Bugün Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele etme Günü’dür.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1987 yılında, uyuşturucu kullanılmayan sağlıklı bir toplum hedefine ulaşmak, uyuşturucu ile mücadele etmek konusunda uluslararası alanda eylem ve işbirliğini güçlendirmek amacıyla 26 Haziran’ı toplumda halen devam eden bu önemli kötü alışkanlıkla mücadele etmek adına belirlemiştir.
Uyuşturucu kullanımı, toplumun hem bugününü hem de geleceğini tehdit eden, maddi ve manevi pek çok kayba sebep olan önemli bir sorundur. Uyuşturucu kullanımına bağlı zararlar, sadece kullanıcı ile sınırlı, sağlık zararlarından ibaret değildir.
Sağlık zararlarının yanı sıra çoğu zaman kişinin ailesine, içinde bulunduğu çevreye ve toplumun tamamına yansıyan sosyal, hukuki, ekonomik zararları da beraberinde getirmektedir.
Yaşamımızda bizleri her adım da bir mücadele, bir sınav bekliyor. Zamanımızın çok fazla olmadığı hayatımızda birçok güzel işlerle meşgul olmak, onlara bağımlı olmak yerine, herhangi bir yaş grubu belirtmeksizin kötü alışkanlara bağımlı olmak net bir şekilde zamanımızı ve bedenimizi boşa harcamaktır.
Bu kötü alışkanlık aynı zamanda kişiyi ailesiyle, arkadaş çevresiyle, kısacası toplumla olan iletişimini kopararak, karşılıklı diyalog kurmayı da engellemektedir. Yani kişiyi toplumdan da soyutlayarak kendi başına, içine kapanık bir yaşama sürüklemektedir.
Bazı zamanlar duyuyoruz, görüyoruz şahit oluyoruz. Bu kötü alışkanlık yüzünden sadece kişinin kendisine de zarar vermediğini ve ailesine de zarar vererek hatta yuvasını yıkarak boşanmalara kadar kötü sonuçlar oluşturduğunu üzülerek görüyoruz.
Peki, bu kötü bağımlılığın insan hayatına verdiği bu kötü tahribatı, kişi sağlam bir kafadayken düşünemeyip, hala neden gidip de tekrar tekrar aynı tuzağa düşer anlamak zor geliyor. Mutlaka uzun süre kullanmanın vermiş olduğu bir bağımlılığı vardır. Fakat her şeyde bence kişinin kendi elindedir diye düşünüyorum.
Çünkü bu kötü alışkanlıkla mücadelede devletimizin o kadar kanalı ve çabası varken, kişinin ailesi ve çevresi kurtulması için her türlü yardımı ederken bağımlı kişinin hiçbir şey yapmadan elimden bir şey gelmiyor demesi pekte inandırıcı gelmiyor insana. Aslında her şey insanın kendi beyninde bitiyor.
Kişinin sorgulaması gereken konu şudur. Bu madde bağımlılığı bu zamana kadar bana ve aileme ne kazandırdı. Farklı bir soru olarak ise neler kaybettirdi. Eminim ki kaybettirdiği şeyler daha fazla çıkacaktır.
Hayata karşı, sıkıntılara karşı mücadele etmenin, onlara cevap vermenin yolu insanın kendisini ve ailesini cezalandırarak madde bağımlısı olma yolu değildir.
Kişinin hayatında bağımlı olacağı şeyler bellidir. İnsanın dini, ailesi, sevdikleri, hayattaki birçok örnek güzel davranışlar ve sevgidir. Bunların dışındaki hiçbir şey insanın bağımlı olması gereken bir konu değildir.
Bize emanet edilen canı, kötü alışkanlıklardan her zaman uzak tutmalıyız. Her sıkıntının bir sonunun olduğunu ve çözümünün de dua etmek, sabır etmek ve mücadele etmek olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Bu nedenle de çevreye güzel örnekler oluşturarak, bu mücadelede topluma karşı her zaman duyarlı olmalı ve elimizden gelen özveriyi sonuna kadar göstermeliyiz.