İlimizde olan tabela kirliliğinden bahsetmemize gerek yok, fakat bu sefer konu biraz daha ciddi.
Şehrimizde çok sayıda işletme inşaat sektöründe işler yapmakta. Her sektörde olduğu gibi bu işlerde de alaylısı da var mekteplisi de. Yılların inşaat ustaları, mimarları, mühendisleri bu şehirde eserler yaptı, yapmaya da devam ediyor. Maalesef yine her sektör de olduğu gibi işten anlamadığı halde sırf gelir etmek için kendini usta hatta mimar, mühendis gibi gösterip iş yapmaya çalışan insanlar var.
Malumunuz asrın felaketi deprem de gördük ki, insanları deprem değil ne yazık ki binalar olduruyor. Bu insanlar dekorasyon, tadilat, tamirat adı altında işten anlamadıkları halde sırf para kazanmak için binaların taşıyıcı elemanlarıyla yani kolon, kirişleriyle oynadığı, kestiği zaman bu ne yetkililerin ne de müteahhitlerin suçudur bu sorun o insanların diplomasını görmeden o insanlara işverenlerin suçudur. Tabi ki işinin ehli yıllarını inşaatlarda geçiren betonun tozunu yutmuş yılların ustalarına tecrübelerine lafımız yok bahsettiğim gibi onlar bu işin alaylıları çoğu mekteplileri de ceplerinden çıkarır o da ayrı konu ama etik burada devreye giriyor ne mimarlar ne mühendisler nede alaylılar birbirlerine karşı mesleki ahlak dışında davranmadıkları için sanat ve zanaat birleşiyor sonucunda güzel eserler ortaya çıkıyor mimarlık sanat ve zanaatın birleşmesidir. Her işi artık ehline mi bıraksak?
İlimizde çok sayıda esere imza atmış büyüklerimiz mesleğe, yeni başlamış arkadaşlarımız var. Meslektaşlarım bazı etiklere bağlı esaslarda bu mesleği yapmakta. Çoğu mimar ofisine tabela takmıyor veya göze batmayan ufak yazılarla yazıyor çünkü mimarların tabelası yapılardır insanları ışıklı tabelalarla kandırabilirsiniz.
Gelelim mimar ve mühendislerin şikâyetine bu insanlar o diplomayı alabilmek için yıllarını veriyor emek harcıyorlar.
Maalesef şehrimizde çok sayıda mimar veya mühendis olmadan işyeri açarak tabelalarına, kaşelerine, sosyal medya hesaplarına ‘mimarlık, içmimarlık ve mühendislik ibaresini ekleyen insanlar var. Bu insanlar bu tabelalar altında iş yapıp bu işin mekteplilerinindi alaylılarında hakkını yemektedir. Mimarlar odasında bu konu gündeme geldi odamızın da maalesef en büyük şikâyetlerinden biri ve çözüm yolları tartışıldı.
Peki, sizlere soruyorum;
Siz hiç tıp diploması olmayan birinin Yeşilçam filmleri dışında doktorluk yaptığını, muayene açtığını veya hastanelerde doktor olarak çalıştığını gördünüz mü? Ki kutsal meslek olan doktorlarımızın hatası bir kişinin canına mal olurken, inşaat sektörüyle uğraşanların hataları o binada ki onlarca belki yüzlerce yaşayanın hem canını hem malını kaybetmemelerine sebep oluyor. Maalesef bunun örneğini yakın zamanlarda yaşadığımız depremlerde de gördük.
Peki, siz avukatlık diploması olmadan, ruhsat almadan hukuk bürosu açan ‘bilmem bir şey avukatlık’ tabelası gördünüz mü?
Örnekleri eczanelerle de çoğaltabiliriz diploması olmayan eczane açabiliyor mu?
E o zaman mimarlık veya mühendislik diploması olmayan insanlar neden tabelasına mimarlık mühendislik yazabiliyor?
Bu konunun biran önce yetkililer tarafından çözülmesi ve ticaret odası meclisinde yapılacak bir düzenleme ile kolaylıkla çözülebilir olacağını düşünüyorum. Ticari isminde ve tabelasında mimarlık mühendislik geçiyorsa mimar veya mühendis diploması istenmeli. Bu işyerlerinin iş yeri ruhsatları işyeri sahiplerinin de varsa diplomaları denetlenmeli. Bundan önce verilen haklar eğer iştirakçisi/ortağı/sahibi mimar-mühendis değilse ‘mimarlık, mühendislik’ unvanlarından ve tabelalarından silinmeli. Bu yanlıştan ivedilik ile dönülmeli.
Afyonkarahisar Belediyesi de bu konuda işyeri açma ruhsatlarını denetlemeli. Bilinen üzere gerçek bir mimarlık ve mühendislik bürosu ise Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı olduğu için işyeri açma Ruhsatı mimarlar odası ve mühendislik odasına bağlı. Bu firmalar işyeri açma ruhsatı almadan iş yapmak ve belediye harcı ödememek için mimarlık ve mühendislik kelimelerini kendilerine kılıf yapıyor olabilirler mi?
Son olarak ne olursa olsun sırf el yazısı güzel diye kalkıp da bir çocuğun şair olduğunu söyleyecek kadar mahrum değiliz kültürden…
Görüşmek dileğiyle…
