Ekim aynının ilk haftası Camiler ve Din görevlileri haftası olarak kutlanmaktadır. Bu hafta çeşitli etkinlikler ve belirlenen temalar üzerine sohbet konferanslara değerlendirilmeye çalışılır. Hayırlara vesile olmasını dileriz.
Din görevlilerimiz, başta Diyanet başkanı, yardımcıları, daire başkanları İl müftüleri, yardımcıları, imamlar, müezzinler, murakıplardan oluşan sayısı yüz bini aşan koskoca bir ordu gibidir. Doğru kaynaktan edindikleri bilgileri millete aktarmak, bizzat kendi nefislerinde yaşamak, tebliğ ve irşat görevlerini en iyi şekilde yapmak bu ordunun birinci görevidir. Bu görevi yerine getirmek için çok okumak, araştırmak özellikle en büyük tebliğ ve irşat uzmanı önderimiz ve peygamberimizin yaşantısını çok iyi öğrenmek, bizzat öğrendiklerini hayatında tatbik ederek örneklik teşkil edeceğini unutmamak gerekir.
Hepimiz rabbimizin huzuruna Salih birer kul olarak çıkabilme gayretinde olmalıyız. Ama özellikle din görevlilerimiz buna dikkat ederse, cemaatle güzel bir örneklik sergileyebilmenin huzurunu da yaşarlar.
Din görevlilerimizin milletle direk temas halinde olanlar, camilerde görev yapan imam ve müezzinlerimizdir. Cami görevlisi imam ve müezzin birbiriyle barışık İslam’ı daha güzel konusunda birbirleriyle yarışırlarsa cemaat bundan hem memnun olur, hem de onlara gıpta ile onlarda yarışa katılır. Fazilet yarışı çarpan etkisiyle mahalleye, köye kasabaya ve şehre dalga dalga dağılır. Camiyi cemaat gelmeden 10 dakika öncesinden açarak hazırlanıp gelenleriz özenle karşılamak güzel davranış olsa gerekir. İmamı ve müezzin cemaate gelmeyenleri sevilen bir cemaatle ziyaret ederek gönül almaya çalışarak cemaatin artışına yol açarsa hem kendisi, hem de kazandırdığı kişilerin sevabına ulaşır. Kur’an-ı Kerimi lafzen okuduğu gibi planlı bir şekilde meal ve tefsir çalışmalarını cemaatin sıkmadan organize edilebilir yazılmış ve yazılacak bütün kitaplar raflara beklemek için yazılmamıştır. Her şey insanımızın istifadesi için yapılmaktadır. Diyanet işleri Bakanlığı yılar önce ilmi sahada yeterli ekiplere uzun uğraşlar sonucu 40 küsur ciltlik İslam Ansiklopedisini hazırlatmıştır. Bu çok faydalı dev eser cami kitaplarında yerin almıştır ama açılıp okunduğunu gören yoktur desek yanlış olmaz. Şimdi değilse ne zaman okuyup anlayıp yaşantımıza yön vereceğiz.
Kısacık dünya hayatına bize düşen, Rabbimizin Salih ve Salihalar olarak çıkmak olmalıdır. Yaratılış gayesini aklımızdan çıkarmadan ibadetlerimizde ve her işimizde yalnız Allah’ın rızasını gözetmeliyiz. Sayılı nefeslerimizi günlerimizi ömrümüzü nasıl tükettiğimiz konusunu sürekli gündemde tutmalıyız. Kendimizin, değerlerimizin, inancımızın farkında olmalı, onları anlamsızlaştırarak tutum ve davranışlarına meydan vermemeliyiz. Sermayemiz, ahlakımız, umudumuz; yüzlerimizi ağartacak Salih amellerimiz olmalıdır.
Kaynağını vahiyle gelen Kuran’dan alan ve yaşantısını alemlere yaşayan Kurandı mesajını veren Hz. Peygamberi iyi anlamak, okumak ilke ve prensiplerini hikmetlerini hayatımızın her alanında uygulamaya çalışırsak kurtuluş ve mutluluğa; uygulamaları umursamazsak sıkıntılara duçar olacağımız aşikardır.
Çok cami, çok ciltlerle kitap, istifade edilmeyen kütüphanelere değil, kendini Peygamber varisi olarak görecek, İslam’ı yaşayarak, irşat ve tebliğ edecek din görevlilerine ihtiyacımız var. Donanımlı ordu muhkem kaleleri fetheder.