İŞTE HUZUR VE MUTLULUK REÇETESİ

Yüce Allah (c.c.) hiç şüphesiz ki, ayeti kerimesinde de belirttiği gibi cinleri ve insanları kendisine kulluk yapsınlar diye yaratmıştır. Kendini bilen her bir insan her iki cihanda mutlu ve mesut olacak ameller işlemeye çalışmalıdır. Allah (c.c.)’ın rızasını kazanmaya gayret ve çaba göstermelidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sünneti seniyyesi üzerine yaşamaya azmetmelidir. Kendini bilen insanın diğer yapacaklarını da şöylece sıralayabiliriz:
-O kişi ki her gün en azından bir kişiye iyilik yapar.
-Kendisini yaratan Yüce Allah’ı durmadan zikretmeye çalışır.
-Her önüne gelene selam vermeyi ihmal etmez.
-Sofrasından misafir bulundurmaya özen gösterir.
-Peygamber Efendimize bol bol Salavat-ı Şerife getirir.
-Zikir-fikir-şükür üçgeni arasında dolanır durur.
-Az yer, az uyur, az konuşur.
-Yetimlerin, öksüzlerin yaralarını sarmaya çalışır.
-Herkese iyilik yapmaya çalışır.
-Olabildiğince cömertliğe soyunur.
-Yumuşak huylu ve mütevazılığı hiç elden bırakmaz.
-Bugünün işini yarına bırakmamaya özen gösterir.
-Diliyle ve davranışlarıyla akrebe benzememek için gayret gösterir.
-Esma’ül Hüsna’yı ezberleyerek her gün okumaya çalışır.
-Başkasına yaptığı iyiliği unutur.
-Başkasının kendisine yaptığı kötülüğü de unutmaya çalışır.
-Kendisine taş atanlara gül demetleri atmaya bakar.
-Şeytana ve nefsine karşı her zaman teyakkuz halinde bulunur.
-Kızmaz, kızdırmaz, kırmaz, kırdırmaz.
-Komşularıyla iyi geçinir.
-Dilindeki Allah lafzını kalbine indirmeye çalışır.
-Muhacir ve Ensar’ın ne olduğunu bilir ve buna göre hareket eder.
-Hiçbir kimsenin gıybetini yapmamaya çalışır.
-Cuma namazına gusül abdestiyle gitmeye çalışır.
-Haftada bir veya iki gün sükut orucu tutmaya özen gösterir.
-Elin etlisine sütlüsüne karışmaz.
-Mütevazı bir hayat yaşamaya çalışır.
-Nafile namazlar kılarak Allah (c.c.)’a yaklaşmaya çalışır.
-Söz verdiğinde sözünde durmasını bilir.
-Akşamları yatmadan önce mutlaka kendisini hesaba çeker.
                                     &&&
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİ: “Öyle insanlar vardır ki Allah’a, sırf bir hesaba binaen, imanla küfrün arasında bir yerde ibadet eder. Şayet umduğu faydayı elde ederse onunla huzur bulup sevinir. Eğer bir sıkıntı ve imtihana maruz kalırsa yüzüstü dönüverir. Dünyayı da ahireti de kaybeder. İşte besbelli olan hüsran budur.” (Hac Suresi: 11)
                         &&&
HAFTANIN HADİS-İ ŞERİFİ: “Bir şeyi talep edip de hâsıl olmasında güçlük çeken kimse, bana çokça salât-ü selam göndersin. Gerçekten salât-ü selam sıkıntıların giderilmesinde, rızıkların çoğalmasında ve müşküllerin halledilmesinde yegâne vesiledir.”
                                 (Nevadir-ül Usül)
                     &&&
MANZUM ATASÖZLERİ
Dedesi demiş ki benim dedeme,
Tuz ekmek bilmeze derdini deme,
Ot topla ye, namert ekmeği yeme,
Gün olur başına kakar demişler.
                 ---------
Ne yazık ki geride kaldı bilenler,
Rağbet gördü günahına gülenler,
Eskiden beridir, dağdan gelenler,
Bağda olanları kovar demişler.
               ----------
Kendine bir rehber bulmayan için,
Onun öğüdünü almayan için,
Pişmeden ham kalıp olmayan için,
O, dipsiz kiler boş ambar demişler.
              &&&
                          ÖNEMLİ BİR HADİS
“SADAKANIN EN FAZİLETLİSİ BİR MÜSLİMİN BİR İLMİ ÖĞRENİP BİR MÜSLÜMAN KARDEŞİNE ÖĞRETMESİDİR.”
                &&&
CENNET YOLUNUN AZIĞI ZİKİR VE FİKİRDİR
   Melami meşrebinin özelliği Kur’an-ın Cem’índen istifade ederek, sünnetin gülü Muhammed’i ahlak ile birleştirilmiş, azim bir ahlaka erişmektir.
   Her bir Veli ve Evliyanın hayatı menakıp ve hikmetlerinden istifade etmek, işari marifetleri ile hayatımızı yönlendirerek nasiplenmeye çalışıp gayretle Tevhid’in sırlarına adapte olmak Melami Meşrebinin şiarındandır.
-Bu yolun amacı, göz nuru namazın tadili erkan üzere kılınması.
-Emir ve yasaklara riayet etme,
-Allah’ın istediği gibi bir kul olabilme,
-Hak yolunda ilerleme,
-Devamlı olarak zikir,
-Kamil bir mümin olabilmedir.

                &&&

                       LÜZUMLU BİR KAÇ SÖZ:
“BEDEN AÇLIĞINI HER MAHLÛK HİSSEDER, GÖNÜL AÇLIĞINI İSE ANCAK HAZRETİ İNSAN FARK EDER.”
                             -------
“EY İNSAN! YALNIZLIKTAN ŞİKÂYET ETME SAKIN, ÖYLE YAKIN BİR DOSTUN VAR Kİ, SANA ŞAH DAMARINDAN YAKIN.”
                           --------
   “İÇTEKİ KİRLERİ SU DEĞİL, GÖZYAŞI TEMİZLER. SENDE İYİ OLAN NE VARSA DOSTUNA ONU VER.
                       ------
   “ÖMRÜM UZUN OLSUN DERSEN, HİÇ BİR KİMSEYİ KIZDIRMA, HİÇ BİR KİMSEYE DE KIZMA. HİÇ BİR KİMSEYİ DE KIRMA, HİÇ BİR KİMSENİN DE KIRILMASINA SEBEP OLMA. SILAYI RAHİM YAP. HER ÖNÜNE GELENE SELAM VER. GECE KALKIP TEHECCÜD NAMAZI KIL.
                        ------
“GECELEYİN O TATLI UYKUSUNU BÖLÜP O SICAK YATAĞI TERK EDEREK TEHECCÜD NAMAZI KILANLARA SELAM OLSUN.”
                         &&&
İŞTE HUZUR REÇETESİ
Konuşurken şunları yapın:
-Nazik kelimeler kullanın,
-Kelimelerin içine samimiyet katın,
-Aynı zamanda gülcükler damlatın,
-Cümleleri iltifatla biçimlendirin,
-Hafif bir biçimde çeşnilendirin,
   Bunları hiç aklınızdan çıkarmayın ki bu sizi alçaltmaz, bilakis derecenizi artırır ve sizi mutluluk yolunda ilerletir. Hal böyle olunca dostlarınızı sayısı artar ve Allah (c.c.) indinde dereceniz yükselir.
                    &&&
YORDUN MU?
Her bir hayırlı işe,
Gece görülen düşe,
Her gün doğan güneşe,
Hiç kafanı yordun mu?

           &&&
NAMAZINI KILAN KİŞİ
İşi sever hepten güler,
Daima rast gelir işi
Sefalıca ömür sürer,
Namazını kılan kişi.

Uzak deri diye sormaz,
Lüzumsuzsa kafa yormaz,
Hoşgörüden geri durmaz,
Namazını kılan kişi.

Olumsuzu oldurur o,
Araştırır buldurur o,
Somurtkanı güldürür o,
Namazını kılan kişi.

Örnek olur yaşar durur,
Her engeli aşar durur,
Sevenine koşar durur,
Namazını kılan kişi.

Korkmaz gibi hasta olsa,
Koşar durur eşe dosta,
Kör cahile koyar posta,
Namazını kılan kişi.
              &&&
HAYDİ AL DE GEL!
Yemek pişmiş al da gel,
Ekin ermiş yol da gel,
Bozulunca abdestin,
Yenisini al da gel.
                 &&&
          DERSLERDEKİ BAŞARINI SIRRI
    Liseye giden bir hanım kız annesini kaldırmadan sabah namazını kıldıktan sonra kahvaltısını yapar okula gidiş vaktine kadar de derslerini tekrar ederdi.
    Babası ona daha ortaokula giderken Yasin-Tebareke-Amme surelerini ezberletmişti. Hiç kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazdı. Okuldan eve evden okula gidiyordu. Arada bir babası onu bazen de bir şeyler alıp gelmesi ve alış verişi öğrenmesi için bakkala gönderiyordu.
    Bir gün eve geldiğinde öğretmen ona babasına şunları söylemişti:
   -Baba müjde müjde bugün kimya dersinden BEŞ aldım. Babası da:
   -Kızım dokuz, on almak varken, niye beş aldığına seviniyorsun? Dediğinde hanım kız şöyle cevap vermişti:
-Baba bizim kimya öğretmenimizin en fazla öğrencilere verdiği not on üzerinden beştir. Bizim sınıfta üç öğrenci beş aldı, birisi de benim.
   Babası o zaman kızının bu durumunu sevinçle karşılamıştı ve tebrik ederek sevinmişti.
    O hanım kız Eczacılık fakültesini bitirip eczacı olup eczane açtığında alış verişte hiç yabancılık çekmeden işini idare eder hale gelmişti. Eczaneye gelen her kişi ile haddinden fazla ilgilenerek bütün kasaba halkının sevgisini kazanmıştı. Önemli olan da bu değil mi?
                     &&&
    BİSMİLLAH DE!
İbretle bak pişmiş aşa,
Bir baksana kurda kuşa,
Başladığın her bir işe,
Gel hele bir BİSMİLLAH de.
             &&&
                                        ÇOK MU ZOR?
Sevgili Canlar!
   Hayatta bazı şeyler vardır ki insana çok zor gelir. İnsana sevap kazandıracak esas şeyler işte bu zor olan şeylerdir. Kolayı herkes benimser ve yapmak ister, esas olan zoru başarmak ve zirveye çıkabilmektir. Kendini bilen insan şunu çok iyi bilir ki, her yokuşun bir düzü, her zorun bir kolaylığı vardır, unutmayın ki hayatta hiçbir şey zor değildir. Esas mesele kolay olan şeyi insanın kendisinin zorlaştırmasıdır.
    Yapılması gerekli olanlar yapılmazsa elbette bir zorluk vardır. Kişi zor olan şeyi bir kırk gün yapsın ondan sonra bırakamaz. Esas olan mesele zorluğu kolaylığa çevirebilmek düşen kendini bilen insana.
   İşte bazılarına zor gelenler:
-Ezan okunur okunmaz caminin yolunu tutmak çok mu zor?
-Abdestimiz bozulduğunda hemen abdest almak çok mu zor?
-Birileri ağlarken onlara yardım etmek çok mu zor?
-Gecenin üçte ikisi geçtikten sonra uyanıp teheccüd namazı kılmak çok mu zor?
-Her gün yatmadan önce kendi kendimizi sorgulamak, akşama kadar işlediğimiz günah ve sevaplarımızı teraziye koymak çok mu zor?
-Evde pişen yemekten komşumuza bir tabak olsun göndermek çok mu zor?
-Komşularımızla güzel geçinmek, onlarla muhabbet etmek, arada bir gidip gelmek çok mu zor?
-“Bir dilim ekmeğiniz bile varsa onu sakın yalnız yemeyin.”diyen Allah dostu Sad-i Şirazi Hazretlerinin sözünü akılda tutmak çok mu zor?
   Yukarıda sayılanların hiç birisi zor değil de aslında bunları biz kendimiz zorlaştırıyoruz gibi geliyor bana. Söyleyin canlar haksız mıyım?

İŞTE HUZUR VE MUTLULUK REÇETESİ

Yorum Yazma Kuralları

Yorumlar

SON EKLENENLER

Servisler

İçerik

Kurumsal

Kategoriler

İŞTE HUZUR VE MUTLULUK REÇETESİ

Yorum Yazma Kuralları

Yorumlar

SON EKLENENLER

Dikkat