AĞZIMIZDAN ÇIKANA AMAN DİKKAT
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran
Türkiye halkına
Türk Milleti denir.”
M. Kemal ATATÜRK
Referandum sözcüğünün TDK’daki sözlük anlamı halk oylaması olmasına rağmen 16 Nisanda yapılacak olan evet ve hayır ile oylamaya niye halk oylaması deniyor da millet oylaması denmiyor?
O zaman kelimeleri açıklayalım:
Halk, bir milleti oluşturan çeşitli toplumsal kesimlerden veya meslek gruplarında oluşan insan topluluğuna denir.*
Millet; geçmişten geleceğe doğru belirli bir soyu ifade etmektedir ve aynı toplumda yaşayan gruplar arasındaki farklılığı öne çıkarmaktadır.*
Halkı milletten ayıran en önemli fark; halk, bir toplumda halen yaşamakta olan çeşitli toplum kesimlerini kapsamaktadır.*
Yani bu açıklamalar ışığında halkın belirgin özelliklerinden biri, millet olma özelliklerine veya bilincine ulaşmamış olmasıdır.
Mesela Afyon halkı… Mesela Alevi halkı… Mesela pazarcı halkı… Mesela doğu, batı, kuzey, güney, ılıman bölge halkı ya da eski deyimle ahalisi…
Mesela Amerikan milleti yoktur. Halklardan oluşmuş Amerikan halkı vardır, Amerikan Milleti yoktur.
Kafalara takılan ve çok konuşulan ‘ulus’ sözcüğüne de kısaca değinelim: Siyasal olarak örgütlenmiş biçimde ve belli bir toprak üzerinde bir arada yaşayan, ekonomik yaşam, dil, tarih, ruhsal yapı ve kültürel özellikler yönünden ortaklık gösteren en geniş insan topluluğudur.
Mesela Osmanlı Devleti bir ulus devlettir. Mesela Kanada… Mesela ABD… Mesela Avustralya bu tanımlara göre birer ulus devlettirler.
Türkiye Cumhuriyeti de bir ulus devlettir.
Bu yüzden yazıma Türkiye Cumhuriyetini kuran lider Atatürk’ün millet tanıma ile başladım.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk milletinin ne kadar devleti ise bünyesinde yaşayan ve ekonomik yaşam, dil, tarih, ruhsal yapı ve kültürel özellikler yönünden ortaklık gösteren Kürt’ün de, Alevi’nin de, Laz’ın da, Çerkez’in de, Roman’ın da, Abhaz’ın da, Ermeni’nin de, Yahudi’nin de, Boşnak’ın da, Gürcü’nün de ve diğerlerinin de o kadar devletidir.
Yapılan bir çalışmada anadil kontrolüyle sağlanan dolaylı bilgininde katılmasıyla ortaya çıkan tabloda Türkiye’de yetişkinlerin (18 yaş ve üstündekilerin) etnik kimliklerin dağılımı, yüzde 78.1 Türk, yüzde 13.4 Kürt, yüzde 1.5 “Laz” ve “Türkmen” gibi yerel kimlikler, yüzde 0.1 Asya Türkü, yüzde 0.3 Kafkas kökenli, yüzde 0.2 Balkan kökenli, yüzde 0.4 göçmen, yüzde 0.9 Müslüman Türk, yüzde 0.2 Alevi, yüzde 0.3 “Türkiyeliyim, dünyalıyım” vs. diyenleri ifade eden genel tanımlayan, yüzde 0.7 Arap, yüzde 0.1 gayrimüslim, yüzde 0.03 Roman, yüzde 0.05 diğer ülkelerden ve yüzde 3.8 TC vatandaşı şeklindedir. (ALINTI: http://www.haberturk.com/yasam/haber/18122-turkiyede-ne-kadar-turk-yasiyor)
Dolayısıyla böyle birbirine girift halklar topluluğu ülkede halk oylamasında yani referandumda evet oyu verenleri vatan kahramanı ilan etmek ne kadar yanlış ise hayır oyu verecek olanları da vatan haini ilan etmek o kadar yanlıştır. Hele hele bu yanlışların devlet eliyle, devlet adamı diliyle, kurumlar yönlendirmeleri yapmak da o kadar büyük bir yanlıştır…
Etrafımız ateş çemberi iken, etrafımız hatta müttefik dediklerimi z kendi menfaatleri için diplomatik olarak bizi akıllara gelmez ayak oyunları bölge ile ilgili kalıcı kararlarda devre dışı bırakmaya, tecrit etmeye çalışırken birbirinden kız almış, kız vermiş alaşım yapı haline gelmiş İçimizdeki insanları ötekileştirmek, kötülemek, hain gibi sözcüklerle itham etmek, onları aidiyetlerinde ve tercihlerinde/kararlarında keskinleştirmek bu ülkeyi bölmek istemekten başka bir şey değildir.
Böyle ithamlarda bulunmak akla hayale gelmeyecek, telafisi mümkün olmayan sonuçlara götürür.
Oy alacağım diye referandum sürecindeki tahriklere açık referandum diline aman dikkat diyorum…
Ağzımızdan çıkana aman dikkat…
* Prof. Dr. Munci Kapani, Anayasa Hukuku, Ankara Üniversitesi Yayını
Yorumlar
Kalan Karakter: