Türkiye turizminin amiral gemisi “her şey dahil” sistemi… Turist için cazip, işletme için garantili. Ancak bu sistemin görünmeyen yüzünde devasa bir israf tablosu yatıyor.
Açık büfelerde yüzlerce çeşit yemek sergileniyor. Tabaklar tıka basa dolduruluyor, yarısı yenmeden çöpe gidiyor. İnsanlar tatil boyunca “ödediğim paranın hakkını çıkarma” psikolojisiyle, aslında ihtiyacı olmayan yiyecekleri tüketmeye çalışıyor. Sonuç: çöpe giden tonlarca yemek, boşa harcanan emek, yok olan kaynaklar.
Bu durum sadece ekonomik kayıp değil, aynı zamanda bir vicdan sorunu. Dünyada milyonlarca insan açlıkla mücadele ederken, otellerde çöpe dökülen yemeklerin görüntüsü utanç verici.
Her şey dahil konsepti bir yandan da tatilin ruhunu bozuyor. Tatil; kültürle buluşmak, yöresel lezzetleri keşfetmek, doğayla bütünleşmek demektir. Oysa turist otelin dışına çıkmıyor, şehri tanımıyor, esnafı görmüyor. Turizm, yerel halktan kopuyor.
Artık şu soruyu sormanın vakti geldi: Turizmde sınır tanımayan açık büfeler mi, yoksa sürdürülebilir kalite ve gerçek deneyim mi? Belki de “sınırsız yemek” yerine “sınırsız huzur ve kalite” sunan bir anlayışa geçmenin zamanı geldi.
HAKAN SİYAH GRAND ÖZGÜL TERMAL GENEL MÜDÜRÜ
Yorumlar
Kalan Karakter: