Sanatkârın, edebiyatçının, ilim ve gönül adamının memleketi olmaz. Başka bir ifadeyle kalem ve kelam erbabı mekân ve zaman tanımaz. Allahü tealanın bahşettiği ilmi ve güzellikleri her yerde insanlığın faydasına sunmaktan haz duyar. Geçmişten günümüze kadar, bir şekilde Afyonkarahisar’a gelmiş, Allah rızası için hizmet etmiş ve Afyonkarahisar’a yerleşmiş pek çok paşa, vali, asker, emniyet görevlisi, sağlık elamanı, müderris, müftü, ilim adamı, eğitimci ve edebiyatçı vardır. Bu şahsiyetleri tanımak ve hayırla yad etmek insani görevimizdir. Bu cümleden olarak bugünkü yazımızda, aslen Afyonkarahisarlı olmamakla birlikte Afyonkarahisar’da yaşamış ve Afyonkarahisar edebiyatına hizmet etmiş yabancı ediplerin Hakk’a yürüyenlerinden bazılarını hayırla anmak istiyorum.
Adanalı Ziya: Aslen Adanalı olan Ziya Bey, “Enderun”da eğitim görmüş, İstanbul evkafında çalışmış, İstibdat aleyhinde yazdıklarından dolayı tevkif edilmiş, “deli” diye tımarhaneye yatırılmış, Fizan’a sürülmüş ve affedilmesi üzerine Afyonkarahisar evkafına görevlendirilmiştir. Dürüstlüğünden taviz vermeyen, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen heccav ve filozof şair Ziya, 37 yıl yaşadığı Afyonkarahisar’da vefat etmiş ve bu topraklara defnedilmiştir.
Edip Âli Bakı: Aslen Nevşehirli olan Edip Ali Bakı, yüksek tahsilini tamamlayıp bazı şehirlerde çalıştıktan sonra öğretmen olarak Afyonkarahisar’a gelmiş; uzun yıllar Afyon Lisesi’nde öğretmen ve idareci olarak Afyonkarahisar’a hizmet etmiştir. Fransızca, Arapça ve Farsça bilen Edip Ali Bakı, ilme ve araştırmaya merakı, çalışkanlığı ve Osmanlıca’ya hakimiyeti sayesinde Afyonkarahisar edebiyatı ve kültürü üzerine önemli eserler ortaya koymuştur. Afyon halkı tarafından çok sevilen Edip Ali Bakı Afyonkarahisar’da vefat emiş ve büyük hizmeti bulunan bu topraklara defnedilmiştir.
Eflatun Cem Güney: Aslen Malatya'nın Hekimhan ilçesinden olan Eflatun Cem Güney, eğitimci, halkıyatçı, araştırmacı, yazar, şair olarak Afyonkarahisar’a hizmet etmiş şahsiyetlerdendir. Afyon Lisesi'nde öğretmen, Taşpınar dergisi'nde yönetici ve yazar, Türk Ocağı Afyonkarahisar Şubesi’nde “Dil, Edebiyat ve Tarih” şubesinde yönetici olarak hizmet etmiştir. Araştırmaları ve yazılarıyla öğrencilerini araştırmaya teşvik etmiş ve birçok edip yetiştirerek Afyonkarahisar edebiyatına büyük hizmette bulunmuştur.
İbrahim Türabi: Asıl adı İbrahim olan Türabi, Tuna illerinden birinde dünyaya gelmiş, Sultan II. Mahmut zamanında İstanbul’da önemli bir mevkide bulunmuştur. Yolu gurbete düştüğü bir zamanda Afyon’a gelmiş, gördüğü sıcak ilgi üzerine buraya yerleşmiştir. Başta Afyon esnafı olmak üzere şehrin ileri gelenleri, âlim ve şâirleri onu sevmiş ve korumuşlardır. Uğrak yerlerinden biri Mevlevi dergâhı olan Türabî’nin hayatı çeşitli rivayetlere dayanır. Afyon’da esnaf arasındaki birliğin, âlim ve şâirler arasındaki dirliğin tesisinde Türabi’nin derviş yaşayışının ve şiirlerinin büyük tesiri olmuştur.
Mehmet Saadettin Aygen: Aslen Çanakkale’nin Ezine ilçesinden olan Mehmet Aygen, tabipliği, araştırmacılı-yazarlığı ve gazeteciliği ile Afyonkarahisar’a hizmet eden yabancılardandır. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra askerlik görevi için Afyonkarahisar’a gelmiş ve buraya yerleşmiştir. Açtığı muayenehanede eliyle ve diliyle Afyon halkına şifa dağıtan Aygen, kısa bir zamanda Afyonluların sevgisini kazanmıştır. Aygen, doktorluğu, Afyonkarahisar edebiyatı ve san’atı üzerine yaptığı araştırmaları ve Türkeli gazetesini çıkarması ile kırk yıla yakın hizmet ettiği Afyonluların gönüllerinde taht kurmuştur.
Muhammed Askerî: Aslen Kütahya’nın Altıntaş ilçesinden olan Muhammed Askeri, ilk tahsilini köyünde yaptıktan sonra eğitimine Kütahya’da devam etmiş, Halveti tarikatına heves ederek Elmalı’ya gidip Halveti Tarikatı şeyhi Elmalı Sinan Ümmi’ye bağlanmıştır. Buradaki eğitiminden sonra bir süre Kütahya’da ve İstanbul’a bulunmuş ve Afyonkarahisar’daki Hisarardı AlaaddinMedresesi’ne müderris olarak görevlendirilmiştir. İlmi ve şahsiyeti sayesinde kısa zamanda Afyonluların sevgi ve saygısını kazanan Muhammed Askeri, kırk yıla yakın müderrislik yaparak binlerce öğrenci yetiştirmiştir. Halk tarafından bir sevgi ve saygı nişanesi olarak “Askeri Baba” diye anılan Muhammed Askeri, kırk yıla yakın hizmet ettiği Afyonkarahisar’da vefat etmiş ve bu topraklara defnedilmiştir.
Namdar Rahmi Karatay: Ataları itibariyle Konyalı olan ve Kütahya’da doğan Namdar Rahmi Karatay, Felsefe öğretmeni olarak eğitimciliğiyle, çıkardığı gazete ve dergilerle, yazdığı yazılarıyla, Türk Ocağı başta olmak üzere çeşitli yerlerde aldığı görev ve idareciliği ile Afyonkarahisar'a hizmet etmiştir. Türk Ocağı Afyonkarahisar Şubesi Reisliği yaptığı sırada Atatürk, yurt ziyaretleri kapsamında yanında Latife Hanım'la birlikte 23 Mart 1923'te Afyonkarahisar'a gelmiş ve Türk Ocağını ziyaret etmiştir. Ocak Reisi Namdar Rahmi (Karatay) yaptıkları faaliyetleri, Afyonkarahisarlıların vatanperverliğini ve çalışkanlığını Atatürk'e arz etmiştir. Birçok çalışmada Arap harfli ve Latin harfli metni verilen Atatür'ün meşhur, Türk Ocağı hatıra defterine yazdıkları, Afyonkarahisar halkına hitapları ve Latife Hanım'la birlikte çekilen fotoğrafları bu döneme aittir.
Afyonkarahisarlı kabul ederek, Afyonkarahisar Edebiyatı Ansiklopedisi’nde yer verdiğim, rahmet-i rahmana kavuşmuş bu Afyonkarahisar sevdalılarını rahmetle yad ediyorum. Ruhları şad mekânları cennet olsun.