kısa bir süre misafir ettikten sonra uğurlamak lazımdır. 
4.    Bazı insanlar takıntı hastalığını çok şiddetli yaşar. Bu nedenle ondan kurtulmaları hemen birden gerçekleşmeyebilir. Bu kişiler şunu düşünmelidir; Ben bu takıntıyı büyük görsem büyüyecek, küçük görürsem de küçülecek. İrade ve etki takıntıda değil bendedir.  Takıntı beni değil ben onu kontrol edebilirim. 
5.    Eğer gerçekten bu yazdıklarımız uygulanmaya çalışırsa yavaştan yavaşa kökü kesilmiş ağaç gibi takıntılar kurur gider. Yeter ki biz niyet edelim ve takıntı ağacını yeniden yeniye sulamaya çalışmayalım. Haydi! Geçmiş olsun.