Bu yazımızın kaynağı, büyük ölçüde Afyonlu Edebiyatçı-Araştırmacı Yazar Sayın İbrahim Ayan’dır.
Uyutulacak toplum, öncelikle CIA uzmanlarınca siyasi, sosyal, kültürel ve psikolojik incelemelere tabi tutulur, daha sonra bu veriler doğrultusunda o topluma uygun bir uyutma paketi hazırlanır ve bu uyutma paketi söz konusu toplumu istenilen yönde biçimlendirmek için yavaş yavaş uygulamaya konulur. Paketi uygulayanlar çok dikkatli hareket ederek en güzide, zeki kişi ve kurumları seçerek devreye sokar. Uyutma paketinin gerçekleşmesi için yararlanılan en geçerli argüman MEDYA iletişim araçlarıdır.
CIA’nın Tavistock Enstitüsü aracılığıyla “UYUTMA PAKETİ” uyguladığı ülkelerden biri ve de en önemlisi 1946’dan beri ABD’nin stratejik ortağı olan Türkiye’dir. Neden Türkiye’nin uyutulmak istendiğinin başlıca sebeplerinden birkaçı şöyle sıralanabilir:
-Binlerce yıllık şanlı geçmişi, medeniyet kurucusu olması,
-Ortadoğunun en stratejik coğrafyasında bulunması,
-İslam ve Türk milletlerine örnekliği,
-Kısa süreli işgaller haricinde esarete boyun eğmemesi.
Bu ve benzeri sebeplerle Türkiye’nin uyutulması diğerlerininde uyanmasına engel olacağı için beynelmilel güçlerce tercih sebebi olagelmiştir.
1950’lerden sonra UYUTMA PAKETİ uygulamaya konulmuş; BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ ile Türkiye’nin yapısı incelenmiştir. 1980’den itibaren ise tam anlamıyla uygulanmaya başlanmıştır. ÖZAL’lı yıllar uygulamanın hızlandığı yıllar olmuştur. Nitekim o dönemde kurulan ilk özel TV.nin adının MAGİC BOX STARI (Sihir büyü kutusu) olması rastlantı değildir. Arkasından sermayesinin nasıl bulunduğu sır olan yüzlerce TV ve radyo istasyonlarının kurulması ve şiddetli bir beyin yıkama faaliyetine tanık olunmuştur.
Birçok basın-yayın organı Tavistoc’a hizmet ettiğinin farkına bile varmadan ona hizmet etmektedir. Daha çok reklâm, daha çok tüketim, daha çok müstehcenlik, daha çok eğlence, daha çok para, şöhret, daha çok, daha da çok diyerek ortaya konan yayın ilkesizlikleri TAVİSTOCK’a yaramaktadır.
CIA’nın turuncu devrimler, Arap Baharı gibi uygulamaları da bu programların tatbiki sonucunda olmuştur. Bu programlarda güdülen amaçlar şöyledir:
- Kamuoyunu anlık zevklerle uyuşturmak, asıl sıcak gündemi unutturmak,
- Akıl, bilim, çalışma gibi değerlerin yerine; üçkağıtçılık, mafya tipi yaşam, şans, kader hurafeleri yerleştirmek,
- Kapitalist ekonomiyi beslemek ve ayakta tutmak için tüketimi teşvik etmek. Ülkemizde bu amaca hizmet eden programların, YEMEKTEYİZ-KİM 500 MİLYON İSTER? SURVİVOR-GELİNİM OLUR MUSUN? bazı şov programları ile dini içerikli olduğu görülüyor. MEDYA, kitleleri yönlendirmede birincil etkendir. Herkes “Medya yalan söylüyor” diye bağırıyor ama herkes sonunda medyada dayatılanları kabul ediyor.
Duyarsız, varoluş amacından uzaklaşmış, hayatın anlamını kaybetmiş bir nesil, insanlığın felaketi demektir. Hayatın anlamını kaybetmek, HAYATI kaybetmekten daha kötüdür. Bıkmadan, usanmadan hayatın her aşamasında yeniden milli mücadele şarttır.
Zafer hakkın, ona inananların vede uyanık olanlarındır.
Kaynak: Bayrak Dergisi 1329.