MİLLET ABİDİK GUBİDİK DİLDEN MEMNUN DEĞİL
Başbakan Binali Yıldırım başkanlık sistemini övüp parlamenter sistemi eleştirirken “Seçimde mevcut sisteme göre siz hükümeti seçemiyorsunuz, sadece meclisi seçiyorsunuz. Kim bakan olacak kim başbakan olacak buna karar veremiyoruz. Sonra orada abidik gubidik birtakım işler oluyor. Bir bakıyorsunuz hiç aklımıza gelmeyen biri Başbakan olmuş” diyor…
Argo bir kelime olan abidik gubidik, hiçbir anlamı olmayan, saçma sapan anlamına geliyor.
Eğer bir siyasetçi önümüzdeki günlerde milletin seçtiklerini abidik gubidik gibi kelimelerle kötüleyerek sandıktan evet çıkartacağına inanıyorsa yanılıyor.
Devlet adamı olmak, ciddiyet ister. Ciddi devlet adamları kelimelerini özenle seçer. Seçtiği kelimeleri vakar içinde kullanır.
Deniz Baykal devlet adamlığına en güzel örneği Stutgart toplantısını iptal ederek veriyor.
Baykal, Almanya’da yaşayan yurttaşlara neden evet verilmesini anlatmak için gitmek isteyen bakan Bozdağ ve Zeybekci’nin programlarına izin verilmemesi üzerine Almanya'nın Stutgart kentinde halk oylamasına yönelik düzenlenecek toplantıya gitmeme kararı aldığını söylüyor.
Stutgart toplantısını iptal etmesini ise "Biz fikir ve düşünce özgürlüğüne sadece kendimiz için inanmıyoruz. Biz hukukun üstünlüğüne sadece kendimiz için inanmıyoruz. Biz herkes için düşünce özgürlüğünü sonuna kadar zorunlu sayan bir anlayışın içindeyiz” diyerek açıklama getiriyor.
İşte iki devlet adamının kullandığı dil.
Üzücüdür ki AK Parti siyasetçileri ve sosyal medyadaki savunucuları icraatlarını anlatırken artık doğal diplomatik devlet adamı lisanından vazgeçerek adeta narsist ve bir o kadar da aşağılayıcı/itham edici/ötekileştirici bir dili kullanmayı tercih ettiklerini üzülerek görüyoruz.
Sohbet ettiğimiz vatandaşların korkarak da olsa ifade ettikleri düşüncelerine bakarsak kullanılan saldırgan/ aşağılayıcı/itham edici/ötekileştirici dili tasvip etmiyorlar.
Hele hele özellikle hayır verecek olanların terör örgütleri ile aynı kefeye konulduğunu duyduktan sonra referandumda olası bir evet çıkmasının saldırgan/ aşağılayıcı/itham edici/ötekileştirici dilin daha da rencide edici/baskı altına alıcı olacağı kanaatine varıyorlar. Şimdiden böyle olursa Allah sonumuzu hayır getirsin diyorlar.
Bizler köşe yazarlarıyız. Kendi kanaatlerimizle birlikte vatandaşın kanaatlerini de olduğu gibi yazarak gidişatın nereye sürüklendiğini işaret etmek noktasında uyarıcı olmak toplumsal görevimizdir.
Dolayısıyla kullandıkları dilin farkına varmayanlar bizim bu toplumsal görevimizi ifa ederken yaptığımız uyarıcı yazıları muhalefet yapıyormuşuz gibi karşılayabilirler, hatta karşılıyorlar da…
Hiç önemli değil. Çünkü bizim yazdıklarımızın doğru olduklarını kendileri de biliyorlar.
Ve tekrar tekrar vurguluyoruz ki saldırgan/ aşağılayıcı/itham edici/ötekileştirici/ rencide edici/baskı altına alıcı dil ile sandıktan istedikleri sonucun çıkmayacağını iyi bilmeliler.
Açıkçası millet etkileyiciliği ve belirleyiciliği olmayan abidik gubidik dilden memnun değil.
Biz bildiklerimizi, gördüklerimizi, duyduklarımızı yazalım, gerisini o dili kullananlar bilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: