AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi bir açıklama yaparak Türkiye’de emeklilik yaşının yükseltilmesi gerektiğini ifade etmiş.
Türkiye’de halihazırda 8 Eylül 1999 yılından sonra sigorta girişi yapılan erkekler 60 yaşında, kadınlar 58 yaşında emekli oluyor. Türkiye’de ortalama yaşam süresi TÜİK’in raporuna göre 77,5 yıl. Yani bir vatandaş 18 yaşından 60 yaşına kadar 42 yıl çalışıp, SGK sistemine katkı yapıp, 17,5 yıl boyunca emekli aylığı alacak. Eğer yaşarsa…
Emeklilik tüm vatandaşların ortak sorunu. Memnun olanı bulmak Eber Gölü’nde su bulmak kadar zor. Emeklilikle ilgili hangi kesimler var bir bakalım. 8 Eylül 1998’den önce sigortalı olup bugün emekli olanlar, bu tarihten sonra sigortası başlayıp çalışmaya devam edenler, Bağ-Kurlular, memur emeklileri, staj ve çıraklık sigortası mağdurları.
Bugün emekli olanlar bir sahil kasabasında, ayaklarını uzattıkları yerden bu yazıyı okumuyorlar elbette. Avrupalı akranları gibi dünyayı da gezemiyorlar. Onların da sorunları var. Herkesin aklına ilk olarak geçim sorunu geliyor. Ben başka bir noktaya dikkat çekeceğim. 7200 gün prim ödeyerek emekli olanlar 3600 gün prim ödeyerek emekli olanlarla aynı şartlarda değerlendirilmek istemiyor. “Ortada bir havuz var. Bu havuza ben daha çok katkı sağladım. Neden az katkı sağlayanla aynı şartlarda değerlendiriliyorum?” diyorlar. Haklılar mı? Bana göre haklılar.
Emekli olamayanlar arasında 9 Eylül tarihinde, yani yasanın değişmesinden bir gün sonra sigorta girişi yapılmış olanlar var. Diyorlar ki, “Ben sigortaya 1 gün geç başladım diye neden akranlarımdan 17 yıl fazla çalışmak zorundayım?” Haklılar mı? Bana göre haklılar.
Ya 2000 sonrası sigortaya başlayanlar… “Biz geç doğduk diye anne-babalarımızdan 17 yıl daha fazla çalışacağız. Devlet vatandaşları arasında adaletle hükmetmeli. Geç doğmak suç mu?” diyorlar. Haklılar mı? Bana göre haklılar.
Bağ-Kurlular… “Herkes 3600, 5400, 7200 günle emekli olurken, biz neden 9000 gün prim ödemek zorundayız?” diyorlar. Haklılar mı? Bana göre haklılar.
Staj ve çıraklık sigortası mağdurları… “Biz staj ve çıraklık yaparken işçi gibi çalıştık. Çocuk yaşta sokakta değil, iş yerinde ter döktük. Bizim de staj başlangıcımız sigorta başlangıcı sayılsın” diyorlar. Haklılar mı? Bana göre haklılar.
Hükümet diyor ki, “Ortalama insan ömrü uzadı. EYT ile emekli sayımız birden 2 katına çıktı. Çalışan-emekli dengesi bozuldu. Daha fazla emekliyi bu sistem kaldırmaz.” Sen de haklısın.
***
Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini bırakmamış. Sonra:
– Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim?
Hoca ne yapsın?
– Haklısın, demiş.
Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp tutmaya, yok bana şöyle, yok böyle yaptı demeye. O da Hoca’ya sormuş:
– Haklı değil miyim?
Hoca:
– Vallahi çok haklısın, demiş.
Adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan Hoca’nın karısı bile bu işe şaşırmış kalmış.
– Senin kadılığında bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu?
Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp:
– Hatun, demiş, sen de haklısın!
***
Eller günahkâr
Diller günahkâr
Bir çağ yangını bu bütün
Dünya günahkâr
Masum değiliz hiçbirimiz
Güftesi Meral Okay ve Sezen Aksu’ya ait nefis şarkı.
Yorumlar
Kalan Karakter: