“Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân” Adlı Kitaptan Bir Sayfa
Bugünkü yazımızda, önceki gün hataları üzerinde durduğumuz gazelin, “Edebiyât: Üstâd-ı belâgat-pîrâ Adanalı Ziyâ Beyefendi tarafından ihsân buyrulmuştur-Gazel” başlığıyla Ma‘ârif (Nu. 23, 11 Rebî’ülevvel 1314/8 Ağustos 1312, s. 513)te yayımlanan Arap harfli metnini, bu metinden hareketle kurduğumuz Latin harfli metnini verip gazeli günümüz Türkçesine aktarmaya çalışacağız.
GAZEL
Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün
- Merd-i derdim ağlamam etfâl-i nev-peydâ gibi
(Dert, gam adamıyım; yeni doğmuş çocuklar gibi ağlamam. Gönlüm dert, sıkıntı ateşiyle (dolu) olsa (da) derya gibi dalgalanır (coşar).
- Iztırâb-ı hâra katlanmak gerekdir gül seven
(Gül(ü) seven(in), diken acısına katlanması gerekir (Gülünü seven, dikenine katlanır).Divane bülbül gibi (feryad ederek) elemini, derdini göstermez).
- Bir eser lâzım vücûd isbâtına yoksa kişi
(Yaşayışın, var oluşun ispatına (bu dünyaya bırakılan) bir eser lâzım; yoksa kişi Ankâ (kuşu) gibi yükseklere uçsa da kuş değildir (Bir eser bırakmamışsa unutulur gider).
- Lokma-i minnet gözümde nâr-ı dûzahdan eşedd
(Minnet lokması, gözümde, cehennem ateşinden (daha) şiddetlidir. Bence kuru ekmeğim, cennet-i a‘lânın yemek sofrası gibi(dir).
- Dâm-ı tezvîr-i riyâ tab'-ı denîden el-hazer
- ûretâ sâkin turur mînâdaki sahbâ gibi
- Sarsar-ı kahr olsa a'dâ inhirâf etmem Ziyâ
((Ey) Ziyâ, düşmam öldürücü rüzgâr olsa (da) (doğru yolumdan) dönmem. Kaza çölünde (yaratılıştan) sabit (olan) dağ gibi yerimde durmadayım.
(Şiirin tenkitli metni, yakında yayımlanacak olan “ADANALI ZİYA ve ŞİİRLERİ” adlı kitabımızda verilmiştir).
(PAZARTESİ DEVAM EDECEK)