SEÇİM SONRASINDAKİ GÜNDEMLER
İNCE’NİN SEÇİM GECESİ
Seçimler biteli bir haftayı biraz geçti.
Muharrem İnce’nin seçim gecesi kendisini destekleyenlere seslenmemesi, sessiz kalması ve nerede olduğu kafalardaki soru işaretlerini çoğaltırken İnce, dün soru işaretlerini bitirmek için bir dizi twit attı.
İnce, eşinin ve kendisinin kaçırılması, gözaltında tutulmasını yalanlayarak “Seçim gecesi susturulduğum, tehdit edildiğim, kaçırıldığım, açıklama yapamayacak durumda olduğum yönünde söylenen/yazılan/paylaşılan her şey yalandır. Arkadaşlar maalesef bilmediğiniz şeyler var” diye başlayan tweet benim hesabımdan atılmamıştır. Bu şekilde başlayan tweet ekran görüntüsü sahtedir, düzmecedir.” dedi.
İnce tvitlerinde şu açıklamayı da yaptı:
Seçimin ve seçim sürecinin adil ve hukuka uygun bir şekilde sürdürüldüğünü söyleyemem ancak seçim sonrasında üretilen komplo teorilerinin doğru olmadığını söylemek için bu açıklamayı yaptım…
Bana Göre: Kazansaydı cumhurbaşkanımız olacaktı. Cumhurbaşkanları veya adayları yalan söylemezler. İnce’nin kaçırılmadığına inananlar, bu konuya demokrasimiz adına sevinenler, doğru diyenler İnce’nin Seçimin ve seçim sürecinin adil ve hukuka uygun bir şekilde sürdürüldüğünü söyleyemem sözüne de demokrasimiz adına inanmalı ve dikkat kesilmelidir…
Çünkü Cumhurbaşkanları veya adayları yalan söylemezler, söylememeliler.
ALİ ÖZKAYA’NIN MÜŞAVİR EŞİ
Asırların eleğinden geçerek içinde gerçekleri barındıran ve sahibi belli olmayan sözlere atasözü denir.
İşte yılların süzgecinden geçerek kadar gelen bazı atasözleri: Bal tutan parmağını yalar… Gemisini kurtaran kaptan… Arık (aç) at yol almaz, arık (aç) it av olmaz… Aç ayı oynamaz… Aç ne yemez, tok ne demez… Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur... Av avlayanın, kemer bağlayanın….
Diğer gazetelerde yer aldı mı bilmiyorum. Dün Yeniçağ Gazetesi yazdı. Milletvekilimiz Ali Özkaya’nın eşi Milli Eğitim Bakanlığına açıktan atamayla müşavir olmuş.
Milletvekilimiz Ali Özkaya ise bu atama haberinin duyulması veya kendisine sorulması üzerine "Bu atama normal bir şey. Eşim, çocuk gelişimi bölümü mezunu. Özel rehabilitasyon merkezi yöneticisi. Hem partide hem de cumhurbaşkanımızla yıllarca çalışmış biri. Bu konunun içinde. Sokakta olan biri değil. İşinin ehli biri. Alanı konusunda uzman. Bizim eşimiz olması vatandaş olarak hakkının savunulmasına engel değil ki" diye konuşmuş.
Milletvekili Ali Özkaya’nın yukarıdaki sözlerinden sadece “Hem partide hem de cumhurbaşkanımızla yıllarca çalışmış biri” sözlerine katılıyorum…
Diğerlerine hem ahlaki hem de etik açıdan hem de açıktan atama anlamında muhalefet olsun diye yüz tane cevap veren olur.
Bana Göre : İktidarlar ekipleri ile gelmeli giderken de ekipleri gitmelidir… Başarı ancak böyle yakalanır… Bu yüzden Hem partide hem de cumhurbaşkanımızla yıllarca çalışmış biri sözünü başarılı iktidar olma anlamında toplumdaki karşılığı atasözlerimizle de teyit edildiği için bu atamanın fazla abartılmasını gereksiz görüyorum…
İktidarların belirli kademelerden başlamak üzere çalışacağı kişilerin yani ekipleriyle gelmesinin ve ekipleriyle gitmesinin yasal statüye kavuşması gerekir. Böylece bu tür atamaların hem ahlaki hem de etik kuralları da belirlenmiş olur, hem de gereksiz polemiklerin ve suçlamaların önüne geçilmiş olur.
ESİN KAYNAĞI MÜTHİŞ TÜRK
Fransa'nın başkenti Paris'in güneyindeki Réau Hapishanesinde cezasını çeken cezaevi firarları ile ünlü soyguncu Cezayir asıllı hırsızlığın kitabını yazan ve bestseller olan Redoine Faid dördüncü kez hapishaneden bu sefer de helikopterle firar etti.
Faid, helikopterle Paris yakınlarındaki hapishane bahçesine inen ağır silahlı adamları tarafından hapisten kaçırıldı.
Aslında bu haberin öyle abartıldığı gibi bir enteresanlığı yok. Habere esas kişinin hayatında bu kaçıştan daha dikkat çekici firarlar ve vukuatlar var. Mesela Adam 2013 yılında cezaevinden dama oynar gibi beş çelik kapıyı patlata patlata çıkıyor…
Bana Göre: Televizyonlarımızın bu helikopterle kaçırma olayını “filmlere esin olacak” diye anlatmaları habercilik adına alabildiğine acemilik ve cehalet kokuyor… Çünkü cezaevinden helikopterle kaçırılan ilk mafya babası dünya gazetelerine Müthiş Türk diye manşet olan Halil Avar’dı… Habere “Halil Avar öncüydü veya esin kaynağı bizim Halo Dayı idi” diye habere giriş yapsalar daha anlamlı olurdu…
Çünkü Hollanda’da tutuklu bulunduğu cezaevinden Sicilya mafyasının ünlü ailesi Trappaniler tarafından kaçırılmasıyla tüm dünyaca tanınan Avar’ın’ın yaşam öyküsü film ve dizilere de konu olmuştu. Halil Avar 1993'te Lucky - S ve Kısmetim - 1 gemisindeki uyuşturucular ile gündeme gelmişti. Hayatı Kurtlar Vadisi isimli diziye de konu olmuş ,dizideki, Halo karakteri polis helikopteri ile cezaevinden kaçırılmıştı.
SOYLUNUN TALİMATI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin soruları cevaplandırırken bir soru üzerine "Valilere müsteşarım üzerinden CHP İl başkanlarını bundan sonra şehit cenazelerinde protokole kabul etmeyin talimat gönderdim" dedi.
Soylu’nun bu söylemi toplum içinde pek hoş karşılanmadı.
Toplumdaki hoşnutsuzluğun yanı sıra AK Parti’de hoş karşılanmadı.
Hükümetin basın sözcüsü Mahir Ünal gerekli açıklamayı Soylu'nun yapacağını belirterek "Bunu birilerinin ısrarla siyasetin malzemesi haline getirmesine müsaade etmemek gerekir" diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan da Soylu için “adının başında İçişleri Bakanlığı etiketi bulunan şahısın açıklamalarının sorumsuz, ölçüsüz ve ayarsız olduğunu neyi amaçladığını anlamanın güç olduğunu” söyledi.
Bana Göre: İçişleri bakanımız Süleyman Soylu seçim sonrasındaki bazı tartışmaları engellemek, dikkatleri başka yöne/gündeme çekmek için her zaman yaptığı malum atraksiyonlarından biri. Bu talimat tabii ki hem milleti hem de cami cemaatini ayrıştırıcı, birbirine ötekileştirici talimattır. Zaten tüm Müslümanlar da bilir ki camide protokol falan da olmaz… Velev ki öyle…. Peki, gazetecinin biri kalksa da sayın bakana “Ya şehit CHP’li olursa o zaman da siz törene katılmayacak mısınız, o CHP’liyi şehitten saymayacak mısınız “diye sorsa acaba ne cevap verirdi?
GİDEN MİLYAR DOLARLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2017 yılın Aralık ayında “Bazı işadamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gayretlerinin olduğunu duyuyorum. Kabinemize sesleniyorum, bunların hiçbirine asla izin vermemelisiniz. Bu adımlar ihanet-i vataniye’dir” diye çok sert konuşmuştu…
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra iş dünyasından gelen kırılgan tepkilere karşı olarak sözünü hemen ertesi gün değiştirmiş yanlış anlamalara sebep olabileceğini belirterek “İsteyen herkesin yurt dışına parasını çıkarma hakkı var” diye konuşmasına açıklık getirmişti…
Aralık ayında yurt dışına yapılan yatırımların ya da dışarı çıkartılan paranın minimum kırk milyar dolar olduğundan bahsediliyordu…
Köşe yazarı Rahmi Turan konuştuğu araştırmacı bir yazar vesilesiyle iki yılda serveti en az bir milyon ve üzeri olan 12.000 milyoner iş adamının Türkiye’yi terk ettiğini yazdı.
12.000 milyoner işadamı en az bir milyondan 12.000.000.000 $ …
İki milyondan 24.000.000.000 $
Ortalaması beş milyon desen 60.000.000.000 $ … Çarpı 4.5 tl= 270.000.000.000 $ (iki yüz yetmiş milyar dolar)
Bana Göre: Paramız yok… Gidecek başka Türkiye’miz de yok… Ticari amaçlı gösterip kendilerine göre sebeplerle art düşünceli olarak mal varlıklarını dışarıya aktaran hainlere her şeyi söyleyin. Serbestsiniz. Ama bizim için de şu seçimden sonra art arda gelen insafsız zamlara bir ara verin. Kaşıkla verip kepçeyle almak işte buna denir… Bunu yapmayın. Kantarı topuzu kaçarsa bu da milletin samimi duygularına/oylarına ihanettir.
SEÇİM SONRASI OY GEÇİŞGENLİĞİ ARAŞTIRMASI
Dün CNN Türk televizyonunda yayınlanan tarafsız bölge programındaki 24 Haziran 2018 seçimlerinin oy geçişenliği araştırmasının tüm sayısal verilerine internetten burdan ulaşabilirsiniz .
Yorumlar
Kalan Karakter: