ÖNEMLİ OLAN KAZANABİLMEKTİ
Maç öncesi düşünce şuydu! Geçen hafta zaferle dönülen Sakarya deplasmanı sonrasında yaşanan çirkin olayın yansıması acaba bu maça olur muydu? Bence çoğu insanın kafasında bu düşünce vardı veölümle sonuçlanabilecek vahim bir olayı biz zati gözleri önünde yaşayan futbolcuların kafasındaki izleri kısa zamanda silmek o kadar kolay değildi. Tam bir psikologluk olan bu durumun izleri mutlaka ki, ilerleyen zaman dilimi içerisinde evre evre silinecekti. İşte bu nedenle maç öncesi kafalardaki acabaların yegânesi, bir önceki haftanın acı hatıralarını unutmaktı. Bu düşünce içerisinde puan sıralamasında kendisine en yakın olan rakibi Darıca Gençlerbirliği’ni 6 puan değerindeki maçta yenerek evine eli boş göndermekti. Maçın getirisini de Sportif Direktörü İbrahim Çelik’e hediye etmekti.
Nitekim de biraz zorda olsa, 90 dakika boyunca zorlanarak ta olsa, maçta topun oyunda olmadığı dakikaların sonunda oyuna ilk yarının ortalarında dahil olan Osman Atalay’ın ayağından gelen gol stattaki 15 civarındaki seyirciyi coşturmaya yetti. 90+3. Dakikanın bitimine doğru sol taraftan kazanılan serbest vuruşta kale önünde oluşan karambolde topu önünde bulan Osman, düzgün bir vuruşla topu ağlarla buluşturmayı başarınca hem yeşil zemin üzerinde hem de tribünlerde kıyamet koptu, yer yerinden oynadı. Orman ve Su İşleri Bakanımız Profesör Doktor Sayın Veysel EROĞLU, İl Genel Meclisi ve aynı zamanda AFJET Afyonspor Kulüp Başkanı Sayın Salih SEL’e gol sevinciyle öyle bir sarıldı ki, işte o anlık enstantane bir olmanın, birlikte olmanın, mutluluğu ve coşkuyu paylaşmanın en güzel karesiydi. Şayet hafızam beni yanıltmıyorsa, bakanımız yoğun mesaisine rağmen fırsat bularak ilinde 2. Kez mor-beyazlı takımı izlemeye gelmişti. Belli ki, eli boşta gelmemişti. Gelirken beraberindeki heyetiyle birlikte AFJET Afyonspor’a tek golle de olsa altın değerinde 3 puanla birlikte, şampiyonluk yolunun en önemli virajını kayıpsız atlatabilmenin moral-motivasyon ve müjdesini getirmişti. Maçın bitiş düdüğüyle birlikte soluğu sahada alan Bakanımızın, sporcularımızın sevincine yeşil zeminin sarargın ve solgun yüzü üzerinde ortak olarak taraftarlarla birlikte coşkuyu yaşaması, şampiyonluğa giden yolda zafere olan inançtı.
Birbirlerini 4 puan aralığıyla takip eden iki takımın mücadelesi gerçekten çok önemliydi. Bir önceki haftaki maçlarını kazanan iki takım, ligin en çok gol atan ile kalesinde en az gol gören iki takımın mücadelesi idi. Uzun maratonun geride bırakılan 21 haftalık istatistiklerine bakıldığında iki takımında hem iç sahada hem de dış sahalardaki kazanımları birbirlerine çok yakındı. Bu sezon evinde 10 maç oynayan AFJET Afyonspor, iki beraberlikle 8 maçını kazanmış. Neredeyse 850 güne yaklaşan bir zamandır kendi saha ve seyircisi önünde maç kaybetmemiş. Rakip filelere 21 gol bırakan mor-beyazlı oyuncular, kendi kalelerinde yalnızca 6 gol görmüş. Konuğu Darıca Gençlerbirliği ise bu maç öncesinde deplasmanda oynadığı 11 maçta 6 galibiyet, 2 beraberlik, 3’te yenilgi almış. Bu maçlarda rakiplerinin ağlarını 11 kez havalandıran konuk takım, kendi ağlarında gördüğü 9 golle sınırlı sayıda gol atan ve yiyen bir takım görüntüsü vermiş. İki takımın ilk yarı mücadelesi Darıca’daki 1-1’lik randevuda dikkate alındığında maçla ilgili sonuç tahmininde bulunmak gerçekten zordu. Ama gönül tabii ki, AFJET Afyonspor’un bu zorlu müsabakasını kazanmasını can-ı gönülden istiyordu.
Son iki haftası lig fikstürünün getirisi olarak iki erken final mücadelesine sahne olan karşılaşma daiki takım oyuncuları arasında kora kor-dişe diş bir mücadele vardı, itiş kakış vardı, hakem kararlarına itirazlar vardı, benzer şekilde tribünlerde coşkuyla birlikte aleyhte ya da lehte çalan hemen her düdüğe itiraz sözcükleri vardı ama inanın ağızlardan çıkan kötü bir söz yoktu. Mor-beyazlı takımın tribünleri dolduran binlerce taraftarı örnek davranışıyla sınıf atlarken misafir takımın takdirini kazanmakla birlikte takımlarına verdikleri destekle de kazanılan zaferin ortak paydaşı olmayı başardılar.
İşte böylesi güzelliklere sahne olan maçın tek eksik yönü,kale önlerinde bol gol pozisyonunun olmayışıydı. İlk yarıda rakip takımın yakaladığı 2 pozisyonla, AFJET Afyonspor’un da rakip savunmanın yapmış olduğu hatada Murathan’ın uzak mesafeden boş kaleye vuruşunda topun kale yerine auta gitmesi zorlu 90 dakikanın en önemli pozisyonlarıydı.
İkinci yarı başladığında iki takımında görüntüsü ilk yarıyı aratmıyordu. AFJET Afyonspor’un 11 ile Darıca Gençlerbirliği 11’nin bu maçla ilgili oyun düzenindeki eşleşmeler oyunu orta alanda kilitliyor. Bu nedenle ileri çıkışlar güçleşiyordu. Özellikle de liderden alınacak 1 puan “çok iyi puandır” anlayışındaki oyun düşüncesi atılacak gol ya da golleri tesadüfe bırakırken bu maçtan hiç olmazsa yenilmeden puan çıkartabilmenin kaygısını sahaya yansıtıyordu. Bu nedenle rakibinin üstüne gitmekte zorlanan AFJET Afyonspor, sağ kanadında sakatlığından kurtulma aşamasında olan ancak henüz hazır olmayan Aykut…Aynı mevki oyuncusu Uğur’un bu maçta cezalı oluşu…Golcüsü Fatih’in de gözündeki rahatsızlığı nedeniyle takımından uzak kalışı nedeniyle hücum bölgelerinde bilinen görüntüsünden epey uzakta idi. Ancak yaşadığı tüm olumsuzluklarına rağmen oyundan ve bilinen oyun disiplininden kopmadan sahada mücadele eden AFJET Afyonspor, 90 dakikaların takımı olduğunu bu maçta bir kez daha gösterdi. Ve “kendisi bitti demeden” müsabakayı nihayete erdirmeyerek 90+3’ün son saniyelerinde aradığı golü bulmak suretiyle azmiyle ilerlediği yolda 3 altın puana ulaşabilme mutluluğunu yaşayarak şampiyonluk yolunda çok önemli bir engeli daha aşmış oldu.
Yorumlar
Kalan Karakter: