YATIŞTIRILMIŞ VİCDAN
Samimi bir Hristiyan olarak Nazi Almanya’sında Yahudilere karşı yapılan zulmü eleştiren ve Hitler’in kiliseyi kendi düşünce ve hedeflerine alet etmesine engel olmaya çalışan ve yine bu sebeplerle Naziler tarafından asılarak öldürülen düşünür ve fikir adamı Dietrich Bonhoeffer temiz bir vicdan ile yatıştırılmış vicdan arasındaki ayrımdan bahseder. Nazi hapishanelerinde tutukluyken yazılar yazan Bonhoeffer, bu yazılarının toplandığı kitabında vicdanlı insanların mücadelesine ve bu vicdan mücadelesinin sonuç olarak nerede durduğuna değiniyor. “ Bir de karar vermesi gereken durumların ortaya çıkaracağı ağır faturalara karşı tek başına savaş veren vicdan sahibi adamlar var. Kendi vicdanları dışında hiçbir yerden tavsiye ya da destek almadan seçim yapmak zorunda kaldıkları çatışmaların devasa boyutları ile yüzleşmek onları paramparça ediyor. Kötülük onlara o kadar saygıdeğer ve baştan çıkarıcı bir kılıkta yaklaşıyor ki, vicdanları gergin ve kararsız hale geliyor, ta ki sonunda artık umutsuzluğa kapılmamak için kendi vicdanlarına yalan söyleyerek, “temiz bir vicdan” yerine “yatıştırılmış bir vicdanla” yetinmek zorunda kalıncaya kadar. Çünkü tek dayanağı vicdanı olan insan, sızlayan bir vicdanın, kandırılmış bir vicdandan daha güçlü ve sağlıklı olabileceğini hiçbir zaman fark edemez.” Vicdanın verdiği kuvvetle kötülüğe ve kötülüğün meydana getirdiği zorluklara karşı koymaya çalışan insan, yaşadıkları sebebiyle direnme gücünü kaybettiğinde ise temiz bir vicdan ile -kendi kendini kandırarak- yatıştırılmış hâle getirilen vicdan arasında tercih yapmak zorunda kalıyor. Vicdanın sesini susturmak ve onu bir çeşit pasifleştirmek isteği yatıştırılmış bir vicdanı meydana getiriyor. Vicdan; görmedim, duymadım ve bilmiyorum vaziyetine bürünüyor. Hâlbuki vicdanen tazip olmamak diğer tazip ve baskıları bir musikinin nağmeleri gibi yapar. Dünya bomba olup başında patlasa onun vicdani huzurunu bozmaz. Bonheffer’ın söylediği gibi sızlayan bir vicdan kandırılmış bir vicdandan daha iyidir…
Yorumlar
Kalan Karakter: