Değerli gönüldaşlarım
Kâlb var, Tevbeyle günahı yıkar. Kâlb var öfkeyle haneler yakar. Kâlb var sevgiyle kâlblere akar. Kâlb var zifiri karanlık kirli.
Kâlbleri böylece sıralayabiliriz. Önemli olan kötü zifiri karanlık gibi kâlb taşımamak. Rabbim cümle alemi kararan gönüllerden muhafaza eylesin.
Günümüz materyalist hayatı toplumumuzu baya bir gerip bazı insanların bunu da yapmaz dediğimiz fiillere tevessül etmelerine hayret etmemek mümkün değil. Etrafımıza baktığımızda her kime baksak karamsar, kime değinsek karanlıktan şikâyetçi. Peki, biz bu hale ve bu karanlık hayata nasıl girdik?
Hiç aklımıza geldi mi KONFÜÇYÜZ’ün şu sözü?
Karanlıktan şikâyetçi isen, önce kendin bir mum yak.
Ne kadar yerinde bir söz değilmi? Karanlık dünyamızı ışıtmak için Peki biz ne yapıyoruz.
Meselâ;
-Ahlaktan şikâyet ederiz her türlü ahlak ihlalini biz yaparız.
-Eğitimden şikâyet ederiz bizi eğitenlerin eğitimini araştırmayız.
-Kul hakkından şikâyet ederiz resmî kurumlarda sıra ihlalinde öne geçmek için yarışırız.
-Tembellikten şikâyet ederiz, ama yan gelip yatıp, havadan zengin olma hayali kurmada üzerimize yok.
-Ekonomiden zamlardan şikâyet ederiz, satacağımız ürünün fiyatın insafsızca artırma yoluna gideriz.
-Kiracıdan şikâyet ederiz, kiraya verdiğimiz dairenin kirasını kiracı ödeyebilir mi diye sormadan insafsızca kira isteriz.
-Velhasıl her şeyin özeti karanlıktan şikâyet ederiz karanlık gönlümüze bir mum yakmayı beceremeyiz.
Karanlık gönülle ne Ahlakı, ne dini, ne Ekonomiyi, ne de eğitimi düzeltmemiz zor. Rabbim hakkımızda hayırlısını versin.