Devletler toplumlarının huzuru ve devamı için adalet kanunlarını uygulamışlardır. Ne zaman ki adalet kanunları uygulanmamış, adaletsizlik, zulüm ve haksızlık üstün gelmeye başlamış o zaman toplumlar içerisinde huzursuzluklar başlamıştır. Vücudumuzda kalp ne ise devlette de adalet odur. Nasıl kalp durursa beden ölür, adalette durursa da devletin organları çalışmaz hâle gelir. Adaleti işlettirmek devleti güçlendirmek demektir. Aksi olursa devlet zayıf düşer toplum acı çeker. Anayasa Mahkemesi Başkanımız Zühtü Arslan, bir konuşmasında Hammurabi Kanunlarından bahsederek adaleti anlatır. “Bilindiği üzere aslında şehirleri ve ülkeleri yaşanabilir ve kalıcı kılan temel değer adalettir. Bilinen ilk yazılı kaynaklardan, toplumun örgütlü şekli olan devletin temel gayesinin adaleti sağlayarak insanların huzur içinde bir arada yaşamasını temin etmek olduğunu anlıyoruz. Söz gelimi bundan yaklaşık dört bin yıl önce yazılmış olan Hammurabi Kanunlarında bunu görebiliyoruz. Kanunların “Önsöz” ve “Sonsöz” kısmında Kral Hammurabi’nin memlekette adaleti tecelli ettirmek, başka bir ifadeyle memleketin diline doğruluk ve adaleti koymak için görevlendirildiği tekrarlanarak anlatılır. Bu bağlamda yöneticinin varlık nedeni, kuvvetlinin zayıfı ezmesini engellemek; öksüzün, yetimin haklarını adaletle yönetmek ve tüm ezilenlerin haklarını aramaktır. Esasen Hammurabi Kanunlarının ilan edildiği Babil İmparatorluğu’ndan bugüne meselenin özü pek değişmemiştir. Adaletin tesis edilerek toplumu oluşturan bireylerin hak ve özgürlüklerini koruma kaygısı, hemen her zaman siyasal hayatın merkezinde yer almıştır. Bunu gerçekleştirebilenler parlak bir medeniyetin mimarları ve taşıyıcıları olmuş, başaramayanlar ise tarihe kötü bir ad bırakmışlardır. Bu nedenle tarihsel sınavımız hak ve adalet eksenli bir medeniyetin inşası ve idamesidir. Bu sınavı verenlerin başında yargı kurumlarının ve mensuplarının geldiği ise izahtan varestedir. Zira hak ve özgürlüklerin en büyük güvencesi hemen her medeniyette bağımsız ve tarafsız bir yargı olmuştur. Diğer yandan temel hak ve özgürlüklerin korunması yargı kararlarının etkili şekilde icra edilmesini gerektirmektedir. Bu noktada, yargıyla birlikte diğer devlet organlarının, kamu kurum ve kuruluşlarının sınavı başlamaktadır.” Sayın Zühtü Arslan’ın ifade ettiği gibi adaleti yücelten devletler daim olurken adaletten uzak kalan devletler ise kaybolup gitmiştir. Adalet için en büyük güvence ise tarafsız bir yargı ve mahkemelerdir. Onun ardından bu yargı kararlarını tereddütsüz uygulayan diğer devlet organlarıdır.