Dinimizin en büyük aylarından birisi olan Muharrem ayına ve aynı zamanda Hicri yılbaşına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bilindiği gibi Hicri takvimin başlangıcı olan Muharrem ayı, birlik, beraberlik, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma gibi toplumsal bağlarımızı oluşturan ve bizleri birbirimize bağlayan müstesna günlerdendir. İslam dininde en kıymetli 4 aydan birisi olan ve hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem, bünyesinde önemli olayları barındırmaktadır. Muharrem ayı, bereketin arttığı, Allah’ın izzet ve ikramının çoğaldığı ay olarak bilinir.
Muharrem ayındaki en mübarek gün onuncu gündür. 10. gün, Aşure Günü olarak da kutlanır. Bu önemli günde Yüce Allah, on peygambere on çeşit hediye sunmuştur. Muharrem ayının ilk on günü oruç tutmanın büyük sevabının olduğu bilinir. Bu ay da tutulan orucun, tarihi açıdan da önemli bir yeri bulunuyor. Peygamberimiz (s.a.v) Medine'ye hicret ettikten sonra Medine'de yaşayan Yahudilerin oruçlu olduğunu öğrendi. O gün Muharrem ayının 10. günü Aşura günüydü. Peygamberimiz: "Bu ne orucudur?" diye sordu. Yahudiler, "Bugün, Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı, Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.), bir şükür olarak bugün oruç tutmuştur"dediler. Peygamberimiz (s.a.v) onlara, "Biz, Musa'nın sünnetini yaşatmaya sizden daha çok yakınız ve hak sahibiyiz" diyerek; kendisi ve Müslümanlar o gün oruç tuttular. O yıl henüz Ramazan orucu farz olmamıştı. Fakat ertesi sene Ramazan orucu farz kılınınca Müslümanların oruç ayı Ramazan ayı oldu.
Yine bu önemli günde Hz. Adem Yüce Allah tarafından bağışlanmış, Nuh’un gemisi tufandan kurtulmuş, Musa ve kavmi firavunun zulmünden kurtulmuş, Eyüp peygamberin hastalığı sona ermiş, Yunus peygamber balığın karnından kurtulmuş, İbrahim peygamber ise Nemrut’un ateşinden bugün kurtulmuştur. İçerisinde saydığımız birçok önemli olayları barındıran, Müslümanların yıl başısı olan Hicri Yılbaşı ve Muharrem ayı işte bu yüzden bizler için çok önemli bir aydır.
İnsanlığın yeryüzündeki imtihanında rehberlik için gönderilen son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v)’ in görevinde önemli bir dönüm noktası olan hicretin üzerinden tam 1442 yıl geçti. İslam tarihinde dönüm noktası olabilecek olayların yaşandığı Muharrem ayı; paylaşmanın, şükretmenin, az nimetle, çok nimetlere sahip olmanın yani bereketin adı olan Aşure Günü'nün ilahi bereket ve feyzin yanı sıra, 'Zulme boyun eğmeyen, adaletin ve doğruluğun yanından ayrılmayan Peygamberimizin sevgili torunu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesi hüznünü de içersinde barındırmaktadır.
Hicri Yıl’ın ve Muharrem ayının başta ülkemiz olmak üzere tüm İslam coğrafyasına hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Muharrem Ayı’nın birlik ve beraberlik duygularının gelişmesine vesile olmasını, tüm insanlığa barış, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum.