46. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT.. KÜLTÜR SAYFASI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİ: “Sabah, akşam Rablerinin rızasını dileyerek dua edenlerle beraber sen de sabret! Dünya hayatının güzelliğini isteyip de gözlerini o kimselerden ayırma! Bizi anmayı kendisine unutturduğumuz, işinde aşırı giderek heva ve hevesine uymuş olan kimselere boyun eğme!”(Kehf Su:28)
&&&
HAFTANIN HADİS-İ ŞERİFİ: “Yoksul, kapı kapı dolaşıp bir iki lokma, bir iki hurma ile savuşturulan kimse değildir. Asıl yoksul; kendine yetecek malı bulunmayan, muhtaç olduğu bilinip de kendine sadaka verilmeyen ve kalkıp dilenmeyen kimsedir.” (Buhari-Müslim-Abu Davud)
&&&
BAŞYAZI: ŞABAN KORKMAZ
ANNE VE BABALARIN EN ÖNEMLİ GÖREVLERİ
Hiç şüphesiz ki çocuklar anne ve babaya Cenab-ı Alah’ın bir emanetidir. Onları en güzel bir şekilde milli ve manevi değerler içerisinde büyütmek, helal lokmalarla beslenmesini sağlamak en önemli görevler arasında olmalıdır.
Anne ve babalar özellikle kız çocuklarının daha fazla itina ile yetiştirilmeye ve himaye edilmeye muhtaç oldukları malumunuzdur. Yetiştirme ve himaye etme derken şüphesiz onların maddi ihtiyaçlarının karşılanması yanında manevi bakımdan da onları besleyip hayata hazırlama manası anlaşılır.
Anne ve babaya düşen en önemli görev daha küçük yaşlarda çocuklarına milli ve manevi değerleri aşılamak olmalıdır. Onları helal lokmalarla beslemek olmalıdır. Her türlü ihtiyaçlarını normal ve helal yollardan karşılamak olmalıdır. Onların daha küçük yaşlarda namaz kılmalarını, oruç tutmalarını, tesettüre uymalarını sağlamalıdır.
Hiç şüphesiz ki anne ve baba çocuklarını bi hakkın yetiştirirlerse çocukları da evlendiklerinde çocuklarını o şekilde yetiştirmeye özen gösterecekleri aşikârdır.
Anne ve baba çocukların yanında hiçbir şekilde münakaşa etmemeli, sürtüşmemeli, birbirlerini üzecek söz ve davranışta bulunmamalıdır. Hal böyle olunca çocuklarda anne ve babalarından görmüş olduklarını yetişkin bir hale geldiğinde uygulama hevesi içinde olurlar.
Şurası da hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, atalarımızın dediği gibi: “Çocuk yedisinde ne ise yetmişinde de odur.”
Evlatlarını milli ve manevi değerlerle mücehhez bir şekilde yetiştiren anne babalara müjdeler olsun.
&&&
İŞTE YOĞURDUN FAYDALARI
-Yoğurt, lezzetle yenmesinin yanı sıra tedavi edici olarak da kullanılan sütün bütün hassasiyetlerine sahip bir gıda maddesidir.
-Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sütten yapılan yiyeceklerin, hastanın ve normal insanların kalbini ferahlatacağını beyan buyurmuşlardır.
-Hiç mikrop barındırmayan bir kaç yiyecek maddesinden birisi de elbette yoğurttur.
-Yoğurt, kalp hastalarının başlıca sebebi olan kolesterolün kandaki seviyesini düşürür. Mikrobik sarılıkta antibiyotik gibi iş görür. Alerjik reaksiyonları azaltır. Büyüme ve gelişmeyi teşvik eder. Kanserin teşekkülünü geciktirir.
-Bir başka hassası da vücudu temizlemesidir. Zehirlenme tehlikesi olan işlerde çalışanlara bu yüzden yoğurt verilir.
-Çeşitli bağırsak bozukluklarında yoğurt çok faydalıdır, bağırsakları dezenfekte eder.
-Yoğurt ekşimiş olmamalı, yoğurdu suyu ile birlikte yemelidir. Zira hazım organlarının çalışmasına yarayan B vitaminleri yoğurdun suyuna geçer. Bu bakımdan süzme yoğurtların hazmı zor olur.
-Yoğurt akşamlara yatmadan önce yenirse rahat uykuyu sağlar.
-Yoğurdun gıda değeri sütün aynı olduğu için, hastalara süt yerine taze yoğurt vermek daha faydalı olur. (Şifalı Bitkiler Ve Gıdalar)
&&&
İYİLİĞE ÇAĞRI
“Allah bir kula ikram ettiğinde ona zikrini ilham eder, kendi kapısında tutar ve onunla ünsiyet eder. İyilikler ve güzellikler ihsan eder, katında özel lütuflarda bulunur! Dünya meşgalelerini ve sıkıntılarını ondan uzak tutar. Böylece Allah’ın has kullarından olur. Hem hayatında hem de ölümünde ona ne mutlu! Dünya ile mağrur olanlar, mukarrebin kulların aldığı hazzı, zakirlerin tattığı lezzeti, Allah âşıklarının sürurlarını bir bilmiş olsalardı, kaçırdıkları şeyden dolayı üzüntüden ölürlerdi.”
“Kim yüce Allah’ı severse, her bir amel onun işlemesiyle güzellik bulur.”
Zünnun-i Mısri (k.s.)
&&&
GÖZYAŞIM
Bir cevhersin ateşten kaynayan alev alev,
Özün bir su olsa da, gönlümde yangın olur.
İkbal saraylarını sensin yerle bir eden,
Gözlerimden gönlüme çağlayıp akıp giden.
Günahlara batırır nefis şeytani bir dev,
Yıkayıp arıtırsın; dupduru rengin olur.
Domur domur dökülen sanki inci mercansın,
Susuz kalan ruhuma hayat veren bir cansın.
Bazen aşk, bazen sevgi damlatırsın derinden,
Dostluğun sayesinde yüksekler engin olur.
Zikir zikir dökülür, gidersin akın akın,
Canımı verdiğimsin hem uzak, hem de yakın.
Tövbemin kanadında kutlu bir heyecansın,
Sen Allah’a gidince, bir gönül zengin olur.
Gün oldu dolup taştın; boşa döktün yaşını,
Gün oldu hasret kaldım, naza çektin başını.
Ey gözyaşım boşal da ama tekrar geri dol,
Seninle temizlenir, sevgiliye giden yol.
Şerife GÜNDOĞDU
(Türkiye Şiir Güldeste’sinden)
&&&
DÜNYADAYIM
Dünyadayım, dünyam benim içimde
Dünya döner sonsuz âlem içinde
Hakk’ı gördüm, her âlemin içinde
Ben Hak’tayım, Hak’ta benim içimde.
Aydın ÇETİNKAYA
&&&
EY SEVGİLİ CANLAR SİZİN;
-Yemeğiniz varsın yavan olsun.
-Katığınız her zaman açlık olsun.
-Tatlınız birkaç tane hurma olsun.
-Lezzetlendiriciniz her zaman tuzunuz olsun.
-Elbiseniz yün, evleriniz mescid olsun.
-Kandiliniz ay, esansınız su olsun.
-Dininiz sakınma, ilminiz rıza, azığınız takva olsun.
-Yemeniz akşam, uyumanız gündüz, kelamınız zikir olsun.
-Sığınağınız, dayanağınız Allah olsun.
Bütün bunları yapabilirseniz Allah sizden razı olsun.
&&&
BİR DERDİM VAR
Bir derdim var âlemde bin dermanı neylerem
Bir canım vardır canda yüzbin canı neylerem.
Ben bu aşka erince hayli zaman ağladım
Aradığım bulmuşum çün falanı neylerem.
Ben bu aşka ezelden dosta kurbandır canın
Bi-nişandır mekânım ben mekânı neylerem.
Ben bu aşka yar oldum bir ile hem bir oldum
Hem Musa hem Tur oldum ‘len terani’ neylerem
Gel oldu ben gafile ayn ü şinu kaf ile
Dersi yardan almışam ilm-i irfanı neylerem
Gayrısından el çekip istediğim derdidir
Vermese derdin bana dü cihanı neylerem
Ben bu derde uğradım yokluğu kar eyledim
Hacc u zekât-sıfat armağanı neylerem
Ümmi Sinan’ın cani daim aşkı fermanı
Ver anın içün imanı ben isyanı neylerem.
Ümmi Sinan
&&&
TEVEKKÜL
Tevekkül, Allah’a güvenmek, kulluk görevini yaptıktan sonra başarıyı Allah’tan beklemek ve insan gücünün yetiştiği ve yetişmediği şeyleri yüce Allaha bırakıp ümitsizliğe ve keder içine düşmemektir.
Tasavvufi manada tevekkül etmek, “vekil edinmek” anlamına gelir. Vekil edinmek bir işin yapılmasının doğrudan Allah’a havale edilmesi, olayın tümüyle O’na bırakılmasıdır.
Günümüz insanlarından bazıları ne kadar da tahammülsüzlük içinde hareket etmektedir. Bazıları Allah’a tevekkül etmediği gibi tevekkül edenleri de kınar bir halde sözler ederek haddini aşma cesaretini gösterebiliyor. Kendini bilen kişi başkalarının işine karışmamalıdır. Başkalarını ayıplayacağı yerde kendi kusurlarını görüp onları düzeltme yolunda çaba ve gayret göstermelidir. Herkes kendi hesabını kendi verecektir. Üzerine arzan olmayan işleri lüzumsuz kişiler yapar ve kendileri Allah’a gereği gibi kul olmadığı halde başkalarını eleştirme yolunu tutar. Bu yanlış bir yoldur. Kişi başkalarının ayıpları ve kusurlarıyla uğraşacağı yerde kendi kusur ve ayıplarıyla uğraşması kendi lehine olacaktır.
&&&
GAFLET HALİ
Her kim ki birine zulüm yaparsa Hakk’ı küçük görür, batılı yayar ve âlimlere kızar. Hiç şüphesiz ki kalbi kör olan, Allah’ın zikrini unutan kişidir.
Gafil olan kimse de Haktan sapar, boş emellere aldanır, hasret ve pişmanlığa düşer. Bu kişi ki Allah’ın huzuruna hiç hesap etmediği şeyler karşısına çıkar. Şüpheye düşen kişi de, şaşkın bir halde sapıklık içinde yuvarlanır gider.
Kendi bilen kişi gaflet uykusunda ise derhal uyanmaya çalışmalıdır. Bir daha gaflet çukuruna düşmemek için çaba ve gayret göstermelidir. Elin etlisine sütlüsüne karışmamaya çalışmalıdır. Başkalarının hata ve kusurlarını görme yerine kendi hata ve kusurlarının görerek bunları düzeltme yoluna gitmelidir.
Gel ey sevgili can dostum! Eğer sende kibir varsa bir hiç uğruna onu satmaya bak. Kinle kibir bir kalpte barınamaz. Bir kalpte ya din vardır, ya da kin vardır. Her ikisinin bir kalbe sığması mümkün değildir. Kalbini Allah zikriyle temizlemeye bak ta Rabbim seni sevsin ve seni cennetine koysun.
Engin ÖNDER
&&&
DUAMIZ
Ya Rabbi! Senin güzel isimlerinin hürmetine istiyor ve yalvarıyoruz:
RAHMAN ismi şerifinle dünyada çekmekte olduğumuz sıkıntıları gideriver Ya Rabbi.
RAHİM ismi şerifinle ahirette bizlere yardımcı oluver Ya Rabbi.
GAFFAR ismi şerifinle günahlarımızı bağışlayıver Ya Rabbi.
TEVVAB ismi şerifinle tövbelerimizi kabul ediver Ya Rabbi.
REZZAK ismi şerifinle maddi ve manevi rızıklarımıza bereket ihsan eyle Ya Rabbi.
FETTAH ismi şerifinle hakkımızda hayırlı kapıların açılmasını nasip ediver21 Ya Rabbi.
ŞAFİ ismi şerifinle bütün hastalara şifalar veriver Ya Rabbi.
SETTAR ismi şerifinle bütün ayıplarımızı ve kusurlarımızı örtüver Ya Rabbi.
MUCİB ismi şerifinle yapmış olduğumuz duaları kabul ediver ya Rabbi. Âmin
&&&
BİR KISSA- BİN HİSSE!
Salih kişilerden biri bir padişahı cennette, bir dervişi de cehennemde gördü. “Neden bu cennette, öbürü cehennemde? Oysa insanlar bunun aksine inanırlardı.” diye sordu.
Bunun üzerine gaipten bir ses geldi:
-Dervişlere sevgi gösterdiği için bu padişah cennete, padişahlara yaklaşmaya çalıştığı için de bu derviş cehenneme girdi.
Hal böyle iken ne yaptığımızı, ne düşündüğümüzü, nasıl amel ettiğimizi bilmeye ihtiyacımız var değil mi? Derleyen: Engin ÖNDER
&&&
BİR BİLEN OLMAK İÇİN;
-İki dinle bir söyle.
-Her zaman azı söyle, özü söyle.
-Haftada bir gün sükut orucu tut.
-Ayda bir hatim yapmaya bak.
-Durmadan ilim meclislerine devam et.
-Başkalarının etlisine sütlüsüne karışma.
-Oku, anla, anladıklarını da birilerine anlat.
-Her bir işin için istişare et.
&&&
BİR İNCİ
SEHERİN VAKTİNDE DURMADAN YESEM BİLE AYAZI,
AHDETTİM BIRAKAMAM GÖNLÜMÜN SÜRURU NAMAZI.
&&&