Allah’ın yarattığı canlılar gibi duyan kulaklara, gören gözlere hitap eden taşların da dili vardır. Yüzlerce yıldan beri bu şehri ve bu şehrin insanlarını gözlemleyen, gördüklerini bir “sırtaşı” gibi içinde saklayan Afyonkarahisar kalesi, Atatürk’ü de görmüş ve onu unutmamak, unutturmamak istercesine resmini bağrına nakş etmiştir. Afyonkarahisar Mevlevihanesinin bahçesinden huşû içinde seyrettiğim kalenin bir tarafında bir anda Atatürk’ü görüverdim. Çektiğim fotoğrafta görülen Atatürk, Türk lirası üzerindeki Atatürk fotoğrafı ile aynıdır. Gören gözlere, hisseden kalplere ithaf olunur.
Atatürk, Allah’a, milletine ve kendisine güvenerek çıktığı özgürlük yolunda gece gündüz ilerleyerek sessizce ve emin adımlarla Kocatepe’ye ulaştı. Hürriyetin ve Cumhuriyetin temellerini Türk halkı ile birlikte burada attı ve -yıllar önce çektiğim fotoğrafta görüleceği gibi- büyük bir inançla buraya Türk bayrağını dikti.
Yaratan’ının verdiği ilhamla, milletinden aldığı güçle ve kalbinde taşıdığı ülküsüyle Afyonkarahisar’dan İzmir’e rüzgâr gibi uçtu, Akdeniz’a kavuştu. Cumhuriyeti kurduktan sonra, Cumhuriyetin temellerini attığı bu kutsal şehir Afyonkarahisar’ı defalarca ziyaret etti.
Afyonkarahisar kalesinden tespit ederek ve Kocatepe’den uyarlayarak çektiğim bu iki fotoğrafı, “BÜYÜK TAARRUZUN 100. YILI”nda Afyonkarahisarlılara, asil Türk milletine ve köklü Türk tarihine armağan ediyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: