18 Haziran 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yaklaşık bir ay öne alınarak 14 Mayıs 2023’te yapılacağı duyuruldu. Afyonumuza, memleketimize, ülkemize ve tüm insanlık alemine hayırlar getirsin inşallah.
Ülkemizi 20 yılı aşkın bir süredir idare eden tek başına iktidarını sürdüren Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AKP iktidarı, bir dönem önce başlattığı yanına MHP ve BBP desteğini aldığı Cumhur ittifakını daha da genişleterek iktidarını sürdürebilecek mi? Bu sorunun cevabını 14 Mayıs’ta hep beraber göreceğiz. Karşısında yer alan millet ittifakının katılanları arasında CHP, İYİ Parti, Deva Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve de Saadet Partisi görünüyor.
Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimlere girebilecek partiler sayısını 36 olarak belirlemesi manidardır. HDP’in Cumhurbaşkanı adayını kendisinin göstereceğini açıkladığını duyduk. İki aydan daha az bir zamanda sonuçların alınacağı bu seçimler gerçekten ilginçliklere gebe görünüyor.
Yeniden Refah, Hüda Par, Vatan Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Türkiye Değişim Partisi, Memleket Partisi ve Millet Partisi gibi az çok tabanı olanların yanında ismi ve amblemleri hafızalarda zor tutulan epeyce parti vardır ki bu sayı 36’yı buluyor.
Geçmişte yapılan seçimlerde bazen kılı kırk yararak daha az partinin seçimlere girmesi sağlanırken bu sefer hangi kriterlerle bu kadar fazla partinin seçimlere girmesine izin verilmesi fevkalade düşündürücüdür.
Rahmetli Özal zamanında bir dönem çokça parti seçimlere sokulmuş, çok sesli uğultular arasında seçim kazanılmıştı.
Şuurlu, bilinçli seçmen kitle partilerinin hedef kitlesi değildir. Elindeki maddi imkanlar, özellikle de kontrolü altındaki yazılı ve görsel medya bini on bin, on bini yüz bin göstererek büyüğü daha büyük göstererek algı operasyonuna su taşımaktadır. Hazine’den sağlanan ve seçim yıllarında üç katına çıkarılan partilere hazine yardımı haksızdır ve seçimlerin adaletine gölge düşürmektedir.
Hazine yardımının hiçbir partiye yapılmaması böyle bir şaibeyi kaldırmanın birinci adımıdır.
Seçmenler, hangi partiye oy verecekleri konusunda kendilerini bilinçlice sorgulamadan parti ve seçim beyannamelerinin tutarlılığını incelemeden takım tutma fanatikliğinden vazgeçmeden haklının değil güçlünün yanında yer almaya devam ederlerse sonuç tatmin edici olmayacaktır. Tabi bundan öncekilerde olduğu gibi.
Güçlü, ileri, mutlu ve muhteşem Türkiye hedefleri bundan sonraki seçimlere ertelenip gidecektir.
Türkiye’nin ilkeler etrafında yükselebilmesi için temel kriterler şunlardır; ki bu prensipler etrafında siyasi partilerin mutabakata varması lazım gelir.
- İnsan Hak ve hürriyetlerine dayalı HUKUK DEVLETİ,
- Milli iradenin önündeki engellerin kalktığı DEMOKRASİ,
- Din düşmanlığı gibi, din istismarının da bittiği LAİKLİK,
-Fakirlik ve çaresizliğin tarihe gömüldüğü, herkesin sosyal adalet, şemsiyesine alındığı KERİM DEVLET,
-Büyüyen, gelişen, zengin, mutlu, muktedir ve insanlığın yeni barış medeniyetini İSLAM RÖNESANSINI yöneten MUHTEŞEM TÜRKİYE,
Millet partisinin ilmi, akılcı bu projesine siyasi partiler ne kadar mesafededir?
Belirlenmiş bu ilke ve prensiplere diğer siyasi parti ve ittifaklar nasıl bakıyor? Şaşı bakanlar ya da gözünü kapatanlar milletin dostu değildir.
Değişim arzulayanlar bu kriterlere sahip parti ve ittifaklara sahip olanları tercih ederse millet olarak rahat günlerin ışığını yakalayabiliriz.
Hiçbir analize dayanmayan sadece siyasi amaca yönelik ulaştırma yatırımları atıl kapasiteyi beraberinde getirmiş, helal haram demeden lüks ve savurganlık başını almış, sırça saraylar köşkler alınırken millet ekonomide üretim ve bölüşüm mekanizmasının dışına itilmiş, adeta borç ve sadaka ile geçinir hale getirilmiştir. Zafer Havaalanı ile Maceralı Kapalı Yüzme Havuzu savurganlık örnekleridir.
Milli ve manevi değerlerimiz istismar edilerek siyasi malzeme olarak kullanılmakta, vatanı, dini, namus ve şerefi için ölüme göz kırpmadan giden bu aziz millet yanıltılmaktadır. Domuz, kasaplık hayvanlar arasına alınmış, zina suç olmaktan çıkarılmış, haksız kazanç, vurgun, soygun sıradan işlenmiş gibi seyredilir hale gelmiştir. Mustafa Kemal’in Türk medeniyeti ati’nin ufkunda bir güneş gibi doğacaktır dediği medeniyet bu değildir. Mehmet Akif merhumun İslam’la modernizmin çakışmadan yol alabileceğini belirttiği asırların geleceğine inanmak gerekir.
Cumhur ittifakının da Millet ittifakının da oluşabilecek başka ittifakların da ülkemizi gelişmekte olan ülkeler sınıfından GELİŞMİŞ ÜLKELER sınıfına sokacak, ilkeli, prensipli, geniş ufuklu projelere şiddetle ihtiyacı vardır. İlerleyen zaman diliminde 36 parti saflarını bu ilkelere uygunluk şartıyla belirlerlerse milletimiz kazanacaktır. Safını güçlüden değil, haklıdan yana belirleyenlere hayırlı olsun.
Himmet KASAL