KİNCİ RAPORLARLA KAPATILAN GAZETELER
VE DEVLET İÇİNDE UYUYAN FETÖ HÜCRELERİ
Kara yılın en karanlık gecesi olan 15 Temmuzdan sonra Türkiye’nin bir çok yerinde yerel ve ulusal gazeteler kapandı.
Afyon’dan da beş gazete halkın tanımıyla/değerlendirmesiyle “sorgusuz-sualsiz” sadece kinsel duygularla tutulmuş raporla OHAL’den nasibini aldı ve kapatıldı…
Zaten bir tanesi kapalıydı… Yayın hayatı yoktu… Yayına kapalı gazete kapatılmış, daha sonra da yayına kapalı olmasına rağmen açılmıştı…
OHAL’in kendi normalleşmesi/vicdanı/mantığı içinde önce üç gazete açıldı… (Kurtuluş, Lider, İscehisar Durum.)
Şuhut’un Sesi ve Türkeli Gazeteleri ise ne hikmetse diğer gazetelere nazaran açılmak için biraz daha bekledi/bekletildi.
Gözdağı verir gibi…
Burunları sürtülsün der gibi…
Neticede yanlış hesap, hakikatin duvarına çarptı, geri döndü, yanlışlık tarihindeki yerini aldı ve Türkeli Gazetesi ile Şuhutun Sesi gazetesi de açıldı.
Kapanan gazetelerin patronları tarih önünde belki hayatlarının en unutulmaz iftirasına uğramanın sınavını verirken, gazetecilik adına açık olan bazı gazeteler de kendileri unutsalar da gazetecilik mesleği adına tarihinin en üzüntü verici meslek dayanışması sınavını “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” suskunluğunda vererek mesleki dayanışmada sağır kaldılar…
Bizim “Biz kırk haramiyiz, birbirimizi iyi biliriz” diye bir sözümüz “vardır…
Birbirini trajından yayın politikasına, reklam toplamasından haber yapma anlayışına kadar iyi bilen Afyonlu gazeteciler kinsel raporlarla kapanan gazetelerin doğurduğu boşluktan maddi manevi kar bekleyerek kapanan gazeteler ile ilgili müspet-menfi yorum yapmaktan, eleştiri yazmaktan imtina edenler oldu.
OHAL’in bulanıklığında ve keskinliğinde Orman ve Su Bakanı Veysel Eroğlu bile “Türkeli Gazetesinin kapatılmasını tarihe ve hemşerilerimize anlatamayız diyerek siyaseten yakın ilgisini esirgemezken Türkeli’nin yayın politikasını ve iyi bilen bazı politikacılarda “acaba” duyguları ile gazetenin kapatılması karşısında “mış gibi” yaptılar…
Tüm bunlar gazetecilik mesleği adına utanç, cesur siyasetçiler adına gurur vericiydi.
Gece ne kadar uzun olursa olsun sabahı mutlaka vardır. Geçen hafta yayınlanan genelgede isimlerinin açılacak gazeteler arasında yer alması ile kapalı gazeteler adına o gece, en haksızlığa uğramanın karanlığındaki gecenin aklanma sabahıydı…
Seven sevmeyen adına, sınav veren, sınavdan kaçan adına o gece en anlamlı nokta kondu…
Kapalı gazetelerimiz yerel hayatımızdaki yerlerini tekrar almak üzere genelge ile açıldılar…
Hayırlı olsun…
Herkes de biliyor ki kapanan gazetelerden özelikle Türkeli ve Şuhut’un Sesi gazeteleri fikri ayrılıklara, gelişmiş demokrasiye inançlarından önem verseler de aslında AK Partinin yayın icraatlarını destekleyen iki gazetemizdi.
Hele Hacı Hakkı Özsoy, tam bir Recep Tayyip Erdoğan, Şuhut’un sesi gazetesinin patronu Mehmet Abdioğulları da (belki de hemşerilik hukukundan dolayı) tam bir Veysel Eroğlu hayranıydı…
Türkeli Gazetesi’nin Cemaat ve FETÖ karşıtı yazıları, haberleri olmasına rağmen bu yüzden kapatılmaları toplumun her kesiminde ve Ak Partililer arasında şok etkisi yapmıştı.
Temizlendi, temizlenmeye çalışıyor dense de demek ki bu örgüt temizlenmemişti ve yanlış bilgilendirmelere devam ederek bu gazetelerin kapatılmaları başarılmıştı…
Madem yanlış hesap gerçeğin duvarından dönüyor; hak, eninde sonunda yerini buluyor öyleyse şimdi FETÖ terör örgütünü temizlemeye çalışan devlete ve Ak Partililere yanlış raporlar ve istihbaratlarla daha fazla can yakmamaları, insanların onurları ile oynamamaları için “sureti haktan gözükmelerle kendini devlet içinde barındıran bu maskeli kişileri” tespit etmek düşüyor…
Devleti yanıltan, devleti kendileri için kılıç yapan bu kişileri bulmak hiç zor değil… Hangi saike göre kapatılmaları gerektiği yönünde tutulan raporlardan tersine dönülüp izler takip edildiğinde yani kapatılmaya esas rapor ve istihbari iddialarını kanıtlamaları istendiğinde içinde bulundukları topluma ve ülkeye ne kadar zararlı oldukları ve en küçük menfaatleri için mesleklerini nasıl kullandıkları hususunda iyot gibi açığa çıkarlar…
Devlet içinde sureti haktan gözükmelerle adeta kendilerini “uyuyan bir hücre gibi” kamufle eden bu kinci raporcu FETÖ’cüler bir an önce tespit edilerek, daha fazla can yakmaları engellenmeli, kimsenin yaptığı kimsenin yanına kalmamalıdır…
Yorumlar
Kalan Karakter: