Afyonkarahisar, havasından mıdır, suyundan mıdır nedir bilmem, öyle efsünkar bir şehirdir ki, memuriyet sebebiyle buraya gelen birçok şahsiyet bu şehri mekân edinmiş ve vefatına kadar bu şehirde yaşamıştır. Bugünkü yazımda işte bu güzide şahsiyetlerden biri olan Edip Ali Bakı’yı vefatının 62 yılında hayırla yad etmek istiyorum.
Asıl adı Ahmet Edip olan Edip Ali Bakı aslen Nevşehirlidir. Babası Evkaf Müdürü Mümtaz Bey, annesi Penbe Hanım'dır. Memleketi Nevşehir’de başladığı eğitimine Konya’da devam etti ve İstanbul'da tamamladı. Askerlik görevinden sonra Niğde'de başladığı öğretmenlik görevine Konya'da devam etti ve 1931'de Afyon Lisesi’ne öğretmen olarak atandı. Uzun yıllar burada öğretmen ve idareci olarak görev yaptı. Fransızca, Almanca, Arapça ve Farsça bilen Edip Ali Bakı, mükemmel derecede Osmanlı Türkçesi'ne sahipti. İlme merakı, çalışkanlığı ve Osmanlı Türkçesi'ne hâkimiyeti sayesinde Afyonkarahisar’ın edebiyatı, tarihi, folkloru, sanatı ve kültürü üzerine önemli eserler ortaya koydu. Bir süre Afyon Halkevi'nin yayın organı Taşpınar Dergisi'nin müdürlüğünü yürüten eğitimci, araştırmacı, yazar, şâir Edip Ali Bakı, yaptığı ilmi araştırmalarını, yazdığı şiir ve vecizelerini, Taşpınar başta olmak üzere değişik gazete ve dergilerde yayımladı. Şiirlerinde "Edib", düzyazılarında "Edip Ali", "Edip Ali Bakı", "Edip Ali Gökpınar", "Gökpınar" isimlerini kullandı.
Afyonkarahisarlı kadınların manevi eğitimine uzun yıllar hizmet eden Nevriye Hanım eşi, meşhur tabip ve yazarlardan Haluk Nur Bakı (v.1996) da oğlu idi. Edip Ali Bakı, Afyon İli Şehir Mezarlığı Müdürlüğü kayıtlarına göre 2 Haziran 1959 tarihinde Afyonkarahisar'da vefat etti. Kabri, Afyonkarahisar Asri Kabristanındadır (pafta: 16, kabir nu: 140).
Samimi bir Müslüman, gerçek bir Türk olan Edip Ali Bakı, tekke ve zâviyelerin kapatılmasından sonraki yıllarda durdurulan, 17 Aralık 1951 yılında tekrar yapılmaya başlayan ilk semâ törenine Afyonkarahisar'dan katılan hey'et içinde yer alan Mevlevî bir şahsiyet idi. "Müslüman'ım, Türk'üm. Muhârip bir milletin torunu, kılıç sahibi bir Peygamberin ümmeti, muhârebe görmüş bir vatanın evladıyım" der.
Ömrü okullarda ve kütüphanelerde geçen Edip Ali Bakı'nın halktan, sicillerden, kitabelerden, yazma eserlerden ve diğer kaynaklardan hareketle hazırladığı 40 civarında kitabı 300 üzerinde makalesi bulunmaktadır. Arap harfleriyle 1924'te Niğde'de yayınlanan "Beş Kızlar" adlı eseri tarafımızca Latin harflerine aktarılarak, "Ölümünün 40. Yılında Edip Ali Bakı ve "Beş Kızlar" adıyla Taşpınar dergisinde yayımlanmıştır (Yıl:1, S.1, Ekim 1999, s. 20)
Çalışmalarını, "Edip Ali Bakı", "Edip Ali", "Gökpınar", Edip Ali Gökpınar imzalarıyla Taşpınar, Haber, Babalık, Yeni Fikir, Akpınar, Cumhuriyet gibi dergi ve gazetelerde yayımlayan Bakı’nın Küçük Fıkralar adlı kitabındaki vecizelerinden bazıları şöyledir:
"İnsanlar, birinci, ikinci, üçüncü sınıflara ayrılsalar bile, çalanlar ve çanak yalayanlar, mevkileri ne olursa olsun, hiçinci sınıfı teşkil ederler".
"Bir şey yapmadan bir şey beklemek noksan kişilerin işi, yaptıktan sonra hiçbir şey beklememek, kâmil kişilerin işi".
"Herkes dünyada bir iz bırakabilir. Güneş nurundan, kuru diken alevinden"
"Dünya kurulalıdan beri, yer yer bir dalkavuk sürüsü türemiştir ki, menfaat çobanının değneği altında sürünmekten hoşlanır".
"Dalkavuğun bir adı da çanak yalayandır. Fakat çanağın içini yalayanlara gözü açık, dışını yalayanlara avanak! Münafık denir".
"Yalan kolaydır. Fakat o yalanı yutturmak için uydurulacak yalanlar zordur".
"En iyi alkış iş bilmeyen elden çıkar".
"Hayatta en zor kazanç şeref kazancıdır".
"Hırsızların, şerefsizlerin önünde saygı düğmesi iliklenmez".
"Size uzatılan el menfaatle ısınmışsa veya korkudan titriyorsa sıkmayınız".
"Kötü işe göz yumanın daima avcı açık durur: Bir şey koyarlar, diye!".
"İnsan, namusunu merdiven yaparak göğe bile çıksa kıymeti yoktur"
"İnsanı korkutmak kolay, utandırmak zordur".
"En korkunç insan utanmayan insan".
"Sevgi ve saygıyı en iyi şu gıdalar besler: Ferâgat ve adâlet".
Vefatının 62. yılında Edip Ali Bakı’yı, eşi Nevriye Hanım’ı ve oğlu Haluk Nur Bakı’yı rahmetle yad ediyor; mekanlarının cennet olmasını Allah'tan niyaz ediyorum.
(Bk. Mehmet Sarı, "Edip Ali Bakı ve Cumhuriyet Üzerine Söyledikleri", TDK Türk Dili Dergisi, S. 563, Kasım 1998, s. 421-425; Mehmet Sarı, "Ölümünün 40. Yılında Edip Ali Bakı ve ‘Beş Kızlar'", Taşpınar Dergisi, Y. 1, S. 1, Ekim 1999, s. 20-22; Mehmet Sarı, "Edip Ali Bakı'nın Vecizelerinde İnsan", Taşpınar Dergisi, Yıl: 3, S. 3, Kasım 2001, s. 45-52; Abdullah Şengül, Mehmet Sarı, Murat Gür, Bir Osmanlı-Cumhuriyet Entelektüeli Edip Ali Bakı-Hayatı, Sanatı, Eseleri-, Kimlik Yayınları, Kayseri, 2017).