HZ. ALİ'NİN ELİNDEN KILICI ATMASININ SEBEBİ
Yayınlanma :
04.02.2021 08:45
Güncelleme
: 04.02.2021 08:45
Hz. Ali buyurdu ki; “Ben kılıcı, Hakk’ın rızası için vururum; Hakk’ın bendesiyim, nefsimin bendesi değil.
Hakk’ın aslanıyım, heva ve hevesin aslanı değil. İşlerim dinime şahittir.
Muharebede, “Attığın zaman sen atmadın, Allah attı” (Enfâl:17) sırrına mazharım; ben kılıcın kendisiyim, kılıcı vuran ilâhi güneştir. Ben nefsimin varını yoğunu yoldan kaldırdım, Allah’tan gayrısını yok bildim.
Ben bir gölgeyim, sahibim ve âmirim (hakikat) güneşidir; perde kaldırıcıyım, perde değilim.
Ben bir değerli taşlarla süslü bir kılıç gibi vahdet (birlik) incileriyle doluyum, muharebede (insanları) öldürmem, diriltirim.
Benim kılıcım kana bulanmaz; rüzgar benim bulutlarımı nasıl alıp götürebilir.
Saman çöpü değilim, ilim, sabır ve adalet dağıyım; kasırga, dağı nasıl yerinden koparabilir?
Bir rüzgarla yerinden kımıldayan (kimse) çöpten başka bir şey değildir, zira nice nice muhalif esen rüzgarlar vardır.
Hışım ve şehvet yelleri namaz ehli olmayan kimseleri yerlerinden kapıp sürükler.
Ben dağım; varlığım onun binasıdır; eğer bir saman çöpü olacak olsam da rüzgarım (beni harekete getiren) O’nun rüzgarıdır.
Arzu ve heveslerim ancak O’nun rüzgarıyla harekete gelir, ordumun serdarı tek olan Allah’ın aşkıdır.
Hışım ve gazap, hükümdarların bile hükümdarıdır; benim için ise esirdir; ben hiddete bile gem vurmuşumdur.
Hilmimin kılıcı, gazabının boynunu vurmuştur; Hakk’ın hışım ve gazabı ise bana rahmet gibi gelir.
Her ne kadar çatım çökmüş ise de nûra garkolmuşumdur; bana her ne kadar Ebû Türab (toprağa bulanmış) denmiş ise de; ben bağ ü bostan olmuşumdur.
Gazâda döğüşürken bir (nefsani) hal zuhur eder olunca, kılıcı kınına koymayı münâsip gördüm.
Tâ ki ismim Allah için seven ve dileğim Allah için buğzeden olsun. (Hadis-i Şerif)
Tâ ki cömertliğim Allah yolunda olsun, tâ ki varlığım da yine, Allah uğruna imsak edici olsun.
Hasisliğim Allah uğruna, cömertliğim de Allah uğrunadır; ben tamamen Cenab-ı Hakk’a aidim, başka hiç kimseye ait değilim.
Hakk için her ne işliyorsam, bu taklit değildir; hayal ve zan da değildir, hakikati görüştür.
Hüküm vermekten ve araştırmaktan kurtulmuş, yenimi Hakk’ın eteğine bağlamışım.
Uçarsam çıktığım yükseklikleri; dönersem, etrafında cevelân ettiğim merkezi görmekteyim.
Bir yük çekiyorsam, o yükü nereye çektiğimi bilirim, ben ayım, güneş önümde kılavuzdur.
Alem halkına bundan fazlasını söylemeğe imkân yoktur; denizin ırmağa sığması mümkün değildir.
Sözü (halkın) aklının ereceği ölçüde, basit (ve sade) söylerim; bu bir kusur değildir, Resulûllah’ın yapageldiği iştir.
Ben nefsani garazlardan kurtulmuşum; hür bir adamın şehadetini dinle, zira kölenin şehâdeti, iki arpa tanesine bile değmez.
Şeriat, dava ve kazâ (hüküm) esnasında, kölenin şehadetine itibar etmez.
Eğer binlerce köle sana şahit olsalar, şeriat bunların şehadetlerini bir tek saman çöpüne bile saymaz.
Hazreti Mevlânâ
Mesnevi – 3785-3814. Beyitler
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: