Öğretmenleri ilim taşıyıcılar olarak görmek, onların kıymetini anlamak için fevkalade önemlidir. İlmiyle amel eden ve bunu diğer kuşaklara taşıyan alemler ve öğretmenler eli öpülesi kişilerdir.
Ben kendimi bu vatan, bu millet, bu bayrak için kendini feda edebilecek nesiller yetiştirmeye azmettim diyen öğretmenler eli öpülesi seçkin kişilerdir. Bir ideal uğruna öğrenmeyi ve öğretmeyi kendine amaç edinen öğretmenler, amel defterini açık bırakmışlardır. Riyazu Salih’inde geçen şu hadisi görmekte hepimize faydalar vardır.
“ Alimin abide (ibadet eden kimseye) üstünlüğü; DOLUNAYIN diğer bütün yıldızlara üstünlüğü gibidir. Alimler Peygamberlerin varisleridir. Peygamberler, miras olarak Altın ya da gümüş değil, sadece ilmi bırakırlar. Kim o miras kalan ilimden nasiplenmişse büyük ve değerli kısmete nail olmuş demektir.” (Tirizi ilm. 19. Ebu Davud ilmi)
Yine alimler ve öğretmenlerimize çok güzel anahtar şifreler veren şu iki hadisi de zikretmezsek sorumlu kalacağımızı düşünüyorum: “ Resulullah s.a.v şöyle buyurdu: “ Her kimse ilimden istifade etmek için bir bilgi sorulur da onu ketmederse (söylemeyip kendine saklarsa) ahirette onun ağzına ateşten bir gem vurulur.” Tirmizi ilm3 “ Allah rızasını, esas maksat yapılması gereken bir ilmi, sırf dünyalık menfaatlere ulaşma gayesiyle öğrenen (o ilmi dünyalığa basamak ve alet eden) kimse, kıyamet günü cennetin kokusunu bile alamaz.”
GELECEĞİMİZİN MİMARI ÖĞRETMENLERİMİZDİR!
Çocuklarımızı, gençlerimizi geleceğe hazırlayan , eğiten donatan öğretmenlerimizdir. Toplumun en önemli dinamiği, katma değeri en yüksek unsuru da şüphesiz öğretmenlerdir. Cumhuriyetin ilanından sonra 14 Ekim 1925 tarihinde İzmir erkek öğretmen okulunda Mustafa Kemal’in konuşmasına kulak verelim; “ milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Muallimden, mürebbiden mahrum bir millet; henüz millet namını almak istidadını kesp etmemiştir. Ona alelade (basit) bir kitle denir, millet denemez. Birlikte Millet olabilmek için mutlaka mürebbilere, muallimlere muhtaçtır.” 1960 yılında Büyük Türk mütefekkiri Nurettin TOPÇU nun yazdığı MAARİF DAVAMIZ kitabındaki şu ifadeler de oldukça isabetle ve ilginçtir.
“ Devletleri yapan da yıkan da muallimlerdir. muallime değer verdiği, Muallimin hürmet gördüğü ülkede insanlar mutlu ve erdemlidir. Muallimin(öğretmenin) zelil olduğu mesleğinin hor görüldüğü milletler düşmüştür ve şüphe yok ki bedbahttır (mutsuzdur).” Öğretmenler mesleğinin yüceliği geleceğe insan yetiştirmesindendir. Buna güzel dini, milli ve anlamlı ifadeleri bir Çin Atasözüyle süsleyelim; Planınız bir yıllık ise pirinç ekiniz, on yıllık ise orman, yüz yıllık ise insan yetiştiriniz.
Aynı zamanda Öğretmen de olan görevlilerimizle, okul öğretmenlerimizin dünyevileşmesi tehlikeli olur. İdeali uğruna fedakarlıklara katlanır pardösüsünün birini muhtaç öğrencisiyle paylaşan öğretmenlerimizin ellerinden öpülür. Muhteşem Türkiye’nin kurtuluşunda da en büyük görev öğretmenlere düşüyor. Geleceğimizin mimarı öğretmenlerimizin tüm maddi ve manevi problemlerini çözmek ve öğretmenimizi layık olduğu yere yükseltmek öncelikli hedef olmalıdır. Kültür ve Milli Eğitim Bakanlıkları bunu için vardır. Eli Öpülesi Öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü tebrik ediyor, ellerinden Hürmetle öpüyorum.