Kırk yıllık hocalık hayatımda; “İnanmayan inandıramaz.”; “Yaşanmayan fikirler ölmeye mahkûmdur.”; “Bir kişiye sözle değil, hareketlerinizle hitap ediniz.”; “İlmi, fikri ve eserleriyle topluma yön verenleri tanımak; onları anlamak ve yaşamak demektir.”; “İnsanı insan yapan ne gözü ne sözüdür; insanı insan yapan aklı, fikri, özüdür.” demiş, hayatımı bu sözlere göre yönlendirmişimdir. Derslerimde, yazılarımda ve sunumlarımda “söz”den ziyade “öz”ü öne çıkarmaya çalışmışımdır. Mevlana’yı, Yunus’u, Fuzuli’yi, Âkif’i, Atsız’ı, Atatürk’ü ve bütün büyüklerimizi bu anlayışla anlamaya ve yaşamaya çalışmışımdır.
Atatürk, “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir” der. Bu sebeple bugünkü yazıma “Atatürk’ü Anlamak ve Yaşamak” başlığını verdim. Hakk’a yürüyüşünün 83. sene-i devriyesinde milletçe, minnetle ve özlemle andığımız Atatürk’ü ne kadar anladığımız ve fikirlerini ne derece yaşadığımız konusunda bir değerlendirme yapmanın faydalı olacağı kanaatindeyim. Bu sebeple, Atatürk’ün bazı sözlerini verip -bir değerlendirme ve yorum yapmadan- yöneten ve yönetilenler, fert ve millet olarak, Atatürk’ü “anlama” ve “yaşama” noktasında nerede olduğumuzu değerlendirelim istedim. Atatürk şöyle der:
“Akıl ve mantığın çözümleyemeyeceği mesele yoktur.”; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”; “Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlerin avıdır.”; “Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değerleriyle ölçülür.”; “Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır.”; “Cumhuriyet, ahlaki erdeme dayalı bir idaredir.”; “Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister.”; “Çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifesidir.”; “Doğruyu söylemekten korkmayınız.”; “Durmayın, durmak demek geriye gitmektir.”; “Dünya üzerinde gördüğünüz her şey kadının eseridir.”; “Gerçeği konuşmaktan korkmayınız.”; “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”; “Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir.”; “İçtimai hayatın başlangıcı, temeli aile hayatıdır.”; “İleri gitmek, beklemekten iyidir.”; “İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve milletin her ferdinin kafasına koyacağız.”; “Korku üzerine hâkimiyet kurulamaz.”; “Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkûmdurlar.”; “Medeniyet öyle kuvvetli bir ışıktır ki, bigâne olanları yakar, mahveder.”; “Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir.”; Milletleri kurtaranlar, yalnız ve ancak muallimlerdir.”; “Milli mücadelelere şahsi hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.”; “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”; “Ne mutlu Türk’üm diyene.”; “Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”; “Sanatsız kalan bir ulusun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”; “Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.”; “Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.”; “Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz. Görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar, hep din kisvesi altında küfür ve melânetten gelmiştir.”; “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”; “Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk Milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”; “Türk Milleti, milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.”; “Türk vatanı bir bütündür, parçalanamaz.”; “Türk, öğün, çalış, güven.”; “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır.”; “Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.”; “Yurt sevgisi ona hizmetle ölçülür.”; “Yurtta sulh, cihanda sulh.”; “Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenin, muvaffakiyet, “Muvaffak olacağım” diye başlayanın ve “Muvaffak oldum” diyebilenindir.”
Atatürk’ün bu sözlerinde üzerinde durduğu; din, dil, kültür, sanat, tarih, vatan, millet, milliyet, yurt sevgisi, ecdadını tanıma, milli benlik, ülkü, onur, ahlak, adalet, istiklal, hukuk, doğruyu söyleme, zafer, cesaret, çalışma, kardeşlik, barış, birlik, gençlik, aile, kadın, medeniyet, akıl, ilim, eğitim gibi değerler, millet olmamızı sağlayan temel değerlerdir. Fert ve millet olarak; “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir” diyen Atatürk’ü ve onun öne çıkarmak istediği bu değerleri “anlama” ve “yaşama” noktasında, yapacağımız öz değerlendirme ile hangi seviyede olduğumuzu bilmek durumundayız.
Ayetleriyle Yüce Rabb’imizi, hadisleriyle sevgili Peygamber Efendimizi, şiirleriyle Yunus’u, Akif’i vd. “anlama” ve “yaşama” da böyledir. Şekilden ve slogandan kurtulup inandıklarımızı ve sevdiklerimizin fikirlerini yaşayış haline getirmek insani görevimizdir. Yaşanmayan fikirler ölmeye mahkûmdur.
Aziz Atam! Allah, rahmetiyle tecelli etsin, cennetiyle ve cemaliyle müşerref kılsın. İsmini şerefle taşıdığın, iki cihan serveri Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya komşu olasın...