KAFALAR KARIŞIK…
Allah rahmet eylesin… O artık hak evinde… Ama kim ne desin Türkiye onu uzun süre daha konuşacak. Turgut Özal’dan bahsediyorum.
Özal, 12 Eylül Darbesi kurduğu Bülent Ulusu Başbakanlığındaki hükümette Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak 22 ay görev yaptıktan sonra istifa etti ve Anavatan Partisini kurdu…
Darbe yönetiminin yüzde 91,37 evet oyuyla kabul edilen 1982 Anayasası'nın geçici 4. maddesiyle 12 Eylül 1980 öncesi dönemin siyasetçilerine 5 ve 10 yıl süreyle yasaklar getirildi.
Birçok parti seçime giremedi, 12 Eylül cuntası tarafından veto edildi.
Geçici 4. Madde baskısı altında girilen seçimde tanınmış bir çok siyasetçi seçimlere girmekten men edilirken darbeciler emekli Paşa Turgut Sunalp’a Milliyetçi Demokrasi Partisini kurdurdular…
Darbeciler kendilerinden o kadar emindiler ki Darbe Konseyi Başkanı Kenan Evren 1982 Anayasa referandumu ile hem kendini cumhurbaşkanı yaptırmış, hem de geleceğin hükümetini kuracak partisini de seçime hazırlamıştı…
Yanlış hesap milletten döndü.
6 Kasım 1983 seçimlerinde MDP’nin hükümet olacağını zanneden darbeciler milletin ANAP’ı tercihi ile adeta şok oldular. MDP ana muhalefet bile olamamış, sadece 71 milletvekili çıkartmıştı…
Yiğidi öldür hakkını yeme; ekonomide serbest piyasa düzenini esas alan yapısal değişim programı Turgut Özal hükümeti döneminde uygulamaya konuldu. Döneminde pek çok Anadolu il ve ilçesinde organize sanayi bölgesi kuruldu.
Bununla beraber hayali ihracatlar, günümüze kadar gelen Kürt sorunu açılım paketleri de onun zamanında gıdıklanmaya/dillendirilmeye başlamıştır.
Turgut Özal 1982 Anayasası'nın geçici 4. maddesiyle dönemin siyasetçilerine getirilen siyasi kısıtlamaları referanduma götürdü…
Özal’a göre referanduma halk eski siyasetçileri kabul etmeyecekti…
Ama bu seferde yanılan Özal oldu ve referandumu mavi renkli evet’çiler çok az bir oy farkıyla kazandı. (Evet %50:16- Hayır:%49.84)
Özal referandum sonucu eski siyasilerle tekrar sandıkta hesaplaşmak istemiş ve erken seçime gitmiş, 300 milletvekili ile seçimi kazansa da partisinin sürekli oy kaybetmesini engelleyememiş sonuçta kendini cumhurbaşkanlığına atmıştı…
Özal’ın partisinin başından ayrılması ile ANAP sürekli erimeye girmişti.
Önümüzdeki Nisan ayında bir referandum daha var…
Bu sefer ki referandum başkanlık referandumu…
Parlamenter sistemin yok edilmesi ile ilgili bir referandum…
İktidar rejim değişikliği değil bile dese rejim değişikliğine sebep olabilecek/götürülebilecek bir referandum…
Bu referandum Türkiye’nin yedinci, Ak Parti’nin 3. Referandumu…
Bazı kaynaklara göre nisan referandumu, 2 veya 9 Nisanda yapılacak iken bazı kaynaklara göre ise 23 Nisan’da yapılacak…
23 Nisan TBMM’nin kuruluş yıldönümünün kutlandığı gün.
Ancak vatandaşın kafası karışık…
Başkanlık sistemini bilen yok…
Televizyonlar ağız birliği etmişçesine aydınlatıcı programlar da yapmıyor… Yapanlar da hükümete yakın kaynaklar ve güvenirliğine şüphe ile bakılıyor.
Partilerin kurmaylarına göre referandumda evet çıkarsa hükümet maddelerin hemen yürürlüğe girmesi için bir erken seçime gidebilir…
Hayır çıkarsa hükümet başkanlık sistemini getirecek yeterli milletvekili sayısına ulaşmak için yine erken seçime gidebilir…
Başbakana göre ise bir erken seçim yok…
Yani dünün referandumlarına göre kafalar dünden daha karışık…
Yorumlar
Kalan Karakter: