KUVVETLİ OLAN HAKLI MIDIR?

Bu asırda insanlar kuvvetleri ölçüsünde haklı olduklarını zannediyorlar. Ben kuvvetliysem haklı da olmalıyım anlayışı nedeniyle zayıf insanların haklarına giriyorlar.  Bu nedenle kendi hakkını ve hukukunu savunabilecek güç ve kuvvete sahip olmayan insanlar birçok haksızlıklara uğruyor. Toplumun ekseriyeti maddi olarak güçlü olan insanlar karşısında kendi haklarının bir anlam ifade etmeyeceğini düşünüyor. Güç sahibi olan insanlar bir şekilde haklı olmayı başarır ve bizim haklarımızı kendi keyiflerince yok sayabilirler anlayışı toplumu sarsıyor. Bu düşünce toplumda onarılması zor tahribatlar yapıyor ve tedavisi zor büyük yaralar açıyor. “Galebe edende bir kuvvet var. Kuvvette hak vardır.” Yanlış anlayışı tarih boyunca insanların birçok haksızlıklara ve zulümlere uğramasına sebep olmuştur. Zulmü manen alkışlamış, zalimleri cesaretlendirmiş hatta bazı zorba insanları ilâhlık davasında bulunmaya sevk etmiştir. Ancak bu anlayış bizim inanç dünyamıza ait olmayan zalimce bir fikriyattır. Bizim inanç değerlerimiz ise; “Kuvvet haktadır ve hak kuvvette değildir." Diyerek her türlü zulmün önünü keser ve adaleti temin eder.  Sadece haklı olan kuvvetlidir diyerek hak ve hukuku hiçbir zorbalığa feda ettirmez. Haklı olan her türlü kuvvet karşısında galiptir ve haklı olmanın verdiği yücelik onu her menfi güce karşı üstün tutar. Hiçbir menfi kuvvet haklı ve haktan yana olmanın verdiği kutsi kuvvetin üstüne çıkamadığı gibi aksine altında kalır. Hak ve adaletli olmakla birlikte onları benimseyip savunmakta insanca bir yaşamı getirir. Maddi ve manevi olarak insaniyete lâyık insanca bir yaşamın önünü açar. İnsanca yaşamanın ve insanca ölmenin huzur ve mutluluğuna ulaştırır. Hiçbir kuvvetin karşısında eğilip-bükülmeden, ezilip-büzülmeden şu kısa dünya hayatını geçirebilmektir önemli olan.