Üç ayların sonuncusu, evveli rahmet, ortası mağfiret, nihayeti de cehennemden kurtuluş olan içinde bin aydan daha yani bir ömürden daha hayırlı olan Kadir Gecesini barındıran Ramazan’ın yarısını tamamlamış bulunuyoruz. Rabbim cümlemizi feyzinden, bereketinden, güzelliklerinden istifadeyi nasip etsin.
Her günümüz, her ayımız, her senemiz ve ömrümüz seçim yapmak üzere programlanmıştır.
- İyiyi, güzeli, doğruyu, Hakkı tercih etmek birinci seçim şartıdır.
- Kötüyü, çirkini, haksızı ve de bunları güzelmiş gibi göstererek güçlü görüneni seçmek ikinci şarttır.
Birinci tercih yapanlar, yaratılış gayesine uygun davranmakla yaşadıkları günün, ayın, senenin ve her dakikanın hakkını vermiş, seçim sonunda da ebedi iktidarlarını sağlamış olurlar.
İkinci tercih sahipleri ise geçici heveslerini tatmin etmekle beraber, sonucu berbat olan seçimden nihai tahlilde zararlı çıkarlar. Hak Teâla bizleri doğru seçimler yaparak rızasını kazananlardan eylesin.
Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesinde indirilen Kur-an’dan sadece bir ayetin manasını kavrayamamak bizi ne hallere düşürüyor anlamaya çalışalım. Al-i İmran suresi 28.ayet mealen şöyledir: “Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa artık O’nun katında hiçbir değeri yoktur. Ancak kafirlerden gelecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah kendisine karşı gelmekten sizi sakındırıyor.”
Kafirlere karşı gönülden bağlanma, müminlere karşı sevgi ve ilgi göstermeme kastediliyor. Yoksa bir Müslümanın veya Müslüman devletin başka Müslümanların aleyhine olmamak şartıyla kafirlerle barış imzalaması, başka bir gayri müslim devlete karşı işbirliği yapması caizdir.
Sadece bu ayetin manasını idrak edememenin zamanımızdaki hazin sonuçlarından birkaç tanesini zikretmekle yetinelim.
-Irak Başbakanı İbadi, MUSUL’un DEAŞ’tan kurtarılması operasyonuna Türkeyi’nin katılmasına izin vermemiştir. Bu işi Müslüman olmayan koalisyon güçleri yapsın demiştir. Üstelik Arap Birliğine’ de Türkiye’nin katılmaması için baskı çağrısında bulunmuştur. Ekim 2016
-2018 yılında Suudiler, Fırat’ın doğusunda ABD desteğiyle kurulmak istenen PYD-PKK’ya 100 milyon dolar mali yardımda bulundular.
-Suriye iç savaşı çıktığında OBAMA’nın “Esad, yürüyen bir ölüdür ifadesi üzerine Türkiye’nin ABD yanında Suriye yönetimine tavır alması, ABD müdahaleden vazgeçince ALDATILDIK demesi…
Bize çok pahalıya mal olan bu aldatılmalar Suriye’ye ABD’nin, Rusya’nın koalisyon güçlerinin yerleşmesine sebep oldu. 900 Km’lik sınırımız tehlikeli bir hat halini aldı. Milyonlarca mültecilere bakma ve komşumuzla kötü olma sonucunu doğurdu.
Eleştiri için değil ibret alınması için Osmanlı’yı yıkılışa götüren sahnelere de bir bakmamız lazım;
-Son dönem yöneticilerinin bilgi ve ehliyetten yoksundu,
-Devleti yönetenlere karşı aşırı sevgi ve onların eksiklerini görememe,
-İsyanlar,
-Yolsuzluk, adam kayırma, lüks yaşam saray ve yalı hayatı,
-18 milyar hasılaya karşılık 12 milyar dış borç ve faiz ödeme,
Bu yıkılışı Osmanlı halkının hiç öngörememesi ve her şeyin normal seyrinde gidiyor gibi kabullenilmesi koca imparatorluğun sonunu getirtmiştir.
Mehmet Akif Ersoy çöküşün birinci sebebi olarak Türklerin cahil kalmasını göstermiştir. Kur-an’ı Kerim’in bir hayat kitabı olduğunu göz ardı edip ölümün toprağına okunup üflenen derecesinde anlaşılamadığını beyan etmiştir.
Şu Ramazan ayında, her yerde ve her zaman seçimimizi HAK’tan yana yapmaya gayret etmeliyiz. Bu hayati seçim bize hem bu dünyada hem de ahirette huzur vermelidir.
Vatandaşlarımızın da 14 Mayıs seçimlerinde dikkatli olması lazım. Siyasi partiler ve seçim mevzuatı değiştirilmeden yapılacak seçimler birilerini iktidar edebilir ama ülkenin gerçek sorunlarını halının altına süpürmek tehlikesini ötelerde ötelerse vay halimize!
-İleri sayılan ülkelerde aşırı derecede flama, konvoy, afiş seçimlerde kullanılmıyor.
-Hazine yardımı siyasi partilere verilmiyor.
Vatandaş şunu diyebilmeli: “Benim verdiğim vergilerle sen partinin reklamını yapamazsın.” Afiş, flama, reklam ürünleri ve konvoylar bizim ülkemizin sembolü gibidir. Milyarlarca lira heba olduğu gibi çevre kirliliği, egzoz zehirlemeleri de cabası olmaktadır.
Vatandaşlarımız parti konvoylarındaki araç sayısını ve bununla karşı partilere karşı üstünlük sağladığı fantezisinden kurtulmalıdır.
Olumsuzluklar halkta tepki görmeyip alkışlanıyorsa, Osmanlıyı çökerten cehaletin Cumhuriyet için de tehlike alarmı verebileceğini unutmayalım.
Okuyalım, anlayalım, bilinçli, şuurlu seçmenler olarak 1444 Ramazanını değerlendirelim.
Himmet KASAL
Önemli konuları dile getirdiğiniz için teşekkür ederim.