AFGAN GÖÇLERİ

Göçmen meselesini konuşmaya kalktığınızda öncelikle iki şeyin birbirine karıştırıldığını fark ediyorsunuz. Göçmenlere yönelik her türlü insani yardımı yapmak insanlığımızın bir gereği. 
Şefkat ve merhamet sahibi hiçbir insan kapısına gelip bir bardak su isteyeni boş çevirmez. Meselenin bu yönünde hepimiz aynı fikirdeyiz.
Ancak göç olayları ve göçmenlerin ülkelere etkisi gibi sorunlar ciddi bir devlet politikası gerektiren şeyler. Yani göçmenler hususunda her noktası apaçık belli olan, bir program dâhilinde işleyen ve tüm devlet mekanizması tarafından benimsenmiş bir yol haritası lazımdır. Demokrat Parti Genel Başkanı Sayın Gültekin Uysal’ın dediği gibi vicdan ve nefret söylemleri arasına bu meseleyi sıkıştırmamalıyız. Akli bir yol, ortak bir plan, sürdürülebilir bir göç politikası üretmeliyiz. Yoksa geri dönülmesi zor olan büyük sorunlar bizi beklemektedir. Kontrolsüz göçmen girişleri ve girenlerin kontrolsüz bir şekilde ülke içinde hareketlerinin doğurduğu sorunlar hepimizi etkilemektedir. Hiçbir şekilde kayıt altında olmayan insanlar hangi şeyden çekince duyacaklardır.
Göçmenler ülkemize zarar verme niyetinde olan örgütlerin arayıp da bulamadığı bir insan kaynağı değil midir?  Kayıtsız göçmenlerden oluşan böyle bir genç potansiyelin yapamayacağı şey var mıdır? Ucuz işçi konumundaki göçmen gençler nedeniyle zaten iş bulma sıkıntısı çeken gençlerimizin işsizlik sorunu daha da artmamış mıdır?
Son zamanda şehrimizde de aşırı bir Afgan göçmeni görmekteyiz. Hiçbir şekilde kimlik veya ülkeye girişlerini gösteren bir belge barındırmayan bu göçmenlerin sayısı her geçen gün artmakta ve ilimizde de bu göçmen yoğunluğu apaçık fark edilmektedir.