Her zaman diyoruz ve hepimiz biliyoruz ki; öğretmenlik mesleği topluma yön veren, toplumun gelişmesi ve ileriye gitmesini sağlayan kutsal bir meslektir.
Geleceğin teminatı çocuklarımız, öğretmenlerimizin önderliğinde yetişir. Geleceğe hazırlanır.
Onların varlığı aslında hepimiz için olmazsa olmazlar arasında ve bana göre öğretmenlik mesleği; tüm meslekler arasında en önemli meslektir.
Fakat maalesef ülkemizde öğretmenlik mesleği, halen tam manası ile hak ettiği değeri, saygıyı görmüyor.
Gerek velilerimiz açısından, gerekse öğrencilerimiz açısından bazen görmek ve duymak istemediğimiz olaylara halen şahit oluyoruz.
İşte en son Ankara’da yaşanan ve hiçbir şekilde onaylanmayacak bir olay; bir öğrencinin öğretmenine yapmış olduğu saygısız davranışlar…
Ankara’da bir okulda öğrenci, öğretmenine karşı saygısızca davranışlarda bulunuyor ve bu durum bir şekilde sosyal medya aracılığı ile yayınlanıyor.
İnanın gördüğüm andan itibaren halen tüylerim tiken tiken. Nasıl olmasın?
Bir tarafta öğrencisine ne öğretebilirim derdinde olan, emektar, cefakâr öğretmenimiz; diğer tarafta kendisine öğrenci bile demeye yakıştıramadığım saygısız ama maalesef adına öğrenci dediğimiz bir öğrenci.
Böyle mi geleceğimizi eğitim ile inşaa edeceğiz? Bu saygısızlığın sonu nereye gidiyor?
Gerçekten anlamak mümkün değil.
Bu çirkin görüntünün ne bir açıklaması, ne de bir bahanesi kesinlikle olamaz. Bu davranış hiçbir değere sığmaz. Ne medeniyet değerimize, ne eğitimimize ne de insani açıdan hiçbir örneğe sığmaz.
Buradan yine şu sonuca varıyoruz ki; öğretmene saygı ilk önce aileden başlamalıdır. Aile içinde çocuklarımıza en başta öğretmenin değeri, toplum için önemi ve öğretmenlik mesleğinin ne kadar kutsal bir meslek olduğu anlatılmalı, hatta aşılanmalıdır.
Toplumumuzda aynı şekilde konuya destek vermelidir. Öğretmenimizin değerini, itibarını hep birlikte korumalıyız. Böyle yaparak aslında kendi ülkemizin geleceğine kendimiz sahip çıkmış olacağız.
Tüm velilerimize seslenmek istiyorum. Lütfen bütün öğretmenlerimize aynı şekilde değerlendirme yapmayalım. Bir genelleme yapmayalım. Haklı her zaman çocuk değildir.
Tam emin olmadan, konuyu araştırmadan öğretmenlerimize peşin hükümlü davranmayalım. Çocuklarımızın yanında öğretmenlerimizin önemine vurgu yapalım.
Eğitimcilerimize verdiğimiz değer, bizlerin evlatlarımıza verdiği değerdir aslında. Öğretmenimize hep birlikte sahip çıkalım.
Şunu unutmamamız gerekiyor ki; eğitimde öğretmenimizin ağırlığını hep birlikte sağlamalıyız. Bu ağırlığı sağlayamadığımız zaman, ülke olarak eğitim, öğretim anlamında ilerlememiz ve başarıyı yakalamamız maalesef mümkün olmayacaktır.
Bu durumu şayet istemiyorsak, çocuklarımızın geleceği bizler için önemli ise; lütfen bu çerçevede hareket edelim. Toplumda sadece bilgili gençlere değil, saygılı, sevgili, edepli ve geleceğini düşünen gençlere de ihtiyaç var.
Öğretmenlerimiz hak ettiği değeri ve saygıyı artık görmelidir...