Cumhuriyet rejimlerinin en ideal yönetim şekli demokrasidir. Cumhuriyet’in değerleri, hedefleri, gerçek manaları ancak demokrasi ile tecelli eder. Tahakkümler, keyfi uygulamalar, kuvvete istinat eden zorlamalar, tek kişinin kararları, kötüye kullanmalar, insani değerleri hiçe sayan davranışlar istibdadın ortaya çıkardığı hastalıklardır. Bu hastalıklar tedavi edilmedikçe her tarafa sirayet etme ve yaygınlaşma özelliğine sahiptir. Tedavi yöntemi ise ancak demokrasiyi işlettirmek ve demokrasi değerlerini aktif kılmakla olur. Yani çare istibdat hastalığına karşı demokrasi ilacını kullanmaktır. Demokrasi tüm sorunları ve problemleri esasından, temelinden, kökünden çözecektir. İstibdat ve demokrasi idarelerini sizlere bir örnek üzerinden tanımlamak istiyorum. Öncelikle istibdat yani baskı idaresinde yönetenleri çadır içerisinde oturmuş bir hekim gibi düşünelim. Etraftaki şehirlerde ve köylerde ise ayrı birer hastalık var. Fakat çadır içerisinde oturan hekim o hastaları görmemiş ve dertlerini bilmiyor. Bu nedenle hastalıklarını teşhis edememiş. Bu hekim tanımadığı bir hastalığa ve görmediği bir hastaya reçetesiz, rastgele bir ilaç verse acaba o hasta şifa mı bulur yoksa ölür mü? Şimdi ise demokrasi idaresinde ki yönetenleri bir çadır içerisinde oturmuş hekim gibi düşünelim. Bu hekim yerinde durmuyor, çadır içerisinde oturup kalmıyor, hastalığın bulunduğu şehir ve köyleri bizzat görmek için harekete geçiyor. Hastalığın bulunduğu yerleri dolaşıp her hastayı yakından görerek onlarla bizzat ilgileniyor. Bu sayede hastalığı doğru teşhis edip doğru ilaçları veriyor. Acaba böyle bir hekimle muhatap olan hastalar şifa bulmaz mı? İşte demokrasi yönetimleri her kesimin, her düşüncenin, her yaşam tarzının şartsız ve koşulsuz yanındadır. Kimsenin dışlanmadığı, bütün farklılıkların sahiplenildiği, beklentilerin ve taleplerin doğrudan giderildiği bir ortam ancak tam bir demokrasi ile mümkündür. İstibdat yönetimleri ise sorunları büyüterek kalıcı hale getirir. Yanlış uygulamalar sebebiyle mevcut sorunlara yeni sorunlar eklenir. Memnuniyetsizlik ve şikâyet artar, güven ve huzur ortamı kaybolur. Yani demokraside tüm güzellikler, istibdatta ise tüm çirkinlikler mevcuttur.