Önce yangın, sonra 100 yılda yağmamış yağmur, kum fırtınası, son olarak da yağan golf topu kadar dolu.
Avustralya’da yaşanan bu hadiseler gerçeğin somut bir ispatı ve tesadüf değildir. Yüce ALLAH (c.c) Kur’an-ı Kerim’de Nuh, Ad, Lut, Semud gibi kavimlerinin başlarına gelen afetleri bir doğa olayı değil, birer ceza olarak tanımlıyor ve ibret alınmasını istiyor! Kur’an’ın hükümleri malumdur ki belli bir dönem ile sınırlı değildir. Fakat geçmişte yaşanılmış ve ders alınması gereken o kadar ibretlik olay varken Avusturalya çok büyük bir gaflete düşerek, masum develeri katledip büyük bir hataya düşüyor.
Çok su tüketiyorlar düşüncesiyle 10 bin deveyi vurarak katleden Avusturalya şunu düşünemiyor ki, o canlıları yaratan Cenab-ı Allah bilmiyor mu? Doğal dengenin bozulacağını? Haşa buna kararı siz mi veriyorsunuz? Bunu idrak edemeyecek kadar mı aklınızı yitirdiniz?
Allah’ın adaleti elbet bir gün tecelli eder, ama bu dünyada ama ahirette. Fakat farkında olup yâda olmadığımız bazı felaketler biz insanlar için bir ders niteliği taşıyor. Bu derslerden de üzerimize düşen payı insanlık olarak mutlaka almalıyız.
Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah’ın gönderdiği deve. Onu bırakın Allah’ın mülkünde otlasın. Ona kötülük etmeyin; sonra sizi, yaklaşan bir azap yakalar. Hud Suresi/ 64
ALLAH (c.c) yarattıklarımın rızkına ben kefilim dediği halde, susuzluk korkusuyla Allah'ın yarattığı binlerce deveyi yok eden Avusturalya umarım yakın zamanda yaptığı hatanın farkına varır ve doğru yolu bulur.