ÇOCUKLUĞUMUZUN BAYRAMLARI
Yayınlanma :
30.04.2022 02:00
Güncelleme
: 30.04.2022 02:00
Yarın Arefe Günü; ertesi günü ise Mübarek Ramazan Bayramı.
Bayramlarımız; dini ve milli duygularımızın pekiştiği, kırgınlıkların bittiği, duyguların en üst seviyede yaşandığı, milli ve beraberlik şuurumuzun güçlendiği önemli günlerdir.
Bu önemli günlerde ve her zaman ihtiyaç sahiplerine yardım eden, onlara üzülen, kalbi onlar ile atan, dertleri ile dertlenen herkesten Allah razı olsun.
Ramazan Bayramımızı bayram gibi kutlamak, çocukluğumuza gitmek ve tıpkı o anı yaşıyormuş gibi yaşamak bence bu bayram en çok özlediğimiz ve hep birlikte hayalini kurduğumuz bir bayram olmalıdır.
Çünkü son yıllarda maalesef corona virüs illeti yüzünden bu duygulardan kısmen de olsa uzak kalmıştık. Peki, çocukluğumuzun bayramları nasıldı?
Hep birlikte kısaca hatırlayalım.
Bizim çocukluğumuzda bayramlar; bir gün öncesinden geceden yapılan hazırlıklarımız ile başlardı. Ertesi gün, bayram günü; akşamdan hazırladığımız, yatağımızın başucunda duran, yeni alınmış bayramlık elbiselerimizi ve ayakkabılarımızı giymenin hayalini kurardık. Ve sabah kalktığımızda bayram namazı öncesi yeni elbiselerimizi giyip mutlaka bayram namazına katılırdık.
Kaçırmazdık bayram namazlarını. Camii çıkısında ise büyüklerimizle birlikte kabristan ziyaretlerine katılırdık. Sonra ailece sabah kahvaltısına oturulur, kahvaltı sonrası bayramlaşma telaşı başlardı. Küçükler büyükleri ziyarete gider, büyükler ise küçükleri beklerdi.
Biz çocuklar ise; bir an evvel el öpmek, şeker toplamak, dedelerimizin ve babalarımızın bayram harçlıklarını almak için zamanla yarışırdık. Her bayram en fazla bayram harçlığını ve şekeri toplamak asli görevimiz gibiydi.
Bazen oturup düşünüyorum; o zamanki bayramlar ile şimdiki bayramlar arasında neden bu kadar fark var? Değişen ne?
Belki klişe bir kelime ama eski bayramlar, şimdiki bayramlara göre daha heyecanlı, sevinçli ve mutlu geçerdi. Şimdi de kısmen öyle, fakat tam değil.
Özümüze dönmek için o halde ne yapmalıyız?
Bayramlaşmadan, bayramı yaşamadan tatile gitmek yerine; büyüklerimizin ziyaretlerini yapıp, ellerini öpmeliyiz. Gönüllerini almalı hal ve hatırlarını sormalıyız.
Özellikle son yıllarda tam manası ile yaşayamadığımız bayramlarımızı yaşamalıyız. Artık mesafe ve maske kuralları daha katı değil. El öpmek ve tokalaşmak imkânsız değil. İnşallah vaka sayıları daha da düşer ve bu durum böyle devam eder.
Bu bayram; küslerin, dargınların barıştığı bir bayram olsun. Çocukların hep birlikte mahalleleri, sokakları gezip, komşulardan çantaları dolana kadar şeker topladığı bir bayram olsun. Akrabalarımızı, eşimizi, dostumuzu hastalarımızı ve bizlerden ziyaret bekleyenleri sevindirmeliyiz. Bu vesile ile Tüm İslam Alemi’nin Ramazan Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyor, sağlık, mutluluk ve huzur içerisinde nice bayramlar diliyorum…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: