AFYONKARAHİSAR EVLİYALARINDAN ABA PUŞİ BALİ VE OĞLU MEHMET ÇELEBİ HAZRETLERİ
Mevleviliğe, Hz Mevlana'nın oğlu Sultan Veled ve Ulu Arif Celebi den sonra büyük hizmetlerde bulunan Sultan Divani (Ya da Divane), Sultan Semai gibi lakaplarla anılan Mehmet Çelebi 1440 yılında Afyonkarahisar 'da doğduğu bilinmektedir. Sultan Veled 'in kızı Mutahhara Hatun, Germiyanoğlu Süleyman Şah’la (türbesi Kadınlar Pazarı yanındadır) evlenmiş, oğlu Hızır Paşa, Ahmet Paşa, Mehmet Bali Çelebi olarak silsile devam etmiştir. Mehmet Bali, (Aba Puş-ı Bali diye anılır) Mehmet Çelebi'nin babasıdır. Kendisi Şeyh, Alim ve Arif bir kimsedir. Hıdırlık'ta "Dedem ini " denilen bir hücreye çekilerek, ibadetle ve çoğu zaman nefsinin isteklerinden uzak Kanaatkârca bir yasam sürer.
O zamanın Müftüsü Muhyiddin-ül İmadi (İmad Dede) (Demirciler Çarşısındaki imad Dede Camii'nde kabri bulunmaktadır.), Hoca İshak Fakih ile Bali Çelebi, Afyonkarahisar'a gelen Timur'u Ordugahında ziyaret ederler. Timur'da yanındaki şeyh ve âlimlerle gelen ziyaretçileri tanıştırır. Birlikte sohbet ederler. Bir kaç gün sonra da Timur, hediyeler alarak, Dedem İninde ibadetle meşgul olan Bali Çelebi'yi ziyaret eder ve sohbet sırasında Timur: "Sizin bulunduğunuz bu yerler veran olmaktan emindir" der ve hediyeler vermek ister. Bali Çelebi Timur'a dönerek üstündeki abayı gösterir ve “Bizim örtümüz, dünya malını terk eden kana atkarlıktır" Cevabını verir ve hediyelerini kabul etmez. Timur, hediyeleri kabul etmeyen Bali Çelebi'ye hayret ve dehşet İçinde bakar. Yanındakilerine dönerek; Bu adamlar boş değildir. Cenab-ı Allah’tan başka kimseden korkuları ve ümitleri olmadığı gibi, zulümden de korkuları yoktur. Bu pirin muhabbet ve celaleti beni hayran etti" der ve vedalaşarak gider.
Afyonkarahisar bu şekilde Timur'un zulmünden kurtulur. Bali Çelebi, Germiyanoğlu’larından, saltanat elbisesi yerine tarikat abası (elbisesi) ve külahı giymesinden dolayı babası tarafından "Aba – Puşi” lakabı verilmiş anılmıştır.
O sıralarda bütün dünyada ve Anadolu'da Veba Salgını bütün insanları öldürüyor. Afyonkarahisar’da da Veba salgını insanları öldürmektedir. Bali Celebi, Deden İnin'de ibadetle meşgul olurken yanına gelen dervişlerden birisi; Ortanca oğullarıyla, kızının veba salgınından vefat ettiğini, defnedilmeleri için emir beklediklerini söyler. Bali Çelebi: "Allah'tan geldik, yine Allah'a döneceğiz" diyerek gerekenlerin yapılmasının talimatını verir.
Bir kaç gün sonra küçük oğlu Mehmet Çelebi'nin de Rahmeti Rahman'a kavuştuğunun haberi verilmesi üzerine; "Hayır o ölmemiştir, O rahat uykudadır diyerek Mehmet Çelebi’nin başına gelir; ellerini Kaldırır. Hakk’ını anarak: "Allah'ım yolunu kaybetmiş gönlümü aldın Beni gönülsüz koydun, bari onu seher vaktinin uyanıklığına bağışla" diyerek örtüyü kaldır: "Mehmed' im uyuyor musun? Uyan diye seslenir. Mehmet Çelebi de mahmur gözlerini açar, "Sen aşk ile yoldaş ol ki var olasın. Hızır gibi ebedi Canlığa ulaşasın" hitabı ile uykudan uyanır gibi ayağa kalkar. Bali Çelebi'de sevinçle elini tutarak dergâha götürüp Kırk gün çileye" sokar.
Mehmet Çelebi, arkadaşları ile okula gitmiş; beş yasında! Kur'an-ı Kerim öğrenmiş; Delikanlılık döneminde Allah aşkı ile mest olmuş ve ibadetle meşgul olmuştur. Külah ve hırka giyerek Mevlevilik yoluna girmiştir. Fenayı Dede devrin değerli âlim ve mutasavvıflarından Feyz almış, daha babası hayatta iken şeyhlik makamına geçmiştir. Hak aşkı nedeniyle Mevlevi arkadaşlarıyla (şimdiki Kırklar Camii'nde medfun (yatan)" Semaya başladığından dolayı "Semai" lakabını (adını) almıştır.
Türk Milletimizin ve Müslüman âleminin yeni yılı ve Regaip Kandil'imiz mübarek olsun inşallah.
Yorumlar
Kalan Karakter: