42. HAFTA TÜRKELİ SANAT.. VE KÜLTÜR
SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMELERİNİN MEALİ: “Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de savurma! Çünkü savurganlar şeytanın dostlarıdır. Şeytan da Rabbine karşı çok nankördür.” (İsra Suresi: 17/26-27)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİ MEALİ: “Helal belli, haram da bellidir. İkisi arasında şüpheli şeyler vardır. Bunlardan kaçınan dinini korumuş olur. Kim onların içine düşerse çok sürmeden haramın içine düşmesi yakındır. Koru etrafında hayvanlarını otlatan çobanın çok sürmeden içeri dalması gibi.” (Müslim)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
KÜLLENEN BİR KALBİN ARINMASI
Yimialtı yaşına merdiven dayamış bulunuyordu Mehmet Ali. Bu yaşa kadar başından neler geçmişti neler. Bir kızla tanışmış, ona burs vermiş ve onun tavsiyesiyle koluna dövme yaptırmıştı. Bu kızla olan arkadaşlığı okul bitene kadar sürmüş daha sonra ayrılmışlardı.
Mehmet Ali kardeşimiz namazın zaman zaman kılıyor, bazen de kılamıyordu. Annesi ile birlikte hayatını idame ettirmeye çalışıyordu. Bir iş yerinde çalışarak rızkını temin ediyordu. Çalıştığı iş yerinde kazanılan paraları liste yapıyor, masrafları çıktıktan sonra dükkân sahibini akşamüzeri teslim ediyordu. Dükkâna her türlü müşteri geliyordu ama o anne ve babasından almış olduğu terbiye neticesinde hiç birine yüz vermiyordu.
Mehmet Ali imanlı ve inançlı birisiydi. Haram ve helal kavramlarını çok iyi bilmekteydi. Rızkına haram para karıştırmamak için özenle hareket ediyordu. Hiçbir kimsenin gıybeti yapmamaya çalışıyordu. Geçenlerde yanına uğradığımda bana şunları anlatmıştı: “Hocam geçen gece öyle bir rüya gördüm. Saçı sakalı ağarmış bir piri fani rüyama girdi ve dedi ki: “Sen ne zaman akıllanacaksın” dedi ve yanımdan ayrıldı gitti.”
Daha sonra sözlerine şöyle devam etti:” Bu olay bende şok etkisi yaptı. O anda bir panik atak geçirmişim. Şimdi kendi kendime söz verdim. Vakit namazlarımı mümkün olduğu kadar cemaatle eda etmenin yoluna bakacağım. Gözümü ve elimi haramlardan korumaya çalışacağım ve kolumda bulunan dövmeyi en kısa zamanda kazıtacağım.”
Bu hadise onun aklını başına getirmiş buluyordu. Titremiş ve kendine dönmüş bulunuyordu. Rabbim onu sevdiği için bu yaşta birileri vasıtasıyla uyarmıştı. O da bundan etkilenmişti. Hiç şüphesiz ki Rabbim yarattığı her bir kulunu seviyor ve iki cihanda mesut ve mutlu olmasını istiyor. İşte bu olay da bunun göstergesi konumundaydı. Rabbim cümlemize kendisine en iyi bir şekilde kulak yapanlardan eylesin. Gelecek hayatımızı geçmiş hayatımızdan daha hayırlı eylesin. Âmin.
&&&
BİLİYOR MUYDUNUZ?
-Her gün bir kase yoğurt yemenin ağız kokusunu giderdiğini,
-Her gün 15-20 dakika güneşte kalmanın vücudunuza beşbin ünite D vitamini almanızı sağladığını,
-Her gün bir çiçek veya gül koklamanın ruhunuzu gençleştirdiğini ve size yetecek bir enerji verdiğini,
-Her gün aç karnına bir adet elma yemenin vücutta her türlü kanseri önlediğini,
BİLİYOR MUYDUNUZ?
&&&
VER ALLAH’IN VERDİĞİNDEN
Arda kalır mülkün malın,
Der Allah’ın serdiğinden.
Zehrolmasın tatlı balın,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Hayrı yap ta arşa çıksın,
Kirli suyun berrak aksın,
Bugün varsın yarın yoksun,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Meleklerin görür gözü,
Arif olan anlar bizi,
Verenlerin ‘Hu’ dur sözü
Ver Allah’ın verdiğinden.
Kulak asma ona buna,
Nurlanırsın yuna yuna,
Mekân olur cennet sana,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Tok olduğun nice günde,
Nice kalpler olur zinde,
Sıkıntılı olan anda,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Belalardan korunursun,
Vermek ile arınırsın,
Yüce Hakk’a görünürsün,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Helal kazan helal düşle,
Kamil insan budur işte,
Haram varsa yanar şişte,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Cömert olan mutlu olur,
Korkmaz gibi dertli olur,
Ballar gibi tatlı olur,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Şaban KORKMAZ
&&&
YANLIŞ VE YAMUK OLMAMALI!
Allah dostlarından birisi; “Helalin hesabı, haramın azabı var.” demişler. Ne güzel söylemişler. Neyin hesabı yok ki? Bu dünyada kazanılanların, nerelere harcanıldığının hesabı yok mu? Elbette var. Kendini bilen o kişi ki haramlardan akrepten kaçar gibi kaçmalı, hesabını veremeyeceği yanlış ve yamuk işlerden uzak durmalıdır. Her bir insanı sadece Allah rızası için sevmeli. Hiçbir kimsenin kusurunu açıcı ve ifşa edici olmamalı. Gözünü, elini, ayağını e her türlü azalarını haramlardan korumalı. Çoluğuna çocuğuna kesinlikle haram lokma yedirmemeli. Sır saklamasını bilmeli, okuduğuyla ve öğrendiğiyle amel etmenin yollarını bulmalıdır. İki karpuzun bir koltukta taşınamayacağını bilmeli, kendisinden başka bütün insanlar hakkında hüsn-ü zan duygusu taşımaya çalışmalıdır.
&&&
İŞTE BİR İNCİ TANESİ
“DÜNYA BİR MİSAFİRHANEDİR,
AHİRETİ UNUTAN DİVANEDİR.”
Gönenli Mehmet EFENDİ
&&&
NAMAZ KILMALI
Buluğ çağa eren bunu bilmeli,
Şahadet getirip namaz kılmalı,
Dualar ederek huzur bulmalı,
Namaz borcumuzu ödemeliyiz.
Zeki ÇELİK
(Aşkın Deryası Şiir Kitabından)
&&&
UNUTMA EY DOST!
-Hayatını idame ettirirken gönül dünyanda ALLAH’ı bulduysan, ölüm de güzeldir, ömür de…
-Eğer kalbini ALLAH’ın isimleriyle süslediysen nefes almak da güzeldir, vermekte…
-Hak yolundaysan, bu kutlu yolda birileriyle hep birlikte aşkla, şevkle, heyecanla, samimiyetle yürümekte güzeldir, koşmakta…
Rabbim kendisini devamlı olarak zikredenlerden eylesin. Âmin.
&&&
GÖRDÜM
Alış veriş için bir dükkâna girdiğimde şu yazı gözüme ilişti:
“BUGÜN BURADA GIYBET YAPILMAZ, YARIN YAPABİLİRSİNİZ.”
Bu yazıyı evlerimize de asmak nasip olur inşallah.
Rabbim yaşadığımız süre içinde hiçbir kimsenin gıybetini yapmamayı cümlemize nasip eylesin. Âmin.
&&&
HATIRLANMASI GEREKENLER!
“Lapa lapa yağan karı gördüğümde, amel defterlerinin uçuşup sahiplerine dağılışını düşünürüm. Bir çekirge sürüsü gördüğümde, haşri hatırlarım. Ezanı işittiğimde kıyamete seslenecek münadiyi hatırlarım. Nefsime de şunu tavsiye ederim: Rabbin takdiri gerçekleşene (ölene) kadar dünyada bir ağaca konan kuş gibi ol.” Rabia-i Adeviyye
&&&
ÖNEMLİ BİR UYARI!
Her kim ki arkadaşına kimsenin olmadığı bir yerde yalnızken nasihat ederse, onu süslemiş ve gönlünü almış olur.
Yine her kim de bir arkadaşına halk arasında alenen nasihat ederse onu lekelemiş ve incitmiş olur.
Rabbim öğrendiklerimizle amel etmeyi cümlemize nasip etsin. Âmin.
&&&
DUAMIZ
Allah (c.c.) Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in yüzü suyu hürmetine cümlemizi, yolunu şaşırmaktan, şeytana uymaktan, dünyasını ve ahiretini kaybetmekten muhafaza eylesin.
İyilik yapmayı, yetimleri ve öksüzleri korumayı, onlara sahip çıkmayı, her bir insanı kusuruyla birlikte sevmeyi, bütün insanlara hüsnü zan beslemeyi nasip eyle Ya Rabbi.
Durmaksızın okumayı, okuduklarımızı anlamayı, anladıklarımızı bir başkalarına aktarmayı, öğrendiklerimize amel etmeyi, hiçbir kimsenin gıybetini yapmamayı cümlemize nasip eyle Ya Rabbi. Âmin.
&&&
YOK
Behey gönül, dövünürsün,
Hak’tan kaçmaya yerim yok.
Devranla çok avunursun,
Topraktan gayrı yârim yok.
Allah dediler, dinledin,
Eyvahlar ile inledin,
Geç amma anladın,
Arşa değmeye serim yok.
Nere çağırdıysan geldim,
Ağlanır halime güldüm,
Ne çıkar gerçeği buldum,
Dizlerimdeki ferim yok.
Dolsa keseme zümrütler,
Korusa onca yumruklar,,
Nerde Karun’lar, Nemrut’lar?
Baki demeye varım yok.
Şair HÜSEYİN
&&&
ÖĞÜT
Allah dostlarından Herem Bin Hayan Veysel Karani Hazretlerinden öğüt istedi. Velsel Karani de şöyle bir öğütte bulundu:
“Yatarken ölümü yastığın altına koy. Uyku dışındayken ölümü gözünün önünden ayırma. Sakın ha, küçük günahlardan kaçın, uzak dur. Küçük diye aldırmazsan Allah’ı horlamış ve O’na asi olmuş olursun.”
&&&
BİR SORU-BİR CEVAP;
Veysel Karani Hazretlerine sordular AŞK nedir?
O da şöyle cevap verdi:
“İnsanın sevdiği şeylerini, sevgilisi uğruna seve seve feda etmesine AŞK denir.”
&&&
İŞTE ŞÜKRÜN EN GÜZEL İFADESİ!
Hiç şüphesiz ki şükür, dil, beden ve kalp ile olur. Dil ile şükür, hudu (Allah korkusu) ve yalvarma ile nimeti itiraftır. Bedenle şükür, her uzvu ne için yaratıldıysa onun için kullanmak, yani ibadet ve taat eylemektir. Kalp ile şükür, daima Allah Teala’nın huzurunda bulunduğunu ve her halde şükrün lazım olduğunu bilmektir. Kısaca şükür, Allah Teala’ya, verdiği nimetlerle asi ve günahkâr olmamaktır.” Abdülkadir Geylani (Gunyetü’t-Talibin)
&&&
ELHAMDÜLİLLAH
Haktan inen şerbeti içtik Elhamdülillah,
Şu kudret denizini geçtik Elhamdülillah.
Şu karşıki dağları, o yemyeşil bağları,
Sağlık şifalık ile aştık Elhamdülillah.
Beri gel barışalım, yar ile bilişelim,
Atımız eyerlendi, koştuk Elhamdülillah.
Kuru iken yaş olduk, ayak iken baş olduk,
Kanatlandık kuş olduk, uçtuk Elhamdülillah.
Geçtik yazı kışladık, çok hayırlar işledik,
Üç bahar oldu geri göçtük Elhamdülillah.
Taptuğun tapusunda, kul olduk kapısında,
Yunus miskin çiğ idin, piştin Elhamdülillah.
Yunus EMRE (k.s.)
&&&