131. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT—KÜLTÜR SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “Allah’a çağıran, Salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben Müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir? (Fussilet Suresi: 41/33)
&&&
HAFTANIN HADİS-İ ŞERİFİNİN MEALİ: Bir topluluk Allah’ı zikretmek üzere bir araya gelirse melekler onların etrafını sarar; Allah’ın rahmeti onları kaplar, üzerlerine sekinet iner ve Allah Teala onları yanında bulunanlara över.” (Müslim, “Zikir” 38-39,)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
YARDIMLAŞMA DİYE BUNA DENİR!
(BU ÇOCUKLARI YETİŞTİREN ANNE VE BABALARA VE ÖĞRETMENLERE SELAM OLSUN.)
Yıllar önce ilkokulun birinde yaşanan bir gerçek hayat hikâyesinden kesitler:
Okulun birinde bir öğretmen öğrencilerine, kendi seçtikleri bir konuda hikâye yazmalarını ister. En güzel hikâye yazan öğrenciye “bir çift çizme” hediye edilecektir.
Bütün öğrenciler hikâyelerini yazar kâğıtları öğretmenlerine verirler. Öğretmen tek tek hikâyeleri okur, hepsi bir birinden güzeldir. Bir türlü en iyi olanı seçemez. Bu olayı kura ile çözmeye karar verir.
Her öğrenci bir kâğıda kendi adını yazıp çizmenin içine atar. Atılan isimler karıştırıldıktan sonra bir tanesi çekilir. Öğretmen yüksek sesle, “Ayşe” diye okur okumaz, sınıfta büyük bir alkış kopar. Kurrayı, Ayşe adında bir öğrenci kazınır. Ayşe çizmelerine sarılarak mutluluk gözyaşı döker o anda. Ayşe’ye o anda dünyaları verseler bu kadar sevinmezdi, çünkü doğru dürüst giyebileceği ne bir çizmesi ve ne de bir ayakkabısı yoktu. Okula yarım yamalak, yırtık bir ayakkabı ile geliyordu.
Eve gittiğinde öğretmen bu olayı ağlayarak eşine anlatmaya başlar. Eşi de:
“Tamam, işte niye ağlıyorsun ki?” der. Öğretmen anlatmaya devam eder:
“Hiç bir öğrenci kendi adını yazmamış. Sınıftaki en yoksul arkadaşları olan Ayşe’nin adını yazmışlar. Çizmeleri sadece onun kazanmasını istemişler. Böylesine güzel öğrenciler yetiştirdiğim için seviniyorum, bir taraftan da ben o Ayşe’nin yardıma muhtaç öğrencilerden birisi olduğunu anlayamadığıma ve ihtiyaçlarını karşılayamadığıma üzülüyor ve bunun için ağlıyorum.”
Dünyada böylesi güzel kalpli, merhametli, yardımsever ve cömert çocukların çoğalması ne güzel bir olay değil mi?
Bu derecede bulunan çocukları yetiştiren bütün anne-babaları ve öğretmenlerini kutluyorum ve hepsine de sağlıklı ömürler diliyorum. (Bir Öğretmenin Anılarından)
&&&
İBRETLİK VE ÇOK ACIKLI BİR TABLO!
Bir hayli varlıklı bir ailenin tek çocuğu olan Ali ailesi tarafından bir dediği iki edilmeden yetiştirilmiş bulunuyordu. Dediği hemen yerine gelmediğinde bağırmaya ve çağırmaya başlıyordu. Bunun içindir ki anne ve baba üzerlerine fazladan titremeye başlamışlardı. Komşusunun camını kırar gelirdi, babası öderdi. Okulda bir başkasını döverdi baba gidip öğretmenden özür dilerdi. Kırmızı ışıkta duran arabaların camlarına taş atıp kırmayı adet haline getirmişti. Bunların da ceremesine babası çekip hepsini ödemeye çalışırdı. Zaman zaman öğretmenine karşı gelmeye çalışırdı. Bu durumda annesi gidip öğretmeninden özür dilemeye çalışırdı. Hiç bir zaman çocuklarını şöyle bir karşılarına oturtup da yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmaya yönelmemişlerdi.
Nihayetinde öyle veya böyle liseyi bitirdikten sonra çalışkan olduğu için burslu olarak yurt dışında okumaya hak kazanmıştı. Anne ve baba da sevgi, saygı, muhabbet, birlik, beraberlik, hoşgörü, yardımlaşma duyguları olamadığı için evlatlarına da bunları anlatmayı başaramamışlardı.
Ali yurt dışına çıkalı altı ayı doldurmasına rağmen anne ve babasıyla hiç konuşmamış, hatta hemen hemen hiç
arayıp ta sormamıştı. Çünkü sorumluluk duygusu taşımadan büyümüştü. Anne ve babası namaz kılmadığı için o da hiç abdest alıp namaz kılmamıştı o yaşa kadar. Abdest namaz, iman, inanç onun için bir hiçti.
Aradan bir yıl geçmişti ki, oğullarından anne ve babayı ürküten bir mektup gelmişti eve. Mektupta şunlar yazılıydı:
“Anne ve babacığım! Beni bundan sonra hiç aramayın ve sormayın. Beni imanlı ve inançlı bir şekilde yetiştirmeden, namazı, abdesti, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü ve yardımlaşmayı anlatmadan beni yetiştirmediğiniz için sizden nefret ediyorum. Bana burada Hıristiyan arkadaşlar Hıristiyanlığı anlattılar ve ben şu anda Hıristiyan oldum. Ben Müslüman bir ülkeden gelip burada okurken buradaki arkadaşlarımın bana anlattıklarından dolayı Hıristiyanlığı seçtim. Hadi durmayın sevinin. Artık şunu da iyi bilin ki bir daha ülkeme de geri dönmeyeceğim.”
Bu ifadelerin arkasından hiç yorum yapamayacağım için üzgünüm. Böylesi bir durumda olan anne ve babalar varsa onlar bari çocuklarıyla ilgilenirler her halde bu yaşanmış gerçek hayat hikâyesini okuduktan sonra…
&&&
BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
Ameliyatta dikiş yapılırken kullanılan ip hayvan bağırsaklarından yapılır. Ve bu tam 1000 yıl önce bulunup hala kullanılmaktadır. Bunu bulan ise Müslüman ilim adamı EL ZAHRAVİ’dir.
Sizler bunu biliyor muydunuz?
&&&
MUTLAK BİRİSİ VARDIR
Âlemi başıboş sanma ey ahmak,
Bütün mahlûkatı yaratan vardır.
Başını kaldır da âleme bir bak!
Göğü yıldızlarla donatan vardır.
Tesadüf olur mu şu yüce nizam?
Her şeyde görülür büyük intizam.
Takvimli bir saat gibi muazzam,
Ay ile güneyi yürüten vardır.
Bize yağlı fındık veriyor çalı,
Bir böcek ipekten dokuyor halı,
Zehirle bir arı yapıyor balı,
Bunların hapsini öğreten vardır.
İnek su içiyor, saf süt oluyor,
Ağaç, ekşi tatlı meyve veriyor,
Şimşekler çakıyor, rahmet yağıyor,
Gökte yıldırımı gürleten vardır.
Maksatsız göz görür, kulak duyar mı?
Niyazi, aklı olan küfre kayar mı?
Cehennemde tatlı cana kıyar mı?
Dilimizi döndürüp söyleten vardır.
Âşık NİYAZİ
&&&
OKUYUCULARIM İÇİN DUAMIZ!
(KALPTEN YAZIYA DÖKÜLENLER)
“Her sabahınız nur, gününüz, geceniz aydın, rızkınız ve sevabınız bol, karanlığınız aydınlık, dünya ve ahiretiniz cennet olurken, engin olan sevginiz, sevgimizi bendetsin. Rabbim sizden ve sizin gibilerden razı olsun. Sıratı yıldırım gibi geçin, cennette Havz-ı Kevser’den suyunuzu için. Allah’ın rahmeti, bereketi ve selamı üzerinize olsun. Cenneti alada imrenilecek bir köşkünüz olsun. Rabbim bizleri de sizlere komşu eylesin. Rabbimizin sevdiği, sevdirdiği, sevindirdiği ve razı olduğu kullar olmak ümidi ve duası ile hepinizi Allah’a emanet ederim. Âmin.”
Önemli Bir Not: Allah dostlarından Abdülkadir Geylani Hazretleri diyor ki: “Duanızı aciz bir yolcuyu uğurlar gibi yapın. Çünkü dua, Hak katında bir yer hazırlar, elçilik yapar.”
&&&
HARİKA SÖZE NE DENİR?
“Kilo aldırmıyor diye sakın kul hakkı yemeye yanaşmayın olur mu?”
&&&
HAFTANIN DÖRTLÜKLERİ
Gıybet edeni görür de sen de gıybet edersen,
Yapılan nice güzel ameller sel olur gider.
Mazlumu, fakiri yalnızca Allah için seversen,
Kalbindeki iman filizi dal olur gider.
***
İt elinle parayı,
Sarar nice yarayı,
Kazandırır sarayı,
Salâvat-ı Şerife.
***
Günahlardan ürkerek,
Seher vakti kalkarak,
Uyuyanı dürterek,
Kır belini şeytanın.
(Tefekkür Penceresi İsimli Kitabımdan)
&&&
ÇOK GÜZEL BİR SÖZ!
“Mideye helal lokma girdiğinde azalardan güzel ameller sadır olur.” Ahmet Rifai (k.s.)
Rabbim cümlemize helal lokmalarla beslenmeyi ve çocuklarımızı da helal lokmalarla beslemeyi nasip eylesin. Âmin.
&&&
YAŞLILARDAN BİRİLERİNE ÖĞÜTLER!
1-Zaman zaman çocuklarınızla ve torunlarınızla oynayın.
2-Her şeyden şikâyet eden kişiler olmayın.
3-Herkesi karşı tatlı dilli ve güler yüzlü olmaya bakın.
4-Geçmişe takılmayın, rızık için endişe etmeyin.
5-Hastalığınızı her önünüze gelene söylemeyin.
6-Bugün yapılacak olan işleri ertelemeye kalkmayın.
7-Evinizde mümkün olursa bir kedi beslemeye bakın.
8-Hayatta yaşadığınız sürece hiçbir kimseyi kırmamaya özen gösterin.
9-Her gün yatmadan önce o günün muhasebesini yapmayı ihmal etmeyin.
10-İki gününüzün hiçbir zaman aynı olmaması için çaba ve gayret gösterin.
11-Mümkün olduğunca cömert olun ve cömertlik bayrağını taşıyın.
12-Haftanın en azından üç günü okuma saatlerinizi ayarlayın.
13-Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmaya gayret edin.
14-Hiçbir kimseyi kırmayın ve kırılmasına izin vermeyin.
15-Nefsinizin her istediğini yapmayın ve yerine getirmeyin.
16-Mümkün olduğunca abdestli bulunmaya bakın.
17-Bol bol tövbe ederek günahlardan temizlenin.
18-Her gün mümkün olduğunca az veya çok sadaka vermeye bakın.
19-Kim olursa tanıdık veya tınamadık her önünüze gelene selam verin.
(Güngörmüş İnsanlardan)
&&&
HİÇ DÜŞÜNDÜN MÜ?
Seni eşrefi mahlûk olarak yaratan, her bir nimeti senin emrine veren, at veren, yat veren, kat veren, evlat veren, torun veren ve Seni Müslüman olarak dünyaya gelmene vesile olan ALLAH’ ı unutursan, şunu iyi bil ki O da seni unutur ve o zaman halin nice bir düşündün mü?
Unutma, ne kadar âlim olursan ol, Allah’a ulaşamadığın sürece cahilsin.
Ne kadar zengin olursan ol, Allah’a ulaşamadığın sürece fakirsin.
Ne kadar akraban, dostun, eşin, çevren olursa olsun, Allah’a ulaşamadığın sürece kimsesizsin.
Şeyh Alaeddin El-Haznevi (k.s.)
&&&
BİR CAMİ ÖNÜNE ASILAN LEVHA!
-7/24 Banyo ve lavabo açıktır (ücretsizdir)
-Her cumartesi fakir, fukara olarak yaşayan kimselere çay, simit, elbise ve traş imkanı sağlanmaktadır.
-Sokakta kalan fakat çalışmak isteyenler iş bulamadıklarında 30 gün barınma imkanı sağlanmaktadır.
-Ailesi ile barışmak ve buluşmak isteyenlere yardımcı olunur.
&&&
Yorumlar
Kalan Karakter: