Ramazan ayı rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı olarak ifade ediliyor.
Bu üç durumu toparlarsak ramazan ayını tek kelimeyle ifade edebiliriz.
“Huzur” ayı…
Fakat bu huzur öyle kolay kazanılmıyor.
Bu huzur iklimini bizler yaşayalım diye birileri canlarından, analarından, babalarından, eşlerinden, çocuklarından vazgeçiyor.
Gök kubbede Ezanı Muhammedi’ye sesi dinmesin diye, ay yıldızlı bayrağımız göklerde daima dalgalansın diye, bizler sokaklarda hür bir şekilde dolaşalım diye birileri kendinden, geleceğinden, hayallerinden vazgeçiyor.
BİZİM İÇİN KENDİSİNDEN VAZGEÇTİ
Piyade Uzman Çavuş Kerim Üye’de o vatan evlatlarından bir tanesiydi.
Oda vazgeçti…
Bu topraklarda bizler özgürce nefes alalım diye, bizler bayramlara erişelim diye, bizler düğünlerimizi düğün gibi geçirelim diye oda kendinden, annesi Fatma hanımdan, Babası Süleyman amcadan vazgeçti.
Bizim için kendisinden vazgeçti.
24 Ağustos 2016’da Bingöl’de Cehennem Ormanları mevkisinde hakka yürüdü Kerim…
SAHUR SOFRALARINA KABUL ETTİLER
Önceki akşam sahur sofralarına misafir olmak için Şehit ve Gazi Aileleri Derneği Başkanı İsmail Kumartaşlı ve A Haber’den kameraman arkadaşım Yunus Üstündağ ile Kerim’in anne ve baba ocağının kapısını çaldık.
Bugüne kadar pek çok şehit ailesi ile tanıştım.
Pek çok şehit cenazesine katıldım.
Fakat ilk defa bir şehit ailesinin sahur sofrasına konuk oluyordum.
Fatma annem ve Süleyman amcam güler yüzleriyle, tüm samimiyetleriyle bizleri buyur ettiler sofralarına…
Ekmeklerini bölüştüler.
Sadece ekmeklerini değil Kerim’e olan hasretlerini, özlemlerini de bizimle paylaştılar.
Fatma annem: “Biz sizi akşama da bekliyorduk oğlum” deyip içten bir tebessüm etti.
Onlarla konuşurken zaman zaman kendimi o ailenin bir ferdi gibi hissettim.
Onların bütün kelimelerine yansıyan samimiyet bende bu hissin uyanmasına neden oldu.
KERİM’İ EN SON GÖRÜŞÜM OLDU
Fatma anneme “Kerim ile en son ne zaman görüştün?” diye sordum.
Söylediklerine müdahil olmadan aynen paylaşıyorum: “Babası Kerim’e anneni denize götür demişti. Sözünü kırmadı beni denize götürdü. Deniz o kadar güzeldi ki yerle gök masmaviydi. Ben diyorum ki o denizin güzelliği oğlumun güzelliğindenmiş. En son gördüğüm beraber olduğumuz gün o gündü. Başka da görmedim.”
AİLENİN İSTEĞİ
Üye ailesini yaralayan bir hadise var.
Onu da burada paylaşmak istiyorum.
“Uzman çavuş olanlar maddi sıkıntılardan dolayı oluyor deniliyor. Bizim evladımızın maddi problemi yoktu çok şükür. Kendisi gönüllü olarak bu işi tercih etti. Onunla bu işe başlayanlar hala görevlerinin başında. Bir tek bizim evladımız şehit oldu. Şehitlik herkese nasip olmaz.”
HAFIZAMA KAZINAN SAHUR
Yaklaşık 2 saat boyunca Üye ailesinin misafiri olduk.
Onlar anlattı, ben anlattım.
Fakat konuşurken son sözü yine Fatma annem koydu:
“Evlatlarımız vatan için canlarını vermediği sürece bizler yataklarımızda huzur içerisinde kalamayız. Şu an huzur içerisinde uyuyabiliyorsak ne mutlu bizim gibi ailelere.”
Bu inancın, bu adanmışlığın, bu teslimiyetin yaşandığı bir başka ülke daha yok.
Şunu unutmayın.
Bu ülke güzel yürekli insanların omuzlarında oldukça ayakta durmaya ve yedi düvele kafa atmaya devam edecek!
Yorumlar
Kalan Karakter: