Kadınlar toplumu oluşturan, ailenin koruyucusu ve en temel parçasıdır.
Hayatımızın anlamlı ve değerli olması onların sayesindedir. Onlar bizlerin hem annesi, hem kardeşi, hem de eşidir.
Kadınlar olmadan bir toplumun var olması düşünülemez. Çünkü onlar her zaman eşlerinin ve ailelerinin arkasında duran, savunan, destek veren kişilerdir. En kötü günlerde bile onlar vardır.
Toplum içinde yaşadığımız ve hatta bazen şahit olduğumuz kadınlara yönelik şiddet girişimleri maalesef hepimizi üzmektedir, kırmaktadır. Ve bir türlü sonu gelmemektedir.
İnsan sormadan yapamıyor. Kadına uygulanan şiddet, canice işlenen cinayetler, yapılan işkenceler ne zaman son bulacak? Onların hakkını böyle mi ödeyeceğiz? Hayatımızdaki değerlerini böyle mi göstereceğiz?
Elbette hayır.
Bana göre bir kadın suçlu olsa dahi, onun cezasını verecek, ya da adaleti sağlayacak kişi bir erkek olmamalıdır. Eğer bir kadında suç varsa bunun yolu şiddet, cinayet değil, yolları ayırma, boşanmadır. Hukuk yolunda hak aramaktır.
Adalet sağlama mekanizması bireysel olarak kişilerde değil, bu konuda görevli emniyet birimlerindedir. Kişi kendi adaletini sağlamaya çalışarak, hem karşısındakinin hayatını, hem de kendi hayatını karartmamalıdır.
Kaldı ki çoğu şiddet olaylarında konu kadınlardan kaynaklanmayan şiddet olayları olarak kayıtlara geçmiştir. Ekonomik sorunlar, bunalım, işlerin yolunda gitmemesi, içki, kumar vb. tüm bu nedenler kadınlara şiddet uygulama hakkını kimseye vermemektedir.
Şiddet; karakteri zayıf, gücünü sadece kadınlar üzerinde denemeye çalışan, korkak ve düşüncesiz insanların yaptığı bir davranıştır.
Hayatımızın her alanına değer katan kadınlarımıza yönelik şiddete izin vermemeliyiz. Toplum olarak buna dur demeliyiz.
Özellikle aileler çocuklarını daha küçük yaşta yetiştirmeye başlarken bu durumu onlara aşılamalıdır. Bir çocuğa her şeyden önce ahlaklı olmak ve dürüst olmak öğretilmelidir. Kesinlikle hiçbir çocukta erkek, kadından üstündür algısı oluşturulmamalıdır.
Unutmayalım ki geleceğin temelleri, daha küçük yaşlarda ailelerin çocuklarına verdikleri eğitimler ile başlamaktadır.
Artık kadınlarımızın değerlerinin farkına varılmalı, böylesine üzücü hadiselerin önüne geçerek tamamıyla bu durumun ortadan kalkması sağlanmalıdır. Bunu hep birlikte yapmalıyız. Hepimiz çözüm için harekete geçmeliyiz.
Kadınlarımızı sadece 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Hayır gününde değil, hayatın her gününde hatırlamalı ve korumalıyız. Varlıkları için onlara minnet borçluyuz…