Dünya genelinde yaşanılan Corona virüs salgını nedeniyle tüm sektörlerde olduğu gibi düğün, eğlence sektöründe de alınacak olan tedbirlerbildiğimiz üzere açıklandı.
Düğünlerimiz de artık halaylar maskeli ve mesafeli, takı merasimleri yine aynı şekilde mesafeli, ikramlar mümkün olduğunca temassız ve buna benzer birçok yeni önlemler alındı. Alınan bu önlemlerin hepsi de salgının bulaşarak yaygınlaşmaması ve bireylerin kendini daha çok koruyabilmesi adına alındı.
Normalleşme sürecine geçmemizle birlikte artık hayatımız da birçok şey değişti. Ve her geçen gün salgının halen devam etmesi; zaten birçok şeyin de değişmesi gerektiğini bizlere gösterdi. Aslında hepimiz bunun farkındayız ve bu konuya hem fikir olarak buraya kadar itirazımız da bulunmuyor.
Fakat sebebi bilinmemekle birlikte; artık üşenmek mi diyelim ya da başka bir şey mi, iş uygulamaya geldiği zaman, uygulamada aynı anlayışı bazen gösteremeyebiliyoruz. Tabi ki toplum içerisinde bu durumu, herkesi kapsayarak söyleyemeyiz. Ciddi derece de kendi sağlığını ve diğer insanların sağlığını düşünerek, kuralları uygulayan birçok vatandaş bulunuyor.
Ama hemen hemen her geçen gün duyuyor ve görüyoruz ki; maalesef kuralları uygulamayan ve hiçe sayan kişilerde bulunuyor. Şunu çok merak ediyorum. Corona virüsü kapımızı çalınca mı işin ciddiyetinin farkına varacağız?
Yani illaki bunun mu olması gerekiyor? Neden kurallara uyulmak istenmiyor? Devletimiz, sağlık bakanlığımız, devletimizin idari personelleri, idari amirleri ve duyarlı vatandaşlarımız galiba hepimizin kötülüğünü istiyor olamaz.
Dikkat edeceğimiz çok şey yok. Maske kullanımı, sosyal mesafe, kalabalık ortamlara gerekmedikçe girmemek, toplu organizasyonlar da yine aynı şekilde uyulması gereken kurallara uymak vb.
Normalleşme sürecine yeni geçmemize rağmen, daha işin başındayken, bakıyoruz bazı sokak düğünleri ve salon düğünlerinde tam anlamıyla kurallara uyulmuyor. Defalarca yetkili mercilerin uyarmasına rağmen kalabalık asker uğurlamaları devam ediyor. Kendi kendimize aşırı kalabalık ve hiçbir kurala uymadan düzenlediğimiz organizasyonlar devam ediyor. Yani salgının uzaması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
Bu salgını bu şekilde yenemeyiz. Bu şekilde onunla savaşıp, mücadele edemeyiz. Her bir kişi ben uymuyorum, başkası uysun, sadece benim kurallara uymamla mı düzelecek düşüncesinde olursa biz bu salgınla daha çok mücadele ederiz. Ve tamamıyla bitmesinin süresini uzatmış oluruz. Ekonomik anlamda sadece birkaç ayda bize ve ülkemize yaşatmış olduğu sıkıntıları daha çok yaşayabiliriz. Ve ilerisinde bu sıkıntıları kaldırabilecek gücümüz olmayabilir. Bunları bile bile duyarsız olamayız, olmamalıyız.
Salgın kapımızı çalmadan biz kurallara uyarak ona fırsat vermeyelim. Bu salgının şakasının olmadığını hemen hemen hepimiz biliyoruz. Çünkü bu zamana kadar mutlaka bir tanıdığımız bu salgına yakalandı. Salgını ama yendi, ama yenildi. Fakat yakalandı. Bizlerde duyduk. Buna rağmen tedbirleri hiçe saymak gerçekten anlaşılır gibi değil.
Artık tam anlamıyla kendimize gelmenin ve kuralları hassasiyetle uygulamanın zamanı geldi de geçiyor. Her zaman savunduğum bir görüş sadece kendimizi değil, içinde bulunduğumuz toplumun tüm fertlerini düşünerek hareket etmeliyiz. Hepimiz bir sorumluluk sahibi olup, birer örnek teşkil etmeliyiz. Bir kural konulduysa eğer bunun boşa ve gereksiz, biz insanları üzmek üzere konulan bir kural olduğunu düşünmemeliyiz.