Karşılık beklemeden yapmış olduğumuz her iyilik bizler için bir hayırdır.
Bir hayrı işlerken hiçbir hesap, çıkar gözetmeyiz. Zaten gözettiğimiz anda bunun adının hayır olmadığını iyi biliriz.
Fakat maalesef günümüzde pandemininde etkisi ile birlikte bizlere aşılanmak istenen ve bazen de başarılı olduğunu düşündüğüm bir sistem mevcut.
Sürekli tüketmek ve hazır tüketmek.
Üretimi düşünmeden sürekli tüketelim, üretmeyelim ve hatta her şey ayağımıza gelsin istiyoruz. Bunun sonucunda da hazıra ve tüketmeye alıştığımız için rakamlar yükselmekte olduğu gibi, beraberinde de gelen artışlardan, zamlardan şikâyet ediyoruz.
Devamlı olarak harcama yapmaya özendiriliyoruz. Sürekli bir şeyler alma alışkanlığı ile her ürüne sahip olmaya çalışıyoruz.
Bu durumun bizlere vermiş olduğu zararları bazen göremiyoruz. Farkında olmadan elimizdekilerle yetinmeyen, doyumsuz bir hal içerisine girebiliyoruz.
Sonra kendi kendimize bir öz eleştiri yaparak; toplum içerisindeki var olan bir kavramdan, bencillikten çeşitli örnekler veriyoruz. Bazı kişilerin böyle davrandığını ifade ediyoruz.
Elbette yalnızca kendimiz için çabalamamalıyız. Toplum yararına faydalı işlerde yapmalıyız.
Ama şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki; aramızda durumu iyi olan birçok kişi olduğu gibi, durumu kötü olan birçok kişide bulunmaktadır. Ve bu insanlarda istediği birçok şeyi alamamaktadır.
Gereksiz birçok şeyi alırken bu durumu aklımıza getirmeliyiz. Böyle bir ortamda şapkamızı önümüze koyarak, üzerimize düşeni yapmalıyız. Gereksiz harcamalar yerine bazı görevlerimizin de olduğunu bilmeliyiz. İmkânların el verdiği ölçüde yardıma muhtaç insanlara hayırlar yapmalı, onlarda unutulmamalıdır.
Aldıkça almanın, biriktirmenin ve devamlı alışveriş yapmanın da ben bir zaman sonra mutluluk getirdiğini görmedim. Çünkü her şeyi elde etmenin sonu yoktur.
Aldıkça değil, verdikçe de mutlu olmanın yollarını aramalı ve bu durumunda önemli bir mesele olduğunu unutmamalıyız. Çünkü kolay, kolay kendimizden ödün veremeyiz. Zorlanırız. İlk önce bunu başarmalıyız.
İşte tam da bunu başardığımızda hayır yapmanın verdiği mutluluğu, hazzı yaşamış olacağız. Topluma yararlı işler yaparak, insanların sıkıntılarını gidermenin vermiş olduğu rahatlık farklı bir duygu olacaktır. Bu duyguyu tatmış olacağız.
Fani dünyada geride bizlerden bir şeyler bırakarak ismimizin anılmasını istiyorsak; elimizden geldiği kadar yardıma ihtiyacı olan kişilere yardımcı olmalıyız.
Bir kişiyi dahi sıkıntılı halinden kurtarmanın vermiş olduğu mutluluk, inanın yaşanmaya değer bir mutluluktur. Netice olarak kendimize duası kesilmeyecek yatırımlar bırakmalıyız.
Ve hiçbir hayrı küçümsememeli, bu durumdan hayır olur, bu durumdan olmaz şeklinde kendimizi sınırlandırmamalıyız. Yapabildiğimiz kadar hayır işlemeliyiz.
Yazımı Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘in güzel bir hadisi ile bitirmek istiyorum:
“Hiç bir hayrı küçümsemeyin. Hangisinin sizi Cennete götüreceğini bilemezsiniz.
Hz. Muhammed (s.a.v)