Cumhuriyet Halk Partisi’nin 39. Olağan Kongresi tamamlandı. Merakla beklenen yeni il başkanı Hasan Karadeniz oldu. Olaylı bir kongreydi. Sokaktaki vatandaşa yansımayan akıl oyunlarına da sahne oldu kongre. Tüm kongreyi yerinde takip eden bir gazeteci olarak öncesi ve sonrasıyla sizin için bir değerlendirme hazırladım.
Öncelikle bu köşeyi daha önce yazacaktım. Ancak bir sağlık sorunu nedeniyle yazamadım. Neyse ki Gazeteci Murat Arısoy çok detaylı ve güzel bir yazı hazırlayarak Kocatepe Gazetesi okurlarıyla paylaşmış. Ben de okudum ve buradan bazı eklemeler yapacağım.
Kongrenin günler öncesinde kongreye dair tartışmalar başladı. Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın Hasan Karadeniz’i desteklediği biliniyordu. Uzun süre sessiz kalan ve adaylığını son dakikalarda açıklayan Faruk Duha Erhan’ın da CHP Genel Merkezi tarafından desteklendiği hem kulis bilgisi olarak hem de Burcu Köksal’ın paylaşımıyla ortaya çıktı. Ömer Akyıldız da CHP Parti Meclisi Üyesi Yalçın Görgöz tarafından destekleniyordu. En azından kulislerde konuşulan buydu.
Kongre termal bir otelde düzenlendi. Sunuculuğunu Faruk Duha Erhan’ın yakın çalışma ekibinden bir hanımefendi üstlendi. Burada divan başkanı seçimi için yapılan teklifi ve teklifte yer alan isimleri okumadan oylamaya sundu. İtirazlar yükseldi. “Kimi oyluyoruz? Neyi oyluyoruz?” dedi delegeler. İşte bu hata Hasan Karadeniz’in Erhan’ı hedef alan konuşmasını da önceden haklı çıkarmış gibi oldu. Konuşmanın detaylarını aktaracağım.
Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım divan başkanı seçildi. Divan koltuğuna oturduktan sonra yaptığı ilk iş kongrenin basına kapatıldığını duyurmak oldu. Bu kararı divan olarak aldıklarını söyledi. Oysa delegelerin oyuna sunulması beklenirdi. Bu karara gazetecilerin bir kısmı tepki gösterirken bir kısmı ise sessiz kalmayı tercih etti. Biz kongreyi takip etmek için Pazar günümüzden fedakârlık etmişken, sabahın erken saatlerinde başlayıp akşam kaçta biteceği belli olmayan bir kongreyi takip etmeyi göze almışken bu karar en hafif tabirle ‘basına sansür’ anlamına geliyordu. Gazeteciler olarak haber yapmaya dair iştahımız yüksekti. Çünkü AK Parti’ye geçeceği konuşulan Köksal sosyal medya hesabından, “Hiçbir yere gitmiyorum. Kongrede herkesle yüzleşeceğim” diyerek kongrede yapacağı konuşmaya dikkat çekmişti. Ne var ki Yalım’ın sansür kararı Köksal’ın bu konuşmasının basına yansımaması için alındığı intibasını yarattı. Bu da parti içi demokrasiyi ve CHP’nin özgürlük anlayışını sorgulattı.
Çok geçmeden bu karardan dönüldü. Burada Faruk Duha Erhan ve Ömer Akyıldız’ın çabaları, bazı partililer ve delegelerin divana tepkisi de etkili oldu. Onlara teşekkür ediyorum. Katıldığım bir yayında Hasan Karadeniz de tepki gösterdi diye açıklama yapmıştım. Ancak sonradan izlediğim görüntülerde Karadeniz’in tepkisiz kaldığını fark ettim.
Kongrede geride kalan dönemin faaliyet raporu görüşüldü. Öyle bir faaliyet raporu hazırlanmış ki, gidilen konserler, çelenk törenleri, kutlanan bayramlar dahi yazılmış. Biraz garipsedim. Erhan il başkanlığı döneminde birçok alanı diğer partilere bıraktı. Söylemde bulunabileceği aktif olabileceği alanlar vardı. Filistin meselesi AK Parti ve Saadet Partisi’nin, milliyetçilik söylemleri MHP ve İYİ Parti’nin alanı oldu. Erhan’ın kullandığı alan genellikle ekonomiydi, İmamoğlu’nun tutukluluğuydu.
Kongrede adaylar dışındaki bazı isimler konuşmalar yaptılar. Kimi örtülü olarak Burcu Köksal’ı hedef alırken, Dinar Belediye Başkanı Veysel Topçu, “Bu şehirde yalnız Başmakçı ilçesi yok. Dinar da var Başkanım” diyerek Faruk Duha Erhan’ı hedef alan uzun bir konuşma yaptı. Bu konuşmalar sırasında zaman zaman sesler yükselse de ciddi bir gerginlik yaşanmadı.
Ve işte beklenen o an geldi. Gazeteciler, adaylar, delegeler, partililer… Kısaca herkes dikkat kesildi. Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal sahneye çıktı. Yalçın Görgöz, Faruk Duha Erhan, Ömer Akyıldız’dan başlayarak birçok ismi hedef alan yüksek tonlu bir konuşma yaptı. “Partide kumpas kuranlara, iftira atanlara, bu partiden göndermek isteyenlere inat CHP’deyim" dedi. Bu mesajla AK Parti’ye geçeceği iddialarını yanıtlamış oldu. Parti içinden kendisine yönelen tüm saldırılara İl Başkanı Erhan’ın sessiz kaldığını ve kendisini parti içinde yalnız bıraktığını söyledi. Erhan’ı Afyonkarahisar Belediyesi’nin açılışlarına katılmamakla eleştirdi. Daha önceki paylaşımında Genel Merkezi eleştiren Köksal bu konuşmasında Genel Merkezi hedef almadı hatta Genel Başkan Özgür Özel’in kendisine destek olduğunu söyledi. Konuşmasında en vurucu kısımlar Erhan’a, “Bana Burcu Köksal sevilmiyor, oy alamaz demişler. Siz büronuzda keyifle otururken ben üreticilerin hakkını savundum. Siz Çölovası’nı navigasyonla bulursunuz, ben gözü kapalı giderim” kısmıydı. Bu sözleri delegeler ayakta alkışladı.
Köksal Akyıldız’a da “Bana ırkçı ve faşist demiş” diyerek yüklendi. CHP’de DEM Parti’ye yaramayan ve onların hoşuna gitmeyen her söylem ırkçılık ve faşizm olarak nitelendiriliyor. Köksal’ın belediye yönetimiyle ilgili birçok eleştiri yapılabilir ama faşizm olarak nitelendirilen davranışları faşizm olmamakla birlikte haklın talebi olarak demokrasiye de uygun.
Ve Burcu Köksal’ın konuşması bitti. Köksal’ın Afyonkarahisar Belediyesi’ndeki ekibi gazetecilere, “Arkadaşlar çok yoruldunuz. Hadi AFBEL Otel’de yemek ikram edelim size” teklifinde bulundular. Oysa kongre devam ediyordu. Erhan’ın kendisine yönelen eleştirilere vereceği cevabı merak ediyorduk. Acaba Erhan’ın konuşması basına yansımasın çabası mıydı bu yemek organizasyonu?
Erhan kürsüye çıktı. Konuşmasını gerçekleştirdi. Genel siyasetten bahsetti. Tutuklamalara tepki gösterdi. Ekonomiye değindi. Sanki karşısında kararsız seçmen vardı da CHP’ye oy vermeye ikna etmeye çalışıyordu. Oradaki herkes aynı kanaatleri paylaşıyordu zaten. Erhan bir de İmamoğlu’ndan çok kez bahsetti. İmamoğlu’nun kendisini desteklediği intibasını oluşturmak istiyordu sanırım. Zaten delegeler için hazırlanan kartlarda da Atatürk, Özgür Özel ve İmamoğlu’nun görselleri vardı. Bu tasarım il başkanlığına aitti. İmamoğlu her ne kadar güçlü bir figür olsa da il kongresinde ne işi vardı? Cumhurbaşkanı adayı diyebilirsiniz. Ben de derim ki henüz seçim döneminde değiliz. Erhan kendisine yönelen eleştirilere cevap vermedi. Konuşmasını tamamlarken Hasan Karadeniz’e yönelik baskıyla aday oldu söylemini kullandı.
Hasan Karadeniz’e geldi sıra. Karadeniz de konuşmasında Erhan’ı hedef aldı. Siyasi tecrübesizlikle suçladı. “Onun tecrübesizliğini biz elimizden geldiğince kapatmaya çalıştık” dedi. Erhan’ın ekibini dinlemediğini ve tek başına kararlar verdiğini söyledi. 31 Mart seçimlerinde sandık kurullarına üyeleri getiremediğini söyledi. Bu sözler Erhan’ı sinirlendirdi ve oturduğu yerden Karadeniz’e tepki gösterdi. Bu sırada bir partili Karadeniz’e yaklaşarak yüksek sesle bir şeyler söylemeye çalıştı ki Karadeniz’in yakınları partiliyi güç kullanarak salondan çıkardı. Kongrenin en gergin anı bu andı. Bazı isimler Yasin Köksal’ın da olaya karıştığını ifade etse de Köksal’ın ortamı sakinleştirmeye çalıştığına şahit oldum. Karadeniz’in konuşmasında bir partili de “Belediye’den adam getirmişler, burada kendilerini alkışlatıyorlar” diyerek salonu terk etti.
Aslında Karadeniz rüzgârı kongrenin ilk anlarında başlamıştı. Salona girer girmez tezahüratlarla karşılandı. Sonuçta da beklenen oldu ve il başkanı oldu.
Ömer Akyıldız da konuşmasında Erhan’ı hedef aldı. Oysa kongre boyunca çok samimi görüntüler vermişlerdi. Akyıldız, kongrede yaptığı konuşmada mevcut yönetimi eleştirerek, “Bir il başkanı, partisinin yönettiği belediyeyle ticari ilişkilere girmemeli; örgütünü koruyup kollamalıdır” dedi. Akyıldız konuşmasında sol siyasetin sevdiği bazı kavramları da sık sık kullandı. Emperyalizm, baskı, zulüm, faşizm, örgütlü mücadele… Bu dili merkez ilçe seçimlerinde Umut Kılınç da kullandı. Akyıldız ve ona yakın siyasetçiler bu dili kullanarak siyasi başarı elde edemiyor. Sanıyorum vatandaşın da delegenin de ikna yöntemleri daha başka.
Kongre sona erdi. Erhan’a yapılan eleştiriler akıllarda. Bakalım Köksal ve kendisine yakın il yönetimi nasıl bir çalışma sergileyecek. CHP’nin 2024 başarısını sürdürebilecekler mi?
Yorumlar
Kalan Karakter: