Doğu Türkistan’ daki Müslümanların yaşadıkları kelimelerle ifade edilecek türden değil. Aklımızın alamayacağı, tahammül edemeyeceğimiz şekilde işkencelere maalesef maruz kalıyorlar. Yapılan davranışların bir soykırımdan da farkı yok. Sadece Müslüman oldukları için bu zulmü görmeleri ve dünyanın bu konuya sessiz kalıyor olması da ayrı bir problem.
Yüz binlerce Müslüman toplama kamplarında çeşitli baskılarla değişime zorlanıyor. Kaybolan erkekler, Müslüman bir insanın zorla Çinli bir kişiyle evlendirilmesi gibi davranışlar bunlardan sadece birkaçı. Bu zulümlere daha ne kadar tahammül edilebilir?
Geçmişte Kudüs için yapılan yürüyüşler, mitingler gibi, Doğu Türkistan içinde yürüyüşler yapmalı, kınamalar yapmalıyız. Bu eziyeti çeken Müslümanlara tercüman olmalıyız. Onlar bu dünyada sıkıntının en üst seviyesini ne yazık ki şuan yaşıyorlar.
Peygamber efendimiz (sav) ‘in buyurduğu gibi : “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu zalime teslim etmez. Kim, Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah’ da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa bu sebeple ALLAH onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslüman’ın kusurunu örterse, Allah’ da kıyamet günü onun kusurunu örter.”
O halde bir Müslüman olarak bu konuya sessiz kalamayız. Kalmamamızda gerekiyor. Doğu Türkistan acımızdır. İyileşmemiş yaramızdır. Masum ve mazlum dur. Türk ve Müslüman olmaktan başka suçu bulunmayan soydaşlarımıza, kardeşlerimize yapılan, bu zulmü, bu insanlık dışı işkenceyi kınayarak gereken hassasiyeti göstermeliyiz…