Hacı Alinin Torunları Karakol Kardeşlerin anlattıklarına göre...(Şükrü ve Mehmet Karakol)
Şu sınava, sabra bakınız. Turabi Hacı Ali’yi yıllardır tanıdığı halde, Turabi, Şahanoğlu , Hacı Ali ve dostları beraber zikrettikleri halde, sabra imtihana bakınız, Deli Bekirdeki. On yıl kadar, ( 1863’ e kadar), Turabiyi Hicv eden, Harabiye ( Deli Bekir’e) bakınız, sabra ve itaate bakınız. Deli Bekir, Turabiye yeni intisab ettiği zamanlardaki, Turabinin O' na verdiği emre, göreve dikkat ediniz.
Turabi Hz. leri, bir gün Harabiye (Deli Bekir), ‘’Sinir Köyünde, Hacı Ali diye birisi var. Hacı Ali’yi hiç bir kimseye sormadan, Hacı Ali kim diye sorup araştırmadan, git onu bana getir,'' der. Deli Bekir doğru sinir köyüne gider. Bir yıl ayakkabı tamirciliği yapar, eski ayakkabı satar. Hacı Aliyi hiç tanımıyor’da. 0 Hiç tanımadığı Hacı Aliyi nasıl bulacağım diye, bir yıl düşünür, kimseye sormazda...
On yıl cıvarı Turabi’yi hicveden, yeren, Harabideki sabra bakınız. 1863 den sonra Turabiye bağlanan, Harabideki saygıya bakınız. ‘’Hacı Aliyi kimseye sormadan bul getir'' söze dikkat ediniz, saygıya bakınız, Deli Bekir’deki...
Bir gün; Sinir Köyünde bir köy odasına doğru giderken, o sıra da şiddetli yağmur yağmaya başlar. Herkes yağmurdan ıslanmamak için, evlerin kuytu yerlerinde, saçak altlarında ıslanmamaya çalışır. Deli Bekir (Harabi) Hacı Aliyi, o güne kadar hiç görmemiş sanki... Çok çok görse’de tanımıyorki... Hacı Ali kim?
O sırada yağmurda, yolun ortasında, omzunda bağ, bahçe beli ile (bahçe küreği) yürüyen, fakat yağmurda hiç ıslanmayan bir adam! Yağmurda yürüyor, yürüyor ve ıslanmıyor...
Rahmetli büyük dedemizi, Hacı Aliyi görür, Harabi. Hacı Ali dedemiz, biraz önce tarladan ayrılmış köydeki evimize geliyormuş. Deli Bekir Hacı Ali’yi tanımıyorki. Yağmurda yolun ortasında yürüyüp, hiç ıslanmadan giden, bu adamı (Hacı Aliyi) görünce ''Benim aradığım adam galibi bu eren olsa,’’ gerek diye kendi kendine düşünmüş söylenmiş . Deli Bekir büyük dedemize (Hacı Ali’ye) yaklaşmış...
Selam verip yanına varmış. Hacı Ali’de, Bekir’i (Harabi) hiç tanımadığı, bilmediği halde; ‘’Hoş geldin Bekir baba, , ben seni altı (6) senedir seni beklerim nerede kaldın?’’der. Deli Bekir hayretle, bu şekilde Hacı Ali ile tanışmış olur.
Anlaşılıyor ki; Deli Bekir Turabiye, daha önce yazdığım gibi, Şahanoğlundan 10-12 sene sonra, Hacı Ali’den altı sene sonra Turabiye, bağlamış. Hacı Ali’den altı sene sonra Turabiye intisab etmiş, katılmıştır, Harabi (Deli Bekir) .
Büyük dedemiz Hacı Ali, Deli Bekir’i misafir etmiş. O’nu evinin yanındaki köy odamıza yerleştirmiş. Turabinin Deli Bekir’i, Sinir köyüne mecburi ikamete göndermesinden sonra’ da, ömür boyu dedemiz Harbi’yi misafir etmiştir.
Hacı Ali H. 1297 yılında, Miladi 1880'de vefat etmiştir. Dedemiz Hacı Ali, vasiyeti üzerine sinir köy mezarlığında, Deli Bekirin yanına defnedilmiştir
HACI ALİ İLE HARABİNİN
KATMER OLAYI
Turabi; Harabi’yi, Sinir Köyüne dedemiz Hacı Alinin yanına, mecburi ikamete tabi tutuyor. Hacı Ali dedemiz, Deli Bekir'i bizim köy odamıza yerleştiriyor. Her türlü desteği’de veriyor. Zaman zaman, dostu Harabiye katmer börek yaptırıyor, ikram ediyor, Deli Bekir’e...
Aradan zaman geçiyor. Bir gün, dostu Deli Bekirin (Harabi) canı, katmer ister. Bunu dedemiz, Hacı Aliye söyler. Hacı Ali'de Bekirin isteğini kırmaz ve büyük ninemize, hanımına iletir. Harabiye katmer yapılmasını ister. Hacı Alinin hanımı, ‘‘Usandım bu adamın elinden ikide bir katmer istiyor''diye kendi kendine söylenir.
Gönülsüz’de olsa gece, kadın katmeri, yapmış. Hoşafı ve ayranı hazırlamış.
Ertesi gün, dedem Hacı Ali, katmeri hoşafı , tepsiye kor. Hacı Ali tepsiyi alır, köy odasına götürür. Bekir’e ikram eder.
—Buyur Bekir ağa, der.
Deli Bekir
—Ben bu katmeri yemem. Hanımın gönülsüz yaptı, sana' da söylendi, der.
Katmeri yemez. Hacı Ali ve hanımı, Harabinin (VELİ BEKİR ‘dir O) kerametini anlarlar.
Deli Bekir’den özür diler. Harabi Bekirin kerametini anlayan büyük ninemiz eskisinden daha iyi, daha istekli, daha çok katmer, börek yaparak ikram eder ve her istediğinde devamlı, seve seve Katmer yapar, ikram eder. Kabirleri Cennet olsun, Allah Rahmet eylesin. AMİN...
Hz Muhammed Ve Ehline Selat ve SELAM OLSUN.
Ahmet hidayet Şahintepe hocamın yazıları Afyonun manevi tarihine ışık tutması ve gerçek kaynaklardan alıntı yaparak hilafsız olarak yazması çok mühimdir. Bu yazılarda geri dönüşü olmayan hatalar yoktur. Doğru olmayan kaynakları ellerinin tersiyle itip gerçekleri yazması ve büyüklerinden süregelen hatırları yerinde araştırarak paylaşması fevkalade bir hizmettir. Bu hizmetinden dolayı kendilerine ve bu yazılarını yayımlayan gazetenize teşekkür ederim.