- Birinci vazifen şuurlu, bilinçli sorgulayan seçmen olmaktır.
- Politikacıların aldatıcı propagandalarına kanmamaktır.
- Rahmani siyaset peşinde olmayanlar, kilisenin yerine geçmiş gibidir.
“Günahkar insanoğlunun kurtuluşu kiliseye bağlanmakla mümkündür” diyen papazlar gibi zamanımızı politikacıları da kendilerine koşulsuz inanan seçmenler istiyor. Bunun dışında başka bir şey yapmamıza gerek yok; beş senede bir oy verin yeter diyenlere aldanmayı sair edinmendir.
- Partiler, makamlar vasıtadır. Gemileri yakacaksak hep birlikte yakmalıyız.
- İsmini, programını, yolunu, cemaatini, eserini Allah’ın ve Resulünün eserinden daha üstün görüyorsa onlara da itibar edilmemelidir.
- Parti taassubuna asla düşülmemelidir. Böyle bir anlayış devlet ve siyaset anlayışıyla beraber insanımızı sömürmekte, küçültmekte, koşulsuz itaate sürüklemektedir.
“Bize oy verirseniz sizi maddi, manevi korkularınızdan koruruz, umutlarınıza kavuştururuz.” Diyenler tehlikeli bir şirke de kapı aralamış oluyorlar.
- Ülkemizi yönetenlerin yabancı misyonlara bağlılıktan kurtulmaları şarttır.
- Yabancıların yöneticilerimizi taltif etmeleri, madalya ve şövalye nişanları takması övünülecek bir durum olamaz.
- Millet uyan çağrılarını yapanları yalnız bırakmamak gerekir.
- Güçlü olanların değil haklı olanların yanında yer almak bizi kurtarır
- Milletimiz tarihi ve kutlu görevini hatırlarsa bir uyanış, medeniyetimizin yeniden ayağa kalkışı mümkün olacaktır.
- İnsanlarımızın büyük ekseriyeti geçmişe göre bugün maddi olarak daha iyi seviyelere ulaşmıştır. Bunu dünyanın sayılı ülkeleri arasında görmek yanlıştır.
- Kendi Uçağımızı, kendi otomobillerimizi, kendi akaryakıtlarımızı üretip ihraç edebiliyor muyuz? Kaç markamız dünyada övünçle anılacak durumdadır?
- Türk lirası, kabul gören paralar arasında mıdır?
- Teknoloji dünyasında bilgisayar, cep telefon, internet, uzay çalışmalarında marka değerlerimiz ne alemledir?
- Bunlara olumlu cevaplar verebiliyorsak, ki vermeliyiz, olması gereken de budur. O zaman iyi seçmen olma yönünde ilerleme kaydetme yolundayızdır.
- Maddi kalkınmanın gerçekleşmesi, manevi güzelliklerin yok olması ve unutulmasıyla anlamını yitirecektir.
- Haramı, helali, büyüklere saygı, küçüklere sevgiyi, hoşgörüyü göz ardı eden bir toplum haline gelmekte istek Kültür ve eğitim siyasetlerimiz rahmani değildir.
- Köhnemiş, çürümüş, nemelazımcı düşünceler bu millete asla yaraşmaz.
- Okuyup araştırmayan, sorgulamayan seçmenler günümüz politikacılarının sevdiği kitleler olur. Ehliyet ve liyakati göz ardı edenler, kendilerini ve iktidarı kaybeder.
EY TÜRK SEÇMENİ!
Yeni bir seçim dönemine giriyoruz. Durma! Düşün ve ilerle. “ ben sinelerin gizini bilen Rabbime hesap vereceğim.” Kaygısı ve huzuru ile kutlu görevine hizmet eden insanın, yeniden ayağa kalkışı, dirilişi, yeniden Hz. insan olmanın mutluluğuna emin adımlarla yürümenin zamanıdır. Şuurlu, bilinçli seçmen istemeyen politikacılara karşı uyanık ol. Önce kendini ıslah et. Hemen arkasından iyi yolda yürüyenlerin haklı dava peşinde koşanların safına katıl. Sen yücelmeye layıksın.
Himmet kasal beyefendinin açıklayıcı, bilgilendirici, eğitici,Aydınlatıcı makalesi için teşekkür ve saygılarımı sunuyorum ayrıca Himmet KASL’ın düşüncelerini paylaşan gazetenize sonsuz teşekkürler
Afyonkarahisarlilar, Lami çimi bırakıp adam gibi adam hemşehrileri Aykut Edibali'nin başlattığı tertemiz kutlu yürüyüşe destek vermeliler. Hem de öyle böyle değil; adam gibi destek vermeliler. Milli Mücadelenin kutlu yürüyüşü Afyon'dan başladı, şu an da bu kutlu yürüyüş başlamalı. Hemen, şimdi. Bu kürü bir parti işi flan asla değil. Bu memleket meselesi, millet meselesi...