Her iş bitti bir bu kalmıştı
Bugünkü köşe yazımda son bir haftadır millete işi gücü bıraktıran, e devleti kilitleyen, Nüfus dairelerini başka iş yapamaz hale getiren soy ağacı konusuna değinmek istiyorum.
Çünkü bu konu çok önemli, hayati bir konu, hayat memat meselesi mutlaka soy ağacının bilinmesi lazım.
Şaka bir tarafa bu konu nereden ve nasıl çıktı, kimse sağlıklı bir bilgiye sahip değil.Kimsede çıkıp bu soy ağacı şunun için gerekli demiyor. Asıl önemli olan vatandaşın bütün işini bırakıp bu konuya yönelmesi.
M.Ö 200,M.S 300 yıllarında kurulduğu tahmin edilen ilk Türk Devleti Asya Hun Devletidir. Yüzyıllar boyu Dünyaya Egemen olmuş farklı kültürün ve Dinin mensubu insanlarla bir arada yaşamış, evlilikler yapmış bir neslin torunlarıyız. Sadece 1800’ lü yıllara dayanan bir soy ağacını elde etmek neye kime ne kazandıracak anlamak mümkün değil.
Bir arkadaşımız bizim soyumuz Ermenilere dayanıyormuş babama bunun hesabını soracağım diyor.Yine bir vatandaşımızla konuşuyorduk.Kızım Üniversitede okuyor. Akşam telefon açmış, bana “anne bizim soyumuz çıkmadı diyor. Kapat telefonu senin soyuna da sopuna dedim” diyor. Onlarca kişi e devletten benim soy ağacım çıkmıyor bana soy ağacımı verin diye akın ediyor Nüfus dairelerine. Hatta e devlette neden çıkmıyor diye Nüfus idaresinden hesap soruyor. Nüfus cüzdanlarını değiştirmek için bu duyarlılığı vatandaş neden göstermez birisi bana izah etsin. Nüfus daireleri Cumartesi, Pazar günleri açık tutuldu Vatandaşa kolaylık olsun Nüfus cüzdanlarını değiştirsin diye. Topu topu üç beş kişi geldi. Şimdi ise Nüfus dairelerinin önünde soy ağacını öğrenmek için işi gücü bırakıp kuyruk oluyorlar.
Allah saklasın yakında eşini, anasını, babasını soyundan dolayı dövenler hatta öldürenler çıkmasın.
Önemli olan her anlamda insan olabilmek. Asil bir soydan gelip gelmemenizden çok sizin nasıl bir insan olduğunuz önemli.
Asalet her şey olsaydı, hâşâ dinler lüzumsuz yere gönderilmiş olurdu. Âdem babamızdan ve Havva validemizden sonra hiçbir insanın kâfir olmaması lazım gelirdi.
Asalet her şey olsaydı, babası kâfir olan bir insanın Müslüman olmaması lazım gelirdi. Hâlbuki Müslüman olup evliya bile, İslam âlimi bile olanları vardır. Mesela Ebu cehil kâfirinin oğlu Hazret-i İkrime eshab-ı kiramdan idi. Yani sonraki gelen evliyadan da büyük zat idi.
Asalet her şey olsaydı, babası peygamber iken kâfir olanlar olmazdı. Hâlbuki Hazret-i Âdem’in oğlu Kabil ve Hazret-i Nuh’un oğlu Kenan kâfir idi.
Soy sop derken konu nereye geldi. Neyse bugünlük bu kadar.
Tekrar birlikte oluncaya kadar esen kalın.
Yorumlar
Kalan Karakter: