İRFAN SOFRASI
Prof. Dr. Mehmet SARI
Kıymetli okuyucularım. Köklü bir tarihe ve kültüre sahip Afyonkarahisar’ımızdan yetişmiş pek çok devlet adamı, din adamı, âlim, hattat, yazar ve şair bulunmaktadır. Ne yazık ki bugün çoğu unutulmuş, isimleri anılmaz olmuştur. Bilhassa gençlerimiz -kendileri için ilham kaynağı olması gereken- bu büyüklerimizden ve eserlerinden tamamen habersiz durumdadır. “Kabahat gençlerde mi?” diye de sormadan geçemiyorum.
Bu büyüklerimizden biri olan devlet adamı ve âlim Ahmet Cevat Paşa, Osmanlı Devleti’nin XIX. yüzyıl kumandan ve sadrazamlarındandır. Babası, Afyonkarahisarlı Kabaağaçlızâde Miralay Mustafa Asım Bey'dir. Kardeşi Mehmet Şâkir Paşa ve “Halikarnas Balıkçısı" mahlasını kullanan yeğeni Cevat Şâkir Kabaağaçlı (v. 1973) da Afyonkarahisarlı araştırmacı ve yazarlardandır. Ahmet Cevat, H.1267/M.1850’de Şam'da doğmuştur. İslam Ansiklopedisi'nde verilen bilgilere göre ilk eğitimini Bursa ve İstanbul'da yapmıştır. Bursa Askeri İdâdisi'nden ve İstanbul'da Harbiye Mektebi'nden (19 yaşında) mezun olduktan sonra Erkân-ı Harp sınıfına alınmış ve 1871 yılında birincilikle mezun olmuştur. Kolağası, Binbaşı, Erkân-ı Harp reisi, Mirliva olan Cevat Paşa valilik görevinde bulunmuş ve sadrazamlığa getirilmiştir. Kısacası o, devletine pek çok makamda önemli hizmetlerde bulunmuş bir hemşehrimizdir.
Harbiye Mektebinde matematik öğretmenliği yapan, Arapça, Farsça ve Fransızca bilen Cevat Paşa, Rumca ve İtalyanca'ya da vâkıf imiş. Ömer Fevzi Atabek'in, "Münevver, ma'lûmâtlı, tetebbu'u sever bir devlet adamı idi" dediği Ahmet Cevat'ın gençliğinde Afyonkarahisar'da şâir Çizmeci-zâde Osman Râşit Efendi'den yazı dersleri aldığı da bilinmektedir. Kaynaklarda dürüst bir devlet adamı, kültürlü bir âlim, kadirbilir bir zât olduğu yazılan Ahmet Cevat Paşa tutulduğu verem hastalığından kurtulamamış; elli yaşlarında iken H.1318/M.1900) Nişantaşı'ndaki konağında vefat etmiştir. Ömer Fevzi Atabek, "Fâtih civârında Emîr Buhârî Türbesi karşısında inşâ olunan husûsî bir türbede medfûn" bulunduğunu söylemektedir. Yolu düşenlerin, bilhassa İstanbul’da yaşayan Afyonkarahisarlıların kabrini ziyaret etmeleri, gençlere tanıtmaları dini ve milli bir görevdir. Zamanının siyaset, bilim ve san’at dillerini bilen Ahmet Cevat Paşa, başarılı bir devlet adamı kimliği yanında bildiği yabancı diller sayesinde Batı ve Doğu tarihini ve edebiyatını tanımış, yaptığı araştırmalar sonucu çok değerli eserler yazmış bir ilim adamıdır. Elyazması ve nadir eserlerden oluşan 5000 ciltlik kütüphanesi, İstanbul Arkeoloji Müzesine armağan edilmiştir. Ebced hesabıyla "Ahmed Cevâd" ifadesi doğumunu (H.1267), "Cevâd Pâşâ" ifadesi de vefatını (1318) gösterir.
Osmanlı Devleti’nin XIX. yüzyıl kumandan ve sadrazamlarından olan, II. Abdülhamid tarafından 1891 yılında Sadrazamlığa getirilen ve 1895'te azledilen Ahmet Cevat Paşa’nın Memleketi Afyon'a da hizmetleri bulunmaktadır. Bunlardan biri İstanbul’da tanıdığı Adanalı Ziya’nın Afyon’a gönderilmesidir. Meşhur heccav ve filozof şâir Adanalı Ziyâ (v. 1932) Padişah, yönetim, baskı ve adaletsizlik üzerine yazdığı şiirleri sebebiyle İstanbul’da tevkif edilmiş, arkadaşlarının onu kurtarmak için “delidir” demeleri üzerine akıl hastanesine yatırılmıştır. Baskıya ve adaletsizliğe tahammülü olmayan Ziya yiğitçe yazmaya, eleştirilerine yapmaya, mazlumun yanında yer almaya devam etmiş ve bunun üzerine Fizan’a sürgün edilmiştir. Bir müddet sonra Fizan'dan Mısır’a kaçan ve affedilmesi için Sadrazam Ahmet Cevat Paşa'ya bir "arz-ı hâl" yazan Adanalı Ziya, affedilerek H. 1313-M. 1895’te Afyonkarahisar Evkaf Müdürlüğüne tayin edilmiştir. Hakka ve hukuka riayet eden Ziya’nın şiirlerini çok beğenen Ahmet Cevat Paşa, Ziya’nın Afyonkarahisar Evkafına görevlendirilmesinde etken olmuş ve böylece Ziyâ'nın, 37 yıl Karahisar'ı aydınlatmasına vesile olmuştur. Yeri gelmişken şunu da ifade edeyim ki, Ahmet Cevat Paşa’nın 1895'te sadrazamlıktan azledilmesinde, Padişahı ve yönetimi hicveden Adanalı Ziya’nın 1895'te affedilerek Afyonkarahisar’a gönderilmesinde etken oluşunun bir rolü olup olmadığı araştırılacak bir konudur.
Ahmet Cevat Paşa’nın; Ma'lûmâtü'l-Kâfiyye Fi-Ahvâl-i Memâlik-i Âl-i Osmâniyye; Târih-i Askerî-i Osmânî (İstanbul, 1882); Târih-i Askerî Hülâsası (İstanbul, 1874,1894) adlı eserleri vardır. Bunlardan başka fenni eserleri de bulunan Cevat Paşa, Yâdigâr adında bir de gazete çıkarmıştır (Bk. Mehmet Sarı, Afyonkarahisar Edebiyatı, Afyonkarahisar Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, Kültür Yayınları Yayın No: 61, Afyonkarahisar, 2019, s. 201-202).
Bu vesileyle Ahmet Cevat Paşa’yı ve yazımızda adı geçen büyüklerimizi hayırla ve rahmetle yad ediyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: