“İ”bret-i Alem için “D”arağacıyla “A”dalet “M”ümkün Mü?
İnsanların toplu yaşama geçtiği çağlardan bu yana var olan hatta varlığını günümüzde az da olsa sürdüren bir ceza “idam”. Kutsal dinlerden tutun , inançsız kavimlerin bile kullandığı caydırıcı bir ceza olarak günümüze kadar varlığını korumuş bir ceza.
Tarih boyunca bir sürü uygarlık çeşitli şekillerde hukuklarında bu cezaya yer verdi, vermeye de devam ediyorlar. Günümüzde gelişmiş toplumlardan çoğunda olmasa da Japonya ve Amerika ‘da varlığını sürdürüyor. Bunun başlıca sebebi halk tarafından hala destekleniyor olması. İdamın hangi suçlara ceza olarak verildiği ülkelere göre çeşitlilik gösterse de çoğunluğu kasten öldürme, tecavüz ve vatana ihanet.
İslam hukukunda üç cezaya idam öngörülmüştü; kasten öldürme, evlilerin zina yapması ve dinden dönme. Yalnız buradaki dindendönme Müslümanlıktan vazgeçip başka bir dine girmek demek değil. Dinden dönmeden kasıt, İslam nizamına, İslam devletinin varlık ve bütünlüğüne karşı çıkıp ona baş kaldırmak için dinden dönmedir. İşte dinden dönene uygulanan idam cezası, bu düşünceyle dinden çıkmanın cezasıdır, yoksa kılıç zoruyla insanları dinde tutmak için değildir. Birçok ayette belirtildiği gibi, dini zorla kabul ettirmek zaten yasaklanmıştır. Nitekim, “Dinde zorlama yoktur.” [Bakara/256] ayeti vardır. Buradaki dinden dönme günümüz anlamıyla “darbe girişimi”dir.
II. Mahmut devletin birliğine, bütünlüğüne kasteden, Osmanlı’nın kanayan yarası Yeniçerileri radikal bir karar alıp kışlalarını bombalatarak öldürtmüş. Geri kalanları ise idam ettirmiş. Bu olay tarihte Vaka-i Hayriye olarak anılır.
Görüldüğü gibi İslam devletlerinde ve Osmanlı’da devlete başkaldırmanın cezası idam olmuştur.
Ülkemiz , Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13. Protokolünü imzalayarak,7 Mayıs 2004’te ki anayasa değişikliği ile idam cezasını tamamen kaldırdı. Daha sonrasında Öcalan üzerinden, seçim zamanlarında birkaç kezgündeme geldi, bir daha da konuşulmadı. Ta ki 15 Temmuz 2016’da yapılan hain kalkışmaya dek…
Devletin bekası, halkın yararı için devlete başkaldıranları idam etmekgerekir. FETÖ ve emrinde ki ihanet ordusu ,halkın içini soğutmak ve bundan sonra kimsenin cesaret edememesi için idam edilmelidirler. Önümüzde bunun için birkaç hukuki engel olsa da aşılamayacak engeller değiller. Zaten hukuki engeller konusunda AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya’nın 8 Ağustos2016 da yaptığı bir açıklamada; “Ceza hukukumuzda hem anayasamızın 37. maddesi hem de anayasanın 2. maddesi hukuk devleti ilkesi ceza hükümleri geriye doğru işlemez. Dolayısı ile bizim bugün getireceğimiz idam cezası geriye dönük suçlar için işlemez. Ancak içinden geçtiğimiz süreçteki darbe girişimi suçu açısından şöyle bir farklılık var, darbe girişimi suçu kolektif olarak işlenebilen bir suçtur. Yani yüzlerce, binlerce kişi ile işlenebilir, bir de süreç suçu yani süreklilik arz eden bir suçtur.” demiştir.
Halkın isteği bu hainlerin idam edilmesidir. İbret-i alem için darağacıyla adalet mümkün ve Türk halkı bunu istiyor. Umarımülkemiz için her şeyin en hayırlısı olur…